Biraz bed de olsa, beddua da bir duadır...
-Yanarak ölmediler, dumandan boğuldular! Vicdanım rahat. diyor vicdansız molla, hiç utanmadan. Benim vicdan çok rahatsız; hop oturup hop kalkıyor. Benim vicdan mı muallak, olaylar mı müteharrik?
“Eylemleri sözdü
Silahları sazdı
Ozan olmaktı kiminin de
Ozanlar içinde günahı
Suçları Pir Sultan’ı anmaktı
Cezaları yanmaktı
Toplu mezar oldu onlara
Alev Alev Madımak”
demiş şair Bülent Ecevit.
Madımak davası yargıçları, her gece düşünüze Aziz Nesin girer inşallah! Alevler içinde merdivenden inerken, Kabustan silkinip öte yana koyun başınızı, Pir Sultan girsin düşünüze sazını gümbürdeterek, sazından duman tüterek.
33 aydın cayır cayır yakıldı bir yobaz kibrit ile. Hâlâ duman tütüyor Madımak Oteli’nden. Dava zaman aşımına uğramak üzere. Nedir zaman aşımı? Vakit mi kendini zımparalıyor? Belirli bir zaman sonra ortadan mı kalkıyor suç? Tarafgir bir yargıç istediği kadar uzatabilir davayı, yıllara yayar, suçlu birden suçsuz olur. Düzen öyle buyurursa çok fena suçlu olur suçu belirlenemeyen. Ne kadar kauçuk kaplama bir hukuk!
Ergenekon ve Balyoz davaları da zaman aşımına uğrar mı acaba? Sanmıyorum. Öyle ihtiyâri, yani durmasan da olur duraklara uğramadan geçer faşizminin tramvayı. Lan durdurun tramvayı, zaman aşımında inecek var!
“İçerde yanıyor canlar
Şeriatın içtiği kanlar
Bileniyor tüm insanlar
Tüm Sivas’ın suçu yoktur
Ama yaktı Sivaslılar”
demiş Aşık Mahzuni.
Madımak bir aydınlar soykırımıdır, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu ve fotokopisi suçlar zaman aşımına uğrayamazlar.
Biraz bed de olsa, beddua da bir duadır. Allah birilerinin belasını versin, cezasını versin gibi bir söylem var olduğuna ve buna şiddetle inanıldığına göre, Madımak davası yargıçları, sizin cezanızı da Allah versin. Cehennemde cayır cayır yanın, yanarak değil, dumandan boğularak ölün.
Amin!
.