Baroların hukuksuzluk isyanı
25 ilin baro başkanı İstanbul Barosu’nda buluştu.
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, ‘‘Özel görevli mahkemelerin karar ve uygulamaları bugün savunma hakkının özünü ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır” dedi.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, ”Balyoz Planı” davasına bakan özel yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve 10 Yönetim Kurulu üyesini ifadeye çağırmasıyla ilgili olarak, Taksim’deki İstanbul Barosu’nda, 25 ilin baro başkanının katılımıyla toplantı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Feyzioğlu, baroların asli görevinin avukatlık mesleğini koruyup, savunma hakkına yönelik ihlalleri önlemek olduğunu belirterek, ”Özel görevli mahkemelerin karar ve uygulamaları, bugün savunma hakkının özünü ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır. Etkin savunma hakkı, adil yargılamanın ve adalete ulaşılmasının koşulu, hukuk devleti ve demokrasinin güvencesidir. 12 Eylül askeri darbesine hakim olan zihniyetin ürünü olan devlet güvenlik mahkemelerinin devamı niteliğindeki özel görevli mahkemelerle demokrasinin bağdaşması mümkün değildir” dedi.
Özel yetkili mahkemelerin savunma hakkına gösterdiği tahammülsüzlüğün sadece ulusal değil uluslararası düzeyde de tescillendiğini iddia eden Feyzioğlu, sanıklardan sonra avukatların da duruşmalarda yasaklandığını öne sürdü.
Feyzioğlu, hukuk dışı uygulamaların sadece yasaklamayla sınırlı kalmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:
”Bu mahkemelerde savunma yapan avukatlar, yaptıkları savunmalar sebebiyle sanık olarak yargılanır olmuştur. Avukatı, yargılamanın bir parçası olmaktan çıkaran ve sanık durumuna getiren özel yetkili mahkemelerin baskıcı uygulamaları, ülkenin temeli olan adalete olan güveni tamamen yok etmek üzeredir. Ülke geneline yayılmış hukuksuzlukların son örneği, adil yargılama hakkı için mücadele eden İstanbul Barosu Başkanı ile yönetim kurulu üyeleri hakkında adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle bir özel görevli mahkeme tarafından suç duyurusunda bulunulmuş, bu suç duyurusu üzerine soruşturma açılmış olmasıdır. Üstelik baro görevi kapsamında faaliyet gösterdikleri çok açık görülen baro yöneticileri hakkındaki soruşturma, avukatlık kanununun ön gördüğü bütün güvenceler yok sayılarak açılmıştır. Herkes bilmelidir ki, avukatlar ve barolar demokrasinin lokomotifi, hukuk devletinin savunucusu, adaletin güvencesidir.”
İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal ise avukatlık mesleğinin onurunu korumak için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa bedel ödemeye hazır olduklarını söyledi.
