'Eş başkanı olduğun BOP’un senaryosu!'
KUKLAYA DEĞİL OYNATANA VUR..

PKK-BDP efendilerine tek kelime yok!
CNN’in ünlü sunucusu Christiane Amanpour’a verdiği röportajda Amerika’nın Suriye politikasını övüp “ABD’ye minnettarız” diyen Başbakan Erdoğan, AKP’nin grup toplantısında sadece PKK ve siyasi uzantısı BDP’ye yüklenince muhalefetin tepkisini çekti. Kucaklaşma olayında teröristlerin elindeki kanın BDP’li vekillerin sırtına bulaştığını savunan Erdoğan, “Parlamento açıldığında gerekeni yapacağız” diyerek, dokunulmazlığı kaldırma sinyali verirken, ABD ve İngiltere’nin siyasi uzantılara verdiği açık desteği gözlerden kaçırdı.
O vekiller, rezil şekilde yaşayacaklar...
Terör için CHP ve BDP’yi suçlayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: CHP’li vekil romantik bir dille teröristlerin sırtını sıvazlıyor. Öte yandan BDPli sözüm ona milletvekilleri sırtlarını sıvazlatıyor. Fark bu. İnanın kameralar olmasaydı bunlar terörist efendilerinin ellerini de öperlerdi. O teröristin elindeki kan işte o milletvekillerinin bir defa sırtına bulaşmıştır. Gaziantep’te alçakça katledilen bir yaşındaki Almina’nın temiz kanı, o sıvazlanan sırtlarından da hiçbir zaman silinmeyecek. Bunlar bu şekilde, rezil şekilde yaşayacaklar.
KİRLİ İTTİFAKIN DEŞİFRESİ
Askerler anlatıyor:
ABD helikopterleri PKK’ya malzeme taşıdı
Körfez Savaşı sırasında dönemin Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Doğan Güreş, ABD helikopterleri tarafından PKK’ya malzeme atıldığını açıklamış, “Hemen helikopteri ’vur’ emri verdim. Barzani, Talabani ve ABD’nin elinde Türkiye’yi bölünmüş gösteren haritalar var” demişti. Terörle Mücadele Koordinatörü Orgeneral Edip Başer de ABD’nin PKK’yı “görmezden geldiğini” açıklamıştı.
Siyasetçiler anlatıyor:
Oslo müzakerelerini ABD tezgahladı
Terörün siyasi uzantılarının bağlantılarını CHP ve MHP’li siyasetçiler de açıkça ortaya koydu. CHP’li Uğur Bayraktutan, “Kandil’e operasyonu önleyen, Oslo’nun mimarı olan, terörün ardındaki gücün ABD olduğunu herkes biliyor” derken, MHP’li Sinan Oğan “BOP’un hedefi Suriye ve İran’dı. Başbakan’ın onları hedef göstermesi sürpriz değil! Terör için adres gerekiyor. Oysa hedef orada; Kandil” diye konuştu.
PKK’lı itirafçılar anlatıyor:
ABD Kandil’e 300 adet M16 otomatik silah getirdi
BD’nin PKK’ya nasıl destek olduğu itirafçıların açıklamalarıyla ortaya dökülmüştü. İşte bazı örnekleri:
R. Ş.: ABD’liler Kandil’deki Kortek Kampı’na 28 Aralık 2006’da 300 adet M-16 getirdi: G.K.: ABD’li askeri ve siyasi temsilciler 28 Haziran 2006’da Hakurk Kampı’nda Murat Karayılan’la görüştü. L. K.: ABD askerleri, Mahmur Kampı’nda PKK’lı arayacaklarını önceden bildirdi, biz de kampı geçici boşalttık.
İcazet, ABD’den!
Teröre hem siyasi hem lojistik destek veren ABD, siyasi uzantı BDP’ye de Washington’da temsilcilik açarak niyetini açıkça ortaya koymuştu. Kapatılan DTP’nin lideri Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş’a bir düşünce kuruluşunda konferans verdirilerek ’otonomi’ istenmişti!
Terör örgütünün siyasi uzantısı BDP’yi parlatma girişiminde İngiltere de rol almıştı. 2009 yılında İngiliz milletvekilleri ile görüşmek üzere Londra’ya giden, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk ve bazı vekiller de, Lordlar Kamarası’nda ağırlanıp baş tacı edilmişti.
Proje mimarı elçi Jeffrey’di
BDP’nin Washington’da temsilcilik açma işini, dönemin Ankara Büyükelçisi ve çok iyi Türkçe bilen James Jeffrey kotarmıştı.
BDP’ye ağır hakaret hamisi ABD’ye övgü
Partisinin grup toplantısında PKK’ya verdiği destek dolayısıyla BDP’yi yerden yere vuran Başbakan Erdoğan, terörün en büyük destekçisi ABD için “minnettarız” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi’nde genişletilmiş grup toplantısında BDP’ye ağır eleştirilerde bulunurken, terör örgütünü himaye edip, silah ve lojistik desteğini esirgemeyen ABD’ye övgüler yağdırıp, “Onlara minnettarız” dedi. Konuşmasında BDP ile birlikte terör örgütü PKK’ya yüklenen Erdoğan, şunları söyledi: “Ramazan’ı da, bayramı da kana bulayan teröristlerle BDP milletvekillerinin derin muhabbetlerine şahit olduk. O gün orada teröristleri kucaklamasının ötesinde, teröristler BDP’li milletvekillerinin sırtlarını sıvazlamış, yanaklarından öpmüşlerdir. Bunlar 2005’te de aynı şeyi yaptılar. Bunlar o dağlardan beraber indiler. Siyasetin değil, silahın sözünün geçtiğini ifade ettiler. O gün de bir bayram öncesi milletin gözünün önünde efendilerine sırtlarını sıvazlattılar. Kameralar olmasaydı bunlar terörist efendilerinin ellerini de öperlerdi. Terörist efendilerinden üç kuruşta harçlık aldılar. Efendileri bunlara acıdı. O teröristin elindeki kan işte o milletvekillerinin bir defa sırtına bulaşmıştır.”
Minnettarız!
Başbakan Erdoğan, konuşmasında BDP’yi yerden yere vururken terörün hamisi ABD’ye ise övgüler yağdırdı. Erdoğan, CNN’in ünlü sunucusu Christiane Amanpour’a verdiği röportajda, ABD’nin Suriye konusunda “inisiyatifinin olmadığını” belirterek, “Bu rejime karşı olduklarını açıkladıkları için kendilerine minnettarız” diye konuştu. Yıllardan beri terör örgütüne her türlü desteği veren ABD’nin illegal faaliyetlerini görmezden gelen Erdoğan, “terörün hamisi” dediği BDP’nin ABD’de baş tacı edilip, İngiliz Lordlar Kamarası’nda ağırlandığı unutulmuş görülüyor. ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, kapatılan DTP’nin lideri Ahmet Türk ile milletvekilleri Sebahat Tuncer ve Bengi Yıldız ile 2009 yılında bir araya gelip DTP’ye Washington’da temsilcilik müjdesi vermişti. Toplantıda Kürt sorununu çözüme yönelik radikal adımlar atılırken, ABD Büyükelçisi Jeffrey, Washington’a temsilcilik açılmasının baş mimarı olmuştu.
Lordların baştacı
DTP’nin kapatılıp yerine BDP’nin kurulmasından sonra partinin başına getirilen Selahattin Demirtaş da, Ahmet Türk ve istihbaratçı Henry Barkey ile 7 Mayıs 2010’da BDP’nin Washington Bürosu’nun açılışını gerçekleştirmişlerdi. Ahmet Türk, açılışta otonomi de istemişti. Yine 2009’da İngiliz milletvekilleri ile görüşmek üzere Londra’ya giden, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk ve bazı vekiller de, Lordlar Kamarası’nda ağırlanmışlardı.
Orta Doğu’da “cambaza bak” oyunu sahneleniyor!
ABD’nin Suriye ve İran’ı öne sürerek perde arkasından terör destekçisi olarak göstermesi “yeniden sahneye konulan cambaza bak oyunu mu” sorusunu gündeme getirdi. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, PKK’nın yığınak yapmış olduğu lojistik merkezlerlere ve ana üssü Kandil’e operasyon yapamıyorsak bunun nedeninin ABD’nin bize karşı çıkmasından dolayı olduğunu belirtti.
Kandil’e ABD yasağı
Terör örgütünün hangi odaklarla işbirliği içerisinde olduğunu ve terörist başını bize teslim ettikleri yıllarda hangi anlaşmaların yapıldığı ortada olduğuna dikkat çeken Bayraktutan, şöyle konuştu: “Oslo görüşmelerinin arkasında da ABD vardır, esas güç ABD’dir. Terör saldırılarının arkasındaki gücün ABD olduğunu artık herkes biliyor. Eğer Kandil’i vuramıyorsak, Suriye’deki mevcut yapılanma, yeni bir tampon bölge, ardından oraya PKK’nın yerleşmesi sonucunda BOP’a göre Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmek istiyorlar demektir. Suriye’nin halledilmesi olayında İran engel olarak görüldü. BOP ve İsrail’in çıkarları açısından İran şu anda en büyük engel. Bu nedenle İran’daki rejimin ortadan kaldırılması gerekiyor.”
MHP Iğdır Milletvekili Sinan Ogan da, ABD’nin bugüne kadar hedef olarak Suriye ve İran’ı göstermesinin sürpriz olmadığını ifade ederek, “BOP’un hedefi Suriye ve İran’dı. Türkiye’nin, Suriye ve İran’la ilişkilerini bozması için Türkiye’nin zayıf noktası olan terör konusunda adresi belli noktaya çevirmek gerekiyor. Görüyoruz ki Suriye ve İran Türkiye’de terörü destekleyen bir numaralı ülkeler listesine sokuluyor. Suriye ve İran terörü destekliyor mu, destekliyor. Barzani de destekliyor terörü. ABD’nin kendi işgal ettiği Irak’ta yıllarca Kandil’e Türkiye’nin operasyon yapmasını bugün hala engellemesi teröre destek değil midir. Bunların hepsi teröre destek konusunda yarışıyor” dedi.
Kandil’e 300 adet M-16 getirdiler
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “minnet” duyduğu ABD’nin terör örgütü PKK kamplarına giderek görüşme yaptığı ve örgüte silah sağladığı yönündeki resmi belgeler deliller, 2007’de ABD’nin Ankara Büyükelçiliği aracılığıyla Pentagon yetkililerine sunulmuştu. İşte o ifadelerden bazıları:
Zırhlı araçla silah geldi
R. Ş.: Kandil’deki Kortek Kampı’na 28 Aralık 2006’da 3 zırhlı ABD askeri aracı geldi. Bize 100’er adet M-16 marka Amerikan piyade tüfeği bulunan 3 adet sandık indirdiler. Silahların tümünde dürbün ve bomba atar takılıydı. Üniformalarında ABD bayrağı vardı. Kampa getirilen silahların bir kısmı üst düzey yöneticilere, kalan kısmı PJAK’a gönderildi.
İ. P.: ABD’li üst düzey komutan ayda bir kez helikopterle Kandil’e gelerek Murat Karayılan’la görüşüyordu. ABD’liler Osman Öcalan’a da çanta dolusu para getiriyordu. Uydu telefon ve telsiz ihtiyaçlarımız özel şirketler tarafından karşılanıyordu. Bu şirketler KDP ve KYB’ye ait şirketlerdir.
G.K.: ABD’li askeri ve siyasi temsilciler 28 Haziran 2006’da Hakurk Kampı’nda Murat Karayılan’la görüştü. Eylemsizlik kararı da bu görüşme sonrası ABD güdümünde alındı. PKK, ABD’den silah, KDP ve KYB’den ise lojistik destek alıyor.
L. K.: ABD askerleri, Mahmur Kampı’nda sayım yaparak PKK’lı bulunup bulunmadığını belirlemek için arama yapacağını önceden PKK yönetimine bildirdi. Gerekli tedbirleri alıp geçici olarak kampı boşalttık.
A. K.: ABD işgalinden sonra Irak Ordusu’na ait silah ve mühimmat PKK’nın eline geçti. Hakurk Kampı’na ABD ordusundan bir heyet gelerek, Amed Malazgirt ile görüştü. Görüşme sonrasında bize ABD helikopterlerinin kamp alanında keşif uçuşları yapacağını, Türk helikopteri diye ateş açmamamız yönünde uyarıldık.
CIA ajanları Türkiye’de cirit atıyor!
MİT eski yöneticisi Mehmet Eymür, Ümraniye davası kapsamında verdiği ifadede, CIA ajanlarının Türkiye’de cirit attığını, kendilerinin de bu durumu üzülerek izlediğini söylemişti. Eymür, “Türkiye’de birçok ülke, hatta müttefik dediğimiz birçok ülke istedikleri şekilde at koşturuyor. Basını ve kamuoyunu yönlendiriyorlar. Biz de üzüntü içinde olanları takip ediyoruz” demişti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı’nın söz konusu ülkeleri sorduğu Eymür, bu ülkelerin Amerika ve Almanya olduğunu söylemişti. Savcı Pekgüzel’in sorusu üzerine Eymür, “Amerika’nın Türkiye’de çok etkin olduğu bir gerçek. Ben üst düzey bir MİT yöneticisi olarak bile Genelkurmay’a randevu ile gidebilen biriyim. Ancak Amerikalı meslektaşlarımın Genelkurmay’da istedikleri gibi dolaştıklarını biliyorum” cevabını vermişti.
İki komutan da “terörün hamisi Amerika” demişti
Körfez Savaşı sırasında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, ABD helikopterleri tarafından PKK’ya malzeme atıldığını açıklamıştı. Güreş, “Hemen helikopteri ’vur’ emri verdim. ABD’li generali de arayarak durumu anlattım. Bunun üzerine PKK’ya yardım etmeyi bıraktılar. Barzani ve Talabani de aynı hedefin peşinde. Bunu ABD de istiyor. Ellerinde Türkiye’yi bölünmüş gösteren haritalar var” demişti.
Dönemin Terörle Mücadele Koordinatörü Orgeneral Edip Başer de, ABD’nin K. Irak’ta yuvalanmış PKK’yı görmezden geldiğini belirtmiş, “ABD, Kürt toplulukları harekatını koşulsuz destekliyor” demişti. ABD’yi eleştiren Başer, “PKK’yı destekleyen bölgesel yönetimin yanında yer alması, ABD’nin terörle mücadele söylemlerindeki ciddiyetini tartışılır hale getiriyor” diye konuşmuştu.
Yeniçağ