AKP, sorumluluğu askere yükleyip aklanmaya çalışıyor


İçişleri Bakanlığı'nın Uludere raporu

AKP'yi aklar mı?




İçişleri Bakanlığı'nın Uludere katliamına ilişkin hazırladığı raporda, katliamın sorumluluğu üst komutanlıklara yüklenerek iktidar aklanmaya çalışılıyor. Fakat katliamın ardından AKP'li isimlerden gelen açıklamalar hala hafızalarda.

Uludere’de 36 insanın savaş uçaklarının bombalarıyla hayatını kaybettiği katliama ilişkin İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan rapor, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu’nda görüşüldü.

Vatan Gazetesi’nden Kıvanç El’in haberine göre Uludere katliamına ilişkin 200 sayfalık ‘gizli’ ibareli raporda “Operasyondan yerel komutanlığın değil üst komutanlıkların sorumlu olduğunun düşünüldüğü”, “MİT’in olay günü herhangi bir istihbarat vermediği” belirtildi.

“Üst komutanlıklar sorumlu”

Raporda, operasyonun sınır ötesi harekât olduğu, TBMM’nin hükümete verdiği yetki doğrultusunda Genelkurmay tarafından icra edildiği ifade edildikten sonra, operasyon ve insansız hava aracı talebinin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’ndan gelmediği, bu taleplerin nereden geldiğinin yetkili olan komutanlıklardan öğrenilmesi gerektiği kaydedildi. Atış emri verilmeden önce yerel komutanlıklardan bilgi alınmadığı, bu nedenle yerel komutanlıkların sorumlu olamayacağı, “üst komutanlıkların sıralı bir biçimde sorumlu olabileceklerine” vurgu yapıldı.

Raporda, son bombalamanın ardından köylülerin olay yerine gittiğinin anlaşıldığı ancak acil yardım merkezine müdahale için bir talimat verilmediği bilgisine de yer verildi.

“Acil müdahaleye gerek yoktu”

Bombalama sonucu hayatını kaybeden ya da yaralananlar arasında PKK’li olmadığı belirtilirken, 28 Aralık 2011 tarihli insansız hava aracı görüntülerinde grup içinde PKK’li olup olmadığı konusunda “spesifik bilgi olmadığının anlaşıldığı” kaydedildi. Yanı sıra “toplanan grubun en yakın askeri noktaya en az 1 saatten önce ulaşılamayacağı, dolayısıyla acil müdahaleye gerek olmadığı anlaşılmaktadır” ifadesine de yer verildi.

“28 Aralık’ta herhangi bir istihbarat yok”

Raporda istihbaratlara ilişkin bilgiler de yer aldı. 27 Kasım 2011 ve katliamın yaşandığı 28 Aralık 2011 arasında, bölgede PKK hareketliliği olduğuna ilişkin 10’a yakın istihbarattan sadece 7’sinin Aralık ayında olduğu bilgisinin MİT tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na bildirildiği belirtildi. Ancak katliamın yaşandığı 28 Aralık günü herhangi bir istihbaratın söz konusu olmadığı da ifade edildi. İstihbaratların bölgede PKK hareketliliği ve Fehman Hüseyin’le ilgili olduğu belirtilirken, Heron görüntüleriyle “atış serbest” talimatı verilemeyeceğinin anlaşıldığı, başka istihbarat bilgilerinin olması gerektiği söylendi.

Raporda “olay yerine geç gidilmesi”, “yaralılara geç müdahale edilmesi” konularında tümen komutanlığında görevli bazı subayların da soruşturulmasının istendiği öğrenildi.

Sorumluluk üst komutanlıklarınsa, bu açıklamalar neden yapıldı?

İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan söz konusu raporda, “Heron görüntülerine güvenilerek ‘atış serbest’ talimatının verilemeyeceğinin anlaşıldığı”, “Uludere katliamının sorumluluğunun üst komutanlıklarda olduğu” vurgulanıyor. Yani aslında 36 insanın yaşamını yitirdiği katliamın sorumluluğu birtakım üst komutanlıklara yüklenerek, AKP iktidarı “aklanıyor”. Bu noktada, katliamın sorumluluğu İçişleri Bakanlığı’nın raporunda söylendiği gibi üst komutanlıklara aitse, katliamın ardından iktidara mensup isimlerden gelen “operasyon kazası”, “olur böyle şeyler” gibi açıklamaların ne anlama geldiğini sormak gerekiyor.

Hatırlanacağı üzere katliamın ertesi günü TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu Twitter’dan yayınladığı mesajda "30 yılı aşkın bir süredir devam eden ve on binlerce canımıza mal olan terör belasıyla mücadelede bazen istenmeyen olaylar yaşanabiliyor" demişti. Yani Burhan Kuzu’ya göre 36 insanın savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilmesi bazen yaşanabilecek bir olaydı!

Burhan Kuzu, daha sonra yayınladığı mesajlarında güvenlik güçlerinin sivillere zarar vermemek adına operasyonları, 'Sınırlı bombardıman alanı', 'nokta atışı bombardımanlar' şeklinde yaptığını, 'Bu denli siyasi, sosyal, askeri ve bilhassa operasyonel hassasiyete rağmen bu tür acı hadiseler yaşanmasını üzüntüyle karşıladığını' belirtti. Kuzu, 'Elim hadise' olarak açıkladığı katliamda 'zerre kasıt olmadığına inandığını' da ifade etmişti.

Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ise, katliamdan sonra katıldığı bir televizyon programında “köylülerin orada ne yaptığının sorulması gerektiğini” söyleyerek, suçu hayatını kaybeden insanlara atmaya çalışmıştı. Bağış, "Suçlu aramak yerine olayı değerlendirmeli, tahribat yerine tahkikat yapılmalı" demiş ve şöyle devam etmişti:

"Aslında kaçak sigara olayını da masaya yatırmak, sigaradaki bazı vergileri de gözden geçirmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Terör örgütün bundan rant sağladığı duyumları geliyor. Kaçakçılığın bir gelir kapısı olması da gözden geçirilmesi gereken durumdur. Önemli olan orada ne tür bir istihbarat geldi, hangi kurumlar hangi talimatı verdi, bunu değerlendirmek lazım. Suçlu aramak yerine olayı değerlendirmeli, tahribat yerine tahkikat yapmak gerekir."


soL - Haber


.
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..