Diktatörlük hevesiyle bölücülük yan yana!
Başkanlık tartışmaları ve bölücülerin hız kazanan talepleri muhalefeti kızdırdı. CHP’li Tezcan “Başbakan’ın diktatör olma isteği pazarlık meselesi yapılacak” dedi.AKP ve bölücünün anayasa pazarlığı!

Diktatörlük hukuku!
Bülent Tezcan (CHP): Başkanlık sistemi tartışmalarının arka planında Erdoğan’ın fiilen yerleştirdiği diktatörlüğün hukuki temelini atma çabası var. BDP çevrelerinin beyanatları da bu konunun pazarlık edileceğini gösteriyor. Diktatörlük hevesiyle bölücülük heveslerini buluşturuyor bu tartışma...
Kırmızı çizgilerimiz var
Mehmet Şandır (MHP): Başkasının görüşüne, sözüne göre tavır belirlemeyiz. MHP’nin görüşleri, tavrı, kırmızı çizgileri bellidir. Yeni anayasa gayretleri; tırnak içerisinde söylüyorum, Kürt sorununu çözmek için ortaya konuluyorsa MHP böyle bir anayasaya katkı vermez.
Diktatörlük hevesiyle bölücülük yan yana!
Başkanlık tartışmaları ve bölücülerin hız kazanan talepleri muhalefeti kızdırdı. CHP’li Tezcan “Başbakan’ın diktatör olma isteği pazarlık meselesi yapılacak” dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemini tartışmaya açması bölücüleri heveslendirdi. Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, “Cin şişeden çıkmıştır” sözleriyle Kürt kimliğinin önünün açılmasını isterken, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Gündemimiz demokratik özerklik” diyerek bölücülerin düşüncesini bir kez daha açığa vurdu.
Muhalefet partilerinin bu konudaki değerlendirmeleri şöyle:
Demokratik geleneğe aykırı
Başkanlık sisteminin Türkiye’nin demokratik geleneklerine uygun bir sistem olmadığını belirten CHP Milletvekili Bülent Tezcan, şunları söyledi: “Parlamenter sistemler padişahların, kralların yetkilerinin sınırlandığı sistemlerde ortaya çıkar. Bizde de demokrasi mücadelesi bugüne kadar bu şekilde gelmiştir. Bu yüzden parlamenter demokrasi tercih edilmiştir. Türkiye demokrasi tarihinde parlamenter demokrasi vardır. Padişahın yetkilerinin sınırlandığı ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da devlet başkanının, cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırı dünyadaki örneklerine uygun olarak parlamentodan seçilen başbakanın yetkilerinin ona göre daha icracı olduğu bir sistemdir parlamenter sitem. 150 yıllık geleneğimizin sonucudur. Başkanlık sistemi tartışmalarının yeniden ayyuka çıkmasının arka planında, Erdoğan’ın fiilen yerleştirdiği diktatörlüğün hukuki temelinin atılması çalışmaları yatıyor.” Tezcan, şöyle devam etti:
Ciddi sonuçlar doğuracak
“BDP çevrelerinin de verdiği beyanatlar Başbakan’ın başkanlık rejimi ile ilgili arzusu ve isteğini göz önüne alan bir yaklaşımla pazarlık konusu olarak gündeme getirilecek. Görünen odur. Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğü ile Başbakan Erdoğan’ın diktatör olma isteği, bir pazarlık meselesi yapılıp Türkiye’de ciddi sonuçlar doğuracak olumsuz bir sürece doğru gidecek. Türkiye’nin demokrasi geleneğine de uygun değil. Başkanlık sistemi, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ulusal bütünlüğüne de aykırı sonuçlar doğuracak. Bunu uygun bulmuyoruz. Erdoğan’ın diktatörlük hevesi, yetkileri elinde toplama hevesi ve belirli çevrelerin de Doğu’da ve Güneydoğu’da Türkiye’yi bölme heveslerini bir araya getiriyor bu tartışma. Erdoğan’ın diktatörlük hevesiyle Türkiye’yi bölmeye çalışan anlayışların bölücülük heveslerini bir araya getiren, buluşturan bir tartışmaya dönüşüyor, bundan sakınmak lazım.”
BDP’nin ekmeğine yağ sürüldü
MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen, “Türkiye’nin bu karışık ortamında başkanlık sistemini tavsiye etmek gaflettir” dedi. Belen, şöyle dedi: “Başbakan, 9 Işık kitabından alıntı yaparak Başkanlık sistemini Türkeş ortaya koydu diyor ama Türkiye’nin şartları o günkü şartlar değil. Başkanlık istemi o zaman yazıldığında Türkiye’den toprak talebi yoktu. Türkiye’nin bir bölgesinden özerklik, bağımsızlık talebi olanlar da yoktu. Şu anda bu talebi dile getiren siyasi bir grup var TBMM’de ve bunun silahlı ordusu da dağda PKK. BOP’un hayata geçmesi ve Orta Doğu’nun yeniden şekillenmesinin çalışmaları yapılırken Başkanlık sistemini tavsiye etmek gaflettir. Türkiye’nin bölünmesine yol açacak bir sistem istenmektedir. BDP ile bunlar rol arkadaşlığı ve rol paylaşımı yapıyorlar. TBMM’de de bunu yapıyorlar. Kapalı kapılar ardında bir aya gelerek ABD’nin emrettiği planı okuyup, derslerini ezberleyip, rollerini paylaşıp rollerini yapıyorlar. BDP’yi heveslendirdiler. BDP’nin ekmeğine yağ sürdüler. Adamların zaten şu aşamada istedikleri özerklik. Daha sonra da ileriye doğru bağımsız Kürdistan’ı kurmak. En çok onların işine gelir. Erdoğan’ın da işine geliyor. Cumhurbaşkanlığını bu haliyle istemiyor, yetkilerini az görüyor.”
Kırmızı çizgilerimiz bellidir
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Yeni anayasa yapma gayretleri, Kürt sorununu çözmek için ortaya konuluyorsa MHP böyle bir sorunu kabul etmediği için yapılacak anayasaya da katkı vermez” dedi. “MHP olarak bir başkasının görüşüne ya da sözüne göre tavır belirlemeyiz” diyen Şandır, şöyle dedi: “MHP’nin görüşleri bellidir, tavrı bellidir, kırmızı çizgileri bellidir. Bir başkası gönlünden geçeni söyleyebilir, bir başka şeyleri ifade edebilir. Bu bizi çok ilgilendirmiyor. MHP Türk milleti için yeni bir toplumsal sözleşmeye hazırlanma çalışmalarına katkı veriyor. Yoksa Türk milletini parçalayacak bir çalışmanın içerisinde olmaz, karşısında oluruz. Demokratik özerklik, başkanlık sistemi gibi şeyler bizim konumuz değil.”
“Milli birlik ve beraberlik ortadan kalkar”
MHP Genel Başkan yardımcısı Reşat Doğru, “Türkiye’nin şu anda başkanlık istemine geçmesi doğru değil” dedi. Doğru, şunları söyledi: “Türkiye’de üniter yapının tartışılmaya çalışıldığı bölünmesiyle ilgili çok hain çalışmaların yapıldığı Kürt açılımı gibi milletin birbiriyle karşı karşıya getirilmeye çalışıldığı bir ortamda bunu çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Başkanlık sistemine şiddetle karşı çıkmamız lazım, bu istenen sistemde federatif yapı vardı. Federasyon yapısı vardı. Şiddetle üzerine basarak söyledikleri dünyada 30 ülkede bu sistem var deniyor. ABD başta olmak üzere tüm bu ülkelerde federasyonların birleşmesiyle bu sistemin uygulanması vardır” MHP’li Doğru şöyle devam etti.
“Parçalanmaya gidilir”
Türkiye’de federasyona geçtiğiniz zaman milli birlik ve beraberliğimizi tamamen ortadan kaydırmış olursunuz. Anayasamızla da aykırı bir durumla karşı karşıya kalınmış olacaktır. Dolayısıyla başkanlık sistemine geçilmesi Türkiye’yi bölünme noktasına götürecektir. Başkanlık sisteminin gündeme gelmesinin sebeplerinden bir tanesi de önümüzdeki süreçte Kuzey Irak’ta bir oluşum gerçekleştirilmek isteniyor ki bence bağımsızlık elde edilmiş durumdadır. Bağımsızlığın hayata geçirilerek oranın Türkiye Cumhuriyeti’nden korunması amaçlanıyor. BDP bundan sonra PKK’nın dağlarda alamadığını AKP zamanında ovalarda aldığı için Türkiye’nin bölünmesi süreci içerine gidecek çalışmaları hızlandıracak şeklinde bir kaygımız da bulunmaktadır. BDP’nin Türkiye’de anayasanın değiştirilemez maddelerin kaldırılmasını istemesi bunun üzerinedir.”
“İktidarı kim denetleyecek”
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Şimdi bir başkanlık sistemiyle karşı karşıyayız. ’Başkanlık sisteminde denetim daha iyi yapılır’ diyor Bekir Bozdağ. Denetimi kim yapacak, iktidarı kim denetleyecek” dedi. İnce, partisinin Gaziantep’te gerçekleştirdiği il kongresinde, başkanlık sistemi ile ilgili tartışmalara değindi. Başkanlık sistemine ilişkin görüşlerini ifade eden İnce, şöyle konuştu: “Şimdi bir başkanlık sistemiyle karşı karşıyayız. ’Başkanlık sisteminde denetim daha iyi yapılır’ diyor Bekir Bozdağ. Denetimi kim yapacak, iktidarı kim denetleyecek. Bir, parlamentoda muhalefet, iki Çankaya’da Cumhurbaşkanı, üç Anayasa Mahkemesi. Bunların hepsi yok. Parlamentoda ezici bir çoğunlukları var. Çankaya’da damarlarında sıcak siyasetin kanı, AKP’nin kanı dolaşan bir Cumhurbaşkanı var. Yargı, yüksek yargı teslim olmuş durumda.”
.