HSYK ve Adalet Bakanı Ergin şimdi ne yapacak?
Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün beraati, HSYK’yı tartışma konusu haline getirdi. Savcıların kariyerlerini zedeleyen, yandaş medyada linç edilmelerine yol açan HSYK’nın şimdi ne yapacağı tartışılıyor. Davanın asıl sanıklarının yargılanması ise zaman aşımı riskine rağmen 2013’e kaldı.
Savcılar beraat etti HSYK ne yapacak!
Asrın bağış skandalıyla ilgili davanın Türkiye ayağını soruştururken görevden
alınan ve sanık durumuna düşürülen savcıların suçsuzluğu yargı kararıyla
kesinleşti. Şimdi gözler, savcıları anında görevden alıp neredeyse suçlu ilan eden HSYK’ya ve Adalet Bakanı Ergin’e çevrildi
Asıl sanıklar seneye kaldı...
Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün beraati, HSYK’yı tartışma konusu haline getirdi. Savcıların kariyerlerini zedeleyen, yandaş medyada linç edilmelerine yol açan HSYK’nın şimdi ne yapacağı tartışılıyor. Davanın asıl sanıklarının yargılanması ise zaman aşımı riskine rağmen 2013’e kaldı.
Beraat kararına sevinmedim
Görevini yaparken düştüğü duruma kırgınlığını gizlemeyen savcılardan Nadi Türkaslan, “Bu karar, hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bu karar hakim ve savcılara ’Korkmayın, karşınızdakinin kim olduğuna bakmayıp görevinizi yapın’demiştir” ifadesini kullanırken, kendisi hakkında verilen karara da acı bir tepki verdi: Beraat kararına sevinmedim. Çünkü suçlu olan sevinir.”
Paraları metreslere yedirdiler
Karar öncesi konuşan Abdulvahap Yaren ise Deniz Feneri adına toplanan yardım paralarının yoksullara değil şirket ortağı yapılan metreslere gittiğini iddia etti. Yaren, “Belgeleri bulduk. Yardım yapıldığı iddia edilen insanları dinledik. 600 kişinin yüzde 80’i imzaların sahte olduğunu, yardım almadığını, yüzde 20’si ise iddia edildiği kadar yardım almadığını söyledi” dedi.
“Gariban için toplayıp metresleriyle yediler”
Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan 3 savcı da “sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçundan yargılandıkları davadan beraat etti.
Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden alınan Cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, “Resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçundan yargılandıkları davanın dördüncü duruşmasında beraat etti. Kararı açıklayan Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Hüseyin Eken, savcılara, “Hadi Geçmiş olsun” dedi.
Savcı Yaren ve Tamöz, “görevi kötüye kullanmaktan” oybirliği ile Türkaslan ise oyçokluğu ile beraat etti.
Beraat eden savcılardan Nadi Türkaslan, “Beraat kararına sevinmedim. Çünkü suçlu olan sevinir. Bu karar hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bu karar hakim ve savcılara ‘korkmayın, karşınızdakinin kim olduğuna bakmayıp görevinizi yapın’ demiştir” dedi.
Hukuku uyguladık
Beraat eden savcılardan Nadi Türkaslan savunmasında, “Pişmanlık duymuyorum. Bu soruşturmada hukuk ne gerektiriyorsa onu uyguladık. Deniz Feneri e.V paralarının başka yerlerde kullanıldığını tespit ettik. Firdevsi Ermiş’in bana gelip 40 saat ifade verdiği ortaya çıkınca, Deniz Feneri sanığının avukatı ’Bu sanığın ifade vermesini nasıl engelleyemedik’ demiştir. Benim bütün yaptığım hukuk ne gerektiriyorsa, belki yapılmayacakları yapmak. Hiçbir menfaat beklentisi içine girmeden işimi yaptım. Pişmanlıkda duymuyorum.”
Yaren’den şok savunma
Sanık savcı Abduvahap Yaren ise şok bir savunma yaptı. Yaren, Deniz Feneri yardım paralarının yoksullara değil şirket ortağı yapılan metreslere gittiğini idida etti. Yaren, savunmasında özetle şöyle dedi:
“Bu devlet bize bir görev verdi, ‘Almanya’ya gidin, delilleri inceleyin’ dedi. Belgeleri bulduk. Türkiye’nin her yerinden yardım yapıldığı iddia edilen bu insanları dinledik. 600 kişiden biri bana ‘Deniz Feneri e .V bana yardım yaptı’ demedi. Yüzde 80’i ‘bu imzalar sahte, bana yardım yapılmadı’ dedi. Yüzde 20’si ise ‘Buradaki imza bana ait ama bana bu miktarda yardım yapılmadı’ dedi. Adama 20 euro yardım yapılmış 400 euro yardım yapılmış gibi belge düzenlemiş. Soruşturma belli bir aşamaya geldiği zaman bizi aldılar, dellilerin tamamına ulaşılması engellendi. Yardım paraları nereye gitti. Cinsel istismara devam edebilmek, şantaj malzemesi olarak kullanabilmek için metreslerini şirket ortağı yaptılar. Paralar yoksullara değil oralara gitti.”
Sanık savcı Mehmet Tamöz de, “Ülkemi ve insanımı seviyorum. Amacım yasaları tarafsız ve bağımsız olarak uygulamak. Bu nedenle siyasi düşüncelerle hakkımızda soruşturma yaparak, bizi önünüze getiren meslektaşlarımıza kırgınım” dedi.
'Bu dava demokrasimizi yaraladı'
Cumhuriyet savcılarının duruşmasını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da izledi. Geniş güvenlik önlemleri altında yapılan duruşmaya Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP milletvekilleri Atilla Kart, Sezgin Tanrıkulu ve Erdoğan Toprak da katıldı.
İlk kez duruşma izleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, duruşma öncesi yaptığı açıklamada, “Deniz Feneri Davası tüm dünyanın bildiği bir dava haline gelmiştir. Demokrasimizi yaralamıştır. Adaletin tecelli etmesini bekiyorum. Bu ayıplı davanın adalete uygun sonuçlanması gerekir. Oda TV Davası’nda da gazetecilerin tahliye edilmesini umut ediyoruz” dedi.
Yeniçağ
