Tayyip Bey'in ağzını bıçak açmıyor!..



Suriye’ye müzik notası mı verdik?!.


'Mehmet TÜRKER '

Bugüne kadar meydana gelen gelişmelere bakınca, öyle görünüyor ki, uçağımız düştüğüyle kalacak!..

Türkiye’nin gösterdiği tek tepki, Suriye’ye nota vermek oldu!.. Cevabı alındı mı, HAYIR!.. Acaba Suriye’ye “müzik notası” mı verdik?..

ABD askerleri Kuzey Irak’ta askerlerimizin, dolayısıyla da Türkiye’nin başına çuval geçirdiğinde Tayyip Bey‘e sorulmuştu: “ABD’ye nota verilecek mi?” Tayyip Bey soran gazeteciyle dalga geçmişti: “O sizin bildiğiniz müzik notası değil.” Bu bakımdan Suriye’ye nota verilmesini bile (eğer müzik notası değilse) çok önemli bir tepki (!) olarak görmeliyiz!..

Tartışılan konu şu: Uçağımız Suriye hava sahası içinde mi yoksa uluslararası hava sahasında mı düşürüldü?..

Türkiye, uluslararası toplumu Suriye hava sahası dışında düşürdüğüne inandırmaya çalışıyor… Suriye ise ilkel bir şekilde kestirip atıyor: “Uçak Suriye hava sahası içinde düşürüldü… Egemenliğimiz ihlal edildi, özür dileyecek bir şey yok.”

Önceki gün de yazdık; uçağımız Rusya’nın kurduğu hava savunma sisteminden ateşlenen füzeyle düşürüldü… Sistem halen Rusya’nın kontrolünde.. Tayyip Bey samimi arkadaşı Putin‘e bunu sordu mu?..

“Yahu Esad’la ikiniz birlik oldunuz bana gözdağı mı veriyorsunuz?” dedi mi?..

Tayyip Bey Suriye’nin içişlerine el atmış, “Sınırımız 600 kilometre, orada akrabalarımız var, kendi halkına silah çeken, masum sivilleri öldüren rejime karşı sessiz kalamayız” diyor, Esad‘a bindiriyordu!..

Kısa bir süre öncesine kadar açılışlarda, temel atma törenlerinde, fırsat bulduğu her yerde eski mahalle arkadaşı Esad‘a yönelik tehditlere varan konuşmalar yapıyor, muhaliflere kucak açıyordu…

Şimdi adamlar uçağımızı düşürdü, Tayyip Bey‘in ağzını bıçak açmıyor!..

Muhtemelen yarın (bugün) AKP Grup Toplantısı’nda coşacak, söylenmedik laf bırakmayacak, Suriye’ye haddini bildirecek, biz de derinden bir ohhh çekerek tatmin olacağız!..

İhtiyatlı ve soğukkanlı olmak başka şey, Suriye’ye süratle dersini vermek başka şey!..

Bu durumda derinlikli (!) dış politikaya sahip iktidarın A veya B planının olmadığı anlaşılıyor, apışıp kalıyor!.. Ya da ABD’nin vereceği kararı bekliyor!.. Böylece derinlikli dış politika, Akdeniz’in derinliklerinde kayboluyor!..

“Türkiye bölgesinin lideri, süper güç” filan diye kof böbürlenmeler belki birilerinin aşağılık kompleksini tatmin eder de, bu gibi olaylar karşısında duvara toslar!..

Şimdi konuşulan konu NATO devreye girecek mi?.. Bu bile acizlik ifadesi değil mi?..

Türkiye’nin “bölgesinde lider” şişinmesini tebessümle izleyen Rusya ve Üran’ın uçağımızın düşürülmesinden sonra ne kadar keyiflendiğini hissedebiliyoruz!..

Uçağımızın düşürülmesi, Türkiye’nin başına ikinci defa çuval geçirilmesi olayıdır!..

Evet sakin olalım, ama onurumuzu korumayı da bilelim!..

Arap karnabaharı!..

“ARAP Baharı” Mısır’da radikal Üslamcı bir terör örgütü olarak bilinen Müslüman Kardeşler Örgütü adayının Cumhurbaşkanı seçilmesiyle sona erdi!..

Durum biraz da Türkiye’ye benziyor; Mısır’da laiklik zaman içinde hızla eriyecek, adım adım şeriata doğru ilerleyecek ve bu “demokrasinin zaferi” olarak görülecek!.. Arap Baharı tersine döndü!.. Tunus, Libya ve Yemen‘de radikal Üslamcılar ağırlık kazandılar, bu ülkeler için için kaynamaya devam ediyor…

Mısır’ın ilk Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır‘a suikast teşebbüsünde bulunan Müslüman Kardeşler Örgütü Mısır’ın yıllardır başını ağrıtıyordu, sonunda onun uzantısı bir partinin adayı “Arap Baharı” sayesinde iktidara geldi!..

Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi bir süre de cezaevinde yatmıştı ve Müslüman Kardeşler Örgütü‘nün bir militanı olarak biliniyordu!..

Sonuç olarak Mısır’a demokrasi (!) geldi, laiklik elden gitti!..

Tıpkı Tayyip Bey‘in “Millet isterse laiklik elbette elden gider” dediği gibi!..

SÖZCÜ

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..