19 Mayıs, her yaştan gençlere kutlu olsun...



Gençlikle Bayram…


'Mustafa BALBAY '

SivriSinekCaz19 Mayıs, her yaştan gençlere kutlu olsun. Gençlik sadece zaman dilimine dayalı bir şey değildir. İnsan, heyecanları kadar gençtir.

Ama bugünü genç yaştan gençlere

ayıralım.

Son aylarda aldığım mektuplarda dikkatimi çeken bir şey vardı; 16-17-18 yaş grubundan gençler arasında beni hapiste tanıyan bir kesim oluşuyordu…

Çoğunluğunun ailesi Cumhuriyet okuruydu. Beni çocukluğundan hayal meyal anımsıyordu. Gözlerini dünyaya, Türkiye’de olup bitenlere açtığında, ben hapisteydim…

Bir kesim de ailesinden bağımsız, salt kendi bilinciyle bana ulaşmak istemiş…

Bu tür mektuplar dikkatimi çekecek düzeyde artınca, ayrıca biriktirmeye başladım. Mektupların ruhu, içtenliği beni de kendi yaşına çekiyordu.

***

Geçen hafta 17. İzmir Kitap Fuarı’ndan aldığım 3 bini aşkın mektuptan “genç” olanlarını 19 Mayıs haftasında paylaşacağımı yazmıştım. Bu mektuplar adeta daha önce aldığım 16-17-18 yaş mektuplarının sağlaması gibiydi.

Onlardan bir kesit paylaşmak istiyorum.

Ayça:

“Bilmiyorum anımsar mısınız, küçükken tanışmıştık. Bana Affedersin La Fontaine kitabınızı imzalamıştınız. O zamanlar anlamamıştım. Şimdi en sevdiğim kitap olmaya başladı. Sizinle en kısa zamanda tekrar karşılaşmayı diliyorum…”

Deniz:

“17 yaşındayım. Sizi seven biri olarak satırlarıma başlıyorum. Hayata parmaklıkların ardından bakmak nasıl bir şey bilmiyorum. Ama sizin gibi bakmak, gerçekleri görmek hem üzücü, hem umut verici.

Umutlarımda, hayallerimde benim gibi düşünen genç arkadaşlarım ve sizler varsınız.

İnsanın en büyük özgürlüğü parmaklıkları bırakıp gitmek değil, düşüncelerini göğsünü gererek söylemektir. Umut, güç ve yüreklerimiz sizinle olsun. Yalnız değilsiniz, unutmayın.”

Mevlütdin:

“Mustafa Abicim ben üniversite öğrencisiyim. Sizin oradan çıkmanız için ne gerekirse yaparım. Bu mektubu evladınızdan gelmiş gibi okuyun. Atatürk gençliği olarak sizin gibi aydınların sonuna kadar ardındayız…”

Buse ve Özge:

“Biz 17 yaşlarında iki yakın arkadaşız. Bize güvenin, susmama yemini ediyoruz. Siz bize aitsiniz. Atatürk yolunda ilerleyeceksek eğer, sizin yanınızda olmaya razıyız. Biz gençlere olan güveniniz hiç solmasın…”

Baran:

“Sizi 2007 yılında geldiğiniz İzmir Kitap Fuarı’ndaki söyleşinizde tanıdım. Sadece tepkilerimizi dile getirmekten başka elimizden bir şey gelmediği için size karşı mahcubiyet duyuyorum…”

Yasemin:

“Belki 13 yaşındaki bir kızdan mektup almak size komik gelebilir. En büyük takipçiniz olan aile üyelerinden size sevgi gönderiyorum. Ben Atatürk’ü sizin gibi savunmaya, gerçekleri anlatmaya devam edeceğim. Lütfen asla umudunuzu kaybetmeyin. Biz yanınızdayız…”

Alaz:

“17 yaşında bir öğrenci olan ben Alaz’ın size mektup yazması ümitlendirici olabilir. Pekâlâ bizim de dertlerimiz var ama, temel derdimiz ülke… Doğaçlama yazıyorum… Umarım ileride karşılaşırız…”

İlkin:

“17 yaşında, Atatürk ve vatan sevgisiyle büyüdüğüm İzmir’in sizin gibi bir değer çıkarmasının gururuyla yazıyorum. Amacım sizin gibi bir gazeteci kimiliğine kavuşmaktır. Düzenli bir Cumhuriyet okuruyum. Kazanacağımızı unutmayın…”

Dila:

“Gittiğim toplantıda sizin mektubunuz okundu. Ne kadar özgür olduğunuzu anladım. Bunun için içerdesiniz…”

Ferhat:

“Sinopluyum. Üniversite için İzmir’deyim. 2 senedir hukuk dersleri alıyoruz; Anayasa, Medeni, Borçlar, Ceza… Siz aklıma geldikçe hep şunu söylüyorum; biz aslında hukuk dersleri değil, hukuksuzluğun derslerini alıyoruz…”

***

Çok az bir bölümünü paylaştığım mektupların ortak paydası, gerçekçilik, umutluluk ve özgüvendi.

Genç kuşaklarla iletişim kurmak hep ana hedeflerimden biri olmuştur.

Bir ülke için en büyük tehlike umudunu yitirmiş gençliktir. Her şeye karşın gençliğin içinden umut filizlerinin şahlanması ne güzel.

Ben de onlardan aldığım mektuplar kadar gencim ve umutluyum…

Yüreklerde kutlanan 19 Mayıs’a bu duygularla selam olsun…


➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..