AKP sıkıştıkça tutarsızlık artıyor
AKP'den gelen açıklamalar birbirini yanlışlar nitelikte...
AKP ne dediğini biliyor mu?
Son günlerde hükümetten gelen pek çok açıklama birbiriyle çelişiyor. İsrail saldırıları, idam meselesi ve NATO'dan alınacak Patriot füzeleri gibi pek çok kritik başlıkta AKP'den gelen açıklamalar birbirini yanlışlar nitelikte.
Son günlerde AKP hükümeti, pek çok kritik başlıkta art arda yaptığı çelişkili açıklamalarla dikkat çekmeye başladı. Geçtiğimiz Perşembe günü Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, KKTC'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Ankara'da düzenlenen resepsiyonda, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarıını konu alan açıklamalarda bulundu.
Arınç, İsrail'in saldırısını kınadığını belirttikten sonra, “Yine de iki ülkenin bu olay dolayısıyla hiç olmazsa birbirleriyle, bu faciaların, saldırıların durdurulması konusunda görüşmesi lazım” diye konuştu.
Ancak Başbakan Erdoğan, Arınç'ın açıklamasına dair dün kendisine yöneltilen bir soruya “İsrail ile kim görüşecek? İsrail ile şu anda görüşülebilecek en ideal yer, BM Güvenlik Konseyi'dir. Onların görüşmesi lazım. Bir de İsrail ile münasebetleri yerinde olan ülkeler görüşmelidir. İsrail ile görüşme noktasında herhangi bir bağlantımız yok” diye cevap verdi.
Füze muamması
Benzer şekilde, Kasım ayı başından beri gündemde olan NATO'nun Türkiye'ye vermeyi planladığı Patriot füzeleri hakkında da AKP'den çelişkili açıklamalar gelmişti. 7 Kasım'da, Erdoğan konuyla ilgili kendisine yöneltilen bir soruyu “NATO'dan sınıra füze talebimiz olmadı, iddialar asılsız. Para ödemek suretiyle Patriot alma durumunda, düşüncesinde değiliz. Sağır duymaz uydurur cinsinden Reuters böyle haber yapıyor. Bizim böyle bir talebimiz olmamıştır” diye yanıtlamıştı.
Ancak Erdoğan'ın sözleri, açıklamasından iki saat sonra Dışişleri Bakanlığı tarafından yalanlanmıştı.
Reuters'a açıklama yapan bir bakanlık yetkilisi, Ankara'nın füzelerin konuşlandırılması için kısa süre içinde NATO'ya resmi teklif sunacağını belirtmişti. Öte yandan, geçtiğimiz Salı günü Cumhurbaşkanı Gül Financial Times'a verdiği bir röportajda Patriot füzelerine talip olduklarını ifade eden açıklamalar yapmış ve bunu Suriye'nin sahip olduğu kimyasal silahların yarattığı riskle ilişkilendirmişti. Gül, “Suriye'nin kimyasal silahlara ve bu silahları taşıyabilecek eski Sovyet sistemine sahip oldğuu biliniyor. Bu anlamda bir çılgınlık yapılması ve böyle bir hamleye girişilmesi ihtimaline karşılık hazırlık planları yapılmalı, NATO'nun şu an yaptığı şey de bu” diye konuşmuştu.
İdam sevdası
AKP'den gelen tutarsız açıklamalara konu olan bir diğer gündemi ise idam tartışmaları oluşturdu.
Başbakan Erdoğan 3 Kasım tarihinde, AKP'nin Kızılcahamam kampında yaptığı açıklamada idam konusuna değinmiş ve Kürt siyasetini tehdit ederek “Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında 'İdam yeniden gelsin' diyor” diye konuşmuştu. İdam konusunda başlayan tartışmaların ardından bu kez Endonezya'da yaptığı bir açıklamada konuya yeniden değinen Erdoğan, Norveçli katil Breivik'e 21 hapis cezası verildiğini söylemiş ve ABD, Japonya ve Çin gibi ülkelerde idam cezasının yürürlükte olduğunu belirtmişti.
Erdoğan'ın açıklamalarında idam cezasının Türkiye'de yeniden uygulanmasını istediği açıkken, AB'den gelen tepkiler üzerine çeşitli bakanlardan Erdoğan'ı yalanlayan açıklamalar gelmişti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, geçtiğimiz hafta İtalya'da katıldığı bir panelde İtalya Senatosu Başkan yardımcısı Bonino'nun “Erdoğan'ın ölüm cezasındaki açıklamalarından son derece endişe duyuyoruz. Siz buna ne cevap vereceksiniz?” sorusu üzerine, Erdoğan'ın o açıklamayı Breivik'i kastederek söylediğini ve katliamlar konusuna dikkat çekmek istediğini söyledi ve AB sürecindeki taahhütlere sadık olduklarını belirtti.
Erdoğan'ın başlattığı tartışmalarla ilgili bir diğer açıklama ise yine geçtiğimiz hafta Adalet Bakanı Sadullah Ergin'den geldi. Ergin, idam cezasının geri getirilmesiyle ilgili herhangi bir çalışmaları olmadığını belirtti.
AKP sıkıştıkça tutarsızlık artıyor
AKP'nin son dönemde başta Suriye gündemi ve dış politika olmak üzere, Kürt meselesi ve ekonomi dahil pek çok başlıkta sıkışmaya başladığı biliniyor. Zaman zaman gündem saptırma amacı taşısa da, bunun da ötesinde AKP için bir siyaset yapma biçimi haline gelen tutarsız açıklamalar son dönemde özellikle yoğunlaşmış görünüyor. Birbirini yalanlayan ya da zaman zaman “yumuşatan” açıklamaların, dış politikada dengeleri tutturmaya dönük bir boyutu olduğu anlaşılıyor. Öte yandan, artan tutarsızlıkların, sıkışmadan kaynaklanan bir “hesapsızlık” boyutu olduğunu da unutmamak gerekiyor.
soL - Haber
