'Arap baharı ve İngiliz Mehmetler!'
Maliye Bakanı ‘Türkiye modeli’nin sırrını açıkladıVaşington’daki temasları çerçevesinde “Ortadoğu ve Kuzey Afrika İçin Dersler” başlıklı panele katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin vergi ve yoksullukla ilgili politikalarının “Arap Baharı” ülkelerine örnek olabileceğini söyledi.
IMF-Dünya Bankası bahar toplantılarına katılmak üzere Vaşington’a giden Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, buradaki temasları kapsamında katıldığı “Ortadoğu ve Kuzey Afrika İçin Dersler” başlıklı panelde Türkiye’nin vergi sisteminin “Robin Hood stilinde” olduğunu ileri sürdü. Şimşek panelde yaptığı konuşmada “Bizim, Robin Hood stilinde bir vergi sistemimiz var. Mesela petrol gibi ürünlerde yüksek vergi uyguluyoruz. Bunu da eğitim, sağlık gibi konularda fakirlere yardım için kullanıyoruz. Yüzde 30 oranındaki vergi gelirimiz petrolden geliyor” dedi.
Ortadoğu’da son 1-2 yılda dramatik gelişmelerin yaşandığını vurgulayan Şimşek, “Arap Baharı ülkelerinin Türkiye'nin sübvansiyon deneyiminden ne tür bir ders çıkarabileceğine" yönelik soru üzerine Şimşek, halkın tamamına verilen genel sübvansiyonların aslında amacına ulaşamadığını söyledi. Şimşek Arap ülkelerinin Türkiye’nin yoksullukla ilgili politikalarını örnek alabileceğini iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz Türkiye'de tabii ki fakirimize, yoksulumuza sahip çıkıyoruz ama bu, genel sübvansiyonlar şeklinde değil, daha çok destekler anlamında. Türkiye'de biz akaryakıt ürünlerini sübvanse etmiyoruz, tam aksine akaryakıt ürünlerinden vergi alıyoruz, o topladığımız vergiyi Türkiye'nin geleceğine yatırıyoruz. Yani bunları, ülkemizin eğitimine, sağlığına, altyapısına, Ar-Ge'ye harcıyoruz. Halbuki Ortadoğu'da yapılan nedir? Akaryakıt ürünlerini sübvanse ediyorlar, böylece oradan gelecek gelirden olmakla kalmıyorlar, aynı zamanda bütçede çok önemli açıklar veriyorlar. Halbuki bu uygulamayı doğru yapsalar, belki eğitime, uzun vadeli ülke geleceğine daha fazla kaynak vermiş olurlar. Türkiye'deki birçok uygulama onlar için örnek olabilir.”
Türkiye’de vergi adaleti mi var?
Türkiye özellikle 1980’den sonra uygulanan neoliberal ekonomi politikaları nedeniyle vergi adaletinin hızla bozulduğu ülkelerden bir tanesi. 12 Eylül darbesinin ardından benimsenen neoliberal mantığın bir sonucu olarak sermayeden alınan vergilerin azaltıldığı, büyük bölümünü halkın ödediği vergilerin ise artırıldığı biliniyor. Halen toplam vergi gelirleri içerisinde tüketiciden alınan katma değer vergisi (KDV), özel tüketim vergisi (ÖTV) gibi “dolaylı vergiler”in payı yüzde 70 civarında. Oysa dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payı Avrupa Birliği’nde dahi yüzde 35 civarında.
Esas olarak şirketlerden alınan kurumlar vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payının seyri ise aşağıdaki grafikte izlenebiliyor:
Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı
Akaryakıttan alınan vergi yoksulların çıkarına mı?
Türkiye benzinden alınan dolaylı vergide AB ülkeleri içinde ilk sırada. 2011 yılında benzinden litre başına 2,53 TL, motorinden 1,86 TL, otogazda 1,07 TL dolaylı vergi alınmaktaydı. 2011’de akaryakıttan alınan dolaylı vergiler (ÖTV ve KDV) yüzde 10,2 artarak 45,9 milyar liraya ulaştı. Bunun yüzde 32,2’si motorinden kaynaklandı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, akaryakıttan yüksek vergi alınmasını olumlu bir uygulama gibi sunmasına karşın, sanayi sektörleri ve ulaştırmanın temel girdisi olan akaryakıttan alınan yüksek vergiler çok geniş bir ürün skalasına yüksek fiyatlar olarak yansıyor. Eğitimde ve sağlıkta özelleştirme politikalarına dolu dizgin devam eden hükümetin akaryakıt vergilerinden elde ettiği geliri bu alanlara ve yoksullara destek programlarına kanalize ettiği ise basitçe bir siyasi demagojiden ibaret.
Hafta içi sermaye sahiplerine geniş olanaklar sunan Tasarruf Teşvik Paketi’nin ayrıntılarını açıklayan Mehmet Şimşek için, yandaş basında sermayeye teşvik vermesine karşın “Robin Hood” benzetmesi yapılmıştı. Şimşek bu benzetmeyi pek sevmiş olacak ki Vaşington’da yaptığı konuşmada bu kez doğrudan bu ifadeyi kendisi kullandı.
Şimşek’in Arap ülkelerine “örnek” olarak gösterdiği bu adaletsiz yapı ve piyasacı zihniyet, “Arap Baharı” diye adlandırılan sürecin içerisinden geçen ülkelerden nasıl bir yol izlemelerinin beklendiği konusuna da açıklık getirmiş oldu.
"'Arap baharı'na İngiliz Mehmetler lazım"
21 Nisan tarihli TKP'nin Sesi, Mehmet Şimşek'in "Robin Hood'luğuna" değindi. Açıklama şöyle:
"Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Vaşington'da "Ortadoğu ve Kuzey Afrika İçin Dersler" panelinde konuşmuş. "Bizim, Robin Hood stilinde bir vergi sistemimiz var" demiş. Türkiye'nin fakirlere destek konusundaki uygulamalarını örnek alın diye eklemiş.
Türkiye büyük kısmını halkın oluşturduğu tüketicilerden alınan dolaylı vergilerin en yüksek, şirketlerden alınan kurumlar vergisinin ise en düşük olduğu ülkelerden birisi.
İngiltere merkezli bir uluslararası mali tekelin memurluğunu yaparken AKP tarafından bakan yapıldığı için "İngiliz Mehmet" sıfatıyla anılan Maliye Bakanı, Arap ülkelerine pazarlanan "Türkiye modeli"nin ne anlama geldiğini göstermiş özetle... "Zenginden değil, yoksuldan vergi alın; bunun küçücük bir kısmını da sadaka olarak dağıtıp siyasi ranta çevirin" mesajı vermiş. Demek ki "Arap Baharı"na daha fazla İngiliz Mehmetler lazım. "Model" dedikleri de bu..."
soL-Haber