Fethullah'ın içine doğan "İrtica Planı"
Fethullah Gülen'in 2009'un Haziran ayında Taraf'ta yayınlanan "İrticayla Mücadele Planı"ndan iki ay önceden haberdar olduğu ortaya çıktı. Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım Silivri 1 No’lu Cezaevi’nden yazdı…Fethullah Gülen’in, 12 Haziran 2009’da Taraf gazetesinde yayımlanan “İrticayla Mücadele Eylem Planı”ndan, iki ay öncesinde haberdar olduğu, internet sitesindeki bir konuşmasından anlaşıldı. Gülen, 6 Nisan 2009 tarihinde herkul.org sitesindeki konuşmasında “İrticayla Mücadele Eylem Planı”ndaki ‘faaliyetleri’ sanki kendi yazmış gibi biliyor. Oysa o tarihte dört sayfalık plan “belgesi”, henüz bir yerde bulunmuş ve kamuoyuna yansımış değil.
“KALAŞNİKOF VERECEKLER, SİLAHLANDILAR DİYECEKLER”
Fethullah Gülen konuşmasında, iki ay sonra, ‘bulunacak’ olan planın ayrıntılarını ‘içine doğmuşçasına’ şöyle anlatıyor:
“Yarın başka şeyler de icat edebilirler… Belki hakiki Müslümanlarla, okudukları kitaplarla, ayakta durmaya çalışan insanların içine sokmaya çalışırlar. Onları güçlendirirlerse, ellerine silahlarda verebilirler. Bu kitapların arkasındaki Zat’ın posterlerini evlerin duvarlarına asabilirler.
(…) Sonrada ellerine kalaşnikoflar verirler, iki yerde bir şey yapınca demek ki ‘imkan bulunca bunlar silahlanabiliyor.’ Sonra hiç silahı milahı, tabancası hatta çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgası vuracaklar. Sonra yapmak istediklerini yapacaklar bununla.
(…) Bir taraftan bunları oluşturacaklar, bir taraftan işte irtica hareketi falan diyecekler. İrtica ile irtibatlandıracaklar, Din ile irtibatlandıracaklar. Bir şom ağızlının dediği gibi 14 Asır evvel indiği söylenen kitaba nazarlar çevirmeye çalışacaklar. ‘Estağfurullah yüz bin defa estağfurullah’ diyecekler. Bunların hepsi sistemli bir merkezlerden belirli böyle karanlık karar kurullarında alınan kararlarla yapılan şeylerdir.
(…) Onların organizasyonlarıyla meydana gelmektedir.”
PLAN ÖNCEDEN BİLİNİYOR!
Fethullah Gülen’in bu konuşmalarıyla, o tarihte henüz ortaya çıkmamış “İrticayla Mücadele Eylem Planı” arasındaki bire bir benzerlikler şöyle: Planın “3. İCRA: (a) Planlama ve Genel Faaliyetler” bölümünün 6. maddesinde şöyle yazıyor: “Askeri suç kapsamında yapılacak ışık evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, FG Grubu ‘Silahlı Terör Örgütü’ Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmaları askeri Yargı kapsamında yürütülecektir”
Fethullah Gülen konuşmasında net bir biçimde “Müslümanların içine sokmaya çalışırlar. Onları güçlendirirlerse, ellerine silahlarda verebilirler” diyordu.
‘ZAT’IN POSTERLERİNİ EVLERİN DUVARLARINA ASABİLİRLER’
Diğer yandan “İrticayla Mücadele Eylem Planı”ndaki “Kara Propaganda Faaliyetleri” bölümünde şu maddeler dikkat çekiyor:
“…Çeşitli bilgi ve belgeler ile ilgili ortaya yem atılarak yakalanan personel hangi gruba ait olursa olsun FG’ci oldukları şeklinde ifade vermeleri sağlanacak.
… Yukarıda açıklanan şekildeki personelin sıradan dahi olsa arkadaş çevresindeki en olumsuz kişi onların en yakın arkadaşı gibi gösterilerek FG’cilerin iç yüzüşmüş gibi düşünülmesi sağlanacaktır.
… İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra FG’ciler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, Mossad, Moon tarikatı, Humeyni, vb…) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlanacaktır.”
Ne diyordu Fethullah Gülen konuşmasında: İçimize sokulan insanlar “kitapların arkasındaki zat’ın posterlerini evlerin duvarlarına asabilirler” ‘objelerin’ Humeyni kitapları ve posterleri olduğu anlaşılıyor.
HİÇ BİR SAVCININ DİKKATİNİ ÇEKMEDİ Mİ?
Avukat Serdar Öztürk’ün bürosunda çıktığı söylenerek başlatılan soruşturma çok sayıda general, amiral ve albayları içine alarak Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a kadar uzandı. Serdar Öztürk’ün telefonları emniyet tarafından dinlenmesine rağmen şehir dışında olduğu bir sırada ofisinde yapılan arama dikkat çekmişti. Büroda bulunduğu iddia edilen ancak aramadan bir gece önce Öztürk’ün avukatlık bürosuna girildiğine dair ciddi şüphelerin olduğu, HTS kayıtlarıyla bazı polislerin telefon trafiğinin bir gece öncesinde büro çevresinde yoğunlaştığı mahkemede ortaya çıktı. ‘Evlerimize silah ve objeler bırakacaklar’ denilen konuşmada geçen eylem biçimi, aynı şekilde bir avukat hedef seçilerek, onun ofisine mi bırakıldı? Kaldıysa bir cumhuriyet savcısı Fethullah Gülen’in konuşmasından yola çıkarak bir soruşturma başlatır mı? Çünkü konuşmayla “İrticayla Mücadele Eylem Planı” denilen belge arasındaki şaşırtıcı benzerlik ve zamanlaması belgenin üretilmiş olabileceğine dair “kuvvetli şüphe taşıyor.”