'Sıfır sorun' mucidi(!) vurgun yedi!
Stratejik derinlikte vurgun yedi!

Polyannacılığa varan iyimserlik
Teslimiyetçi ve pasif AKP dış politikasının Türkiye’nin başına açtığı dertler arttıkça Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelik eleştirilerin dozu da artmaya başladı. Dış politika ve strateji uzmanları, AKP’nin 10 yıllık dış politikasında Polyannacılığa varan aşırı iyimser bir çizgi izlendiği görüşünde birleşti. İşte uzman gözüyle Davutoğlu ve dış politika...
Sorumluluk önce Türk milletine
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Bilimsel Danışmanı Şanlı Bahadır Koç: Hükümetin stratejik dehlizlerde derinlik sarhoşluğuna kapıldı. Davutoğlu’nun milli değil ümmetsel bir bakış açısıyla hareket ediyor. Oysa Türkiye’nin dış politikasını yönetenlerin en temel sorumluluğu insanlığa, ahlak kurallarına ya da İslam dünyasına değil öncelikle Türk milletinedir.
Alice’in Harikalar Diyarı’nda gibi!
KTÜ Öğretim Görevlisi Dr. Bülent Şener: Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” adını verdiği politikası katı bir idealizm, hayalperestlik ve ideolojik hezeyandır. Davutoğlu’nun politikası Alice Harikalar Diyarı’ndan da öte kurgulanmış bir yapıdır. Ne uluslararası politika ne siyaset ne de gerçeklerle uyuşuyor. Sadece bize güçlü olduğumuz algısı pompalanıyor.
AKP’nin dış politikası gerçeklerle uyuşmuyor
Hükümetin dünya ile ilişkilerini masaya yatıran uzmanlara göre Davutoğlu , “Stratejik dehlizlerde derinlik sarhoşluğu içinde geziyor. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Bilimsel danışmanlarından Şanlı Bahadır Koç, hükümetin izlediği başarısız dış politika sorumluluğunun Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun omuzlarında olduğunu söyledi. Bahadır Koç, AKP hükümeti tarafından uygulanan dış politikayı değerlendirdiği yazısında hükümetin, “Stratejik dehlizlerde derinlik sarhoşluğu içinde olduğunu” öne sürdü. Koç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dış politikada ümmetsel bir bakış açısıyla hareket ettiğini, milli çıkarların ise amaçlardan sadece biri gibi değerlendirildiğini belirtti. AKP hükümetinin 10 yıllık dış politikasında Polyannacılığa varan aşırı iyimser bir politika izlendiğini vurgulayan Koç bununla birlikte, “dosta sert, düşmana yumuşak” bir tavrın var olduğunu belirtti.
Saygınlık korunmalı
Koç, 21. Yüzyıl Dergisi’nde kaleme aldığı yazısında şu ifadelere yer verdi: “AKP döneminde yabancı devletlerin Türkiye’nin egemenliği ve iç meselelerine müdahale etmelerine sık sık göz yumuldu. AKP dış politikasında Pan -İslamizm değilse bile İslam dayanışmacılığının ve bir parça Arap milliyetçiliğinin rolü olduğu açıktır. AKP hükümeti bazen dış politikanın amacı dünyadaki haksızlıklara, eşitsizliklere ve kötülüklere karşı mücadele etmekmiş gibi davranmaktadır. Halbuki dış politikanın tek değilse bile en büyük önceliği Türk devletinin varlığını, bütünlüğünü ve vatandaşlarının refah, güvenlik ve saygınlığını korumak ve ilerletmek olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasını yönetenlerin en temel sorumluluğu insanlığa, ahlak kurallarına ya da İslam dünyasına değil Türk milletinedir”
Harikalar diyarında
“Davutoğlu Sendromu-Alice Harikalar Diyarında” başlıklı yazıyı kaleme alan Karadeniz Teknik Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Bülent Şener ise Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” adını verdiği politikasını katı bir idealizm, hayalperestlik ve ideolojik hezeyan olarak yorumladı. Başbakan Erdoğan ve Davutoğlu’nun dış politikasının Alice Harikalar Diyarı’ndan da öte kurgulanmış bir yapısının olduğunu vurgulayan Şener, “Erdoğan ve Davutoğlu ikilisinin dış politikadaki söylem, eylem ve kurgulamalarının çoğu ne siyaset biliminin, ne uluslar arası politikanın, ne de insan doğasının reel gerçekleriyle uyuşmuyor olmasına rağmen, tıpkı Alice’in fantastik dünyasında yaşıyormuşçasına Türkiye’nin dış politikada en parlak ve en güçlü olduğu algısı meydana getirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
Yeniçağ