Bugün Silivri’ye akın var..

Sanıkları, mağdurları ve tanıklarıyla cumhuriyet tarihinin en çarpıcı ve kapsamlı davası olan Ümraniye Davası’nda son viraja yaklaşıldı...

Emin misiniz Son kararınız mı?




SivriSinekCaz
Silivri’de tarihi gün. 65’i tutuklu, 274 sanıklı Ümraniye Davası’nda, mahkemenin milyonlarca sayfadan, belgeden, ifadeden oluşan dosyayı teslim ettiği Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in esas hakkındaki mütalaasını bugün açıklaması bekleniyor...

Avukatlar: Tanıklar dinlenmedi deliller değerlendirilmedi...
 

Sanıkları, mağdurları ve tanıklarıyla cumhuriyet tarihinin en çarpıcı ve kapsamlı davası olan Ümraniye Davası’nda son viraja yaklaşıldı. Savcı Pekgüzel’in bugünkü duruşmada sanıklar için isteyeceği cezaları açıklaması bekleniyor. Sanık avukatları ise delillerin değerlendirilmediğini, tanıkların dinlenmediğini belirterek itirazlarını sürdürüyor.

CHP ve sivil toplum örgütleri bugün Silivri’ye akın edecek 


Ana davadaki 270. duruşmaya başta CHP olmak üzere, çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve sanık yakınları katılacak. Benzerleriyle kıyaslandığında 150 yıl sürmesi gereken bir davada 4 yılda mütalaa aşamasına gelinmesine isyan eden sanık avukatları, bu durumu “mahkemenin peşinen verilmiş bir hükmü açıklama gayreti” olarak niteliyor.

Toplam 21 davanın birleştiği süreç telefon ihbarıyla başladı 


Davada soruşturma süreci 12 Haziran 2007’de bir telefon ihbarıyla başlamıştı. Trabzon’dan jandarmayı arayan ihbarcı Ş.Y. Ümraniye’deki bir gecekondunun çatısında astsubaya ait el bombaları olduğunu bildirmiş, baskında Astsubay Oktay Yıldırım’ın parmak izinin de olduğu iddia edilen sandık içinde 27 adet el bombası bulunmuştu.

120 milyon sayfa doküman 3 bin 200 yılda okunabiliyor 


Diğer özel yetkili mahkemelerde yılda ortalama 4 duruşma yapılırken, yan davalarla bugüne kadar yaklaşık 600 duruşma yapıldı. Bu, Türk yargı sisteminde yaklaşık 150 yıllık ağır ceza yargılamasına denk geliyor. Sadece duruşma tutanaklarının 100 bin sayfayı aşması, olası bir temyiz sürecinin de yıllarca süreceğini ortaya koyuyor.

Savunmalarını yapamadanyaşamlarını yitiren sanıklar 


Savunma yapamadan ölen sanıklar davanın bir başka boyutunu oluşturdu. İlhan Selçuk organ yetmezliği, Engin Aydın akciğer kanseri, Uçkun Geray kalp krizi, Türkan Saylan karaciğer kanseri, Erhan Göksel kalp krizi, “Ümraniye’nin kasası” denilen ancak cenazesini belediyenin kaldırdığı Kuddusi Okkır da kanser nedeniyle vefat etmişti.

“150 yıllık” duruşmaya bedel davada son viraj 


4 yıl 1 ay 23 günde 150 yıllık duruşmanın yapıldığı Ümraniye Davası’nda mahkeme, dosyayı esas hakkındaki mütalaasını vermesi için savcıya teslim etti.

Sanıkları, mağdurları ve tanıklarıyla Cumhuriyet tarihinin en çarpıcı ve kapsamlı davası olan Ümraniye Davası’nda son viraja yaklaşıldı. Mahkeme, 4 yıl 1 ay 23 gün süren yargılama sonunda dosyayı esas hakkındaki mütalaasını vermesi için Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’e teslim etti. Savcı Pekgüzel’in bugünkü duruşmada sanıklara yönelik suçlamaları son kez açıklaması bekleniyor. 270’inci duruşmaya başta CHP olmak üzere, çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve sanık yakınlarının katılması bekleniyor. Sanık avukatları, savunma tarafının deliller değerlendirilmeden, tanıklar dinlenilmeden davada mütalaa aşamasına gelinmesini mahkemenin peşinen verilmiş bir hükmü açıklama gayreti olarak nitelendirmişlerdi.


Telefon ihbarı ile başladı
 

66’sı tutuklu 275 sanığın yargılandığı davada soruşturma 12 Haziran 2007’de bir telefon ihbarıyla başlamıştı. Trabzon’dan jandarmayı arayan ihbarcı Ş.Y. Ümraniye’deki gecekondunun çatısında bir astsubaya ait el bombaları olduğunu bildirdi. Baskında, sandık içinde Astsubay Oktay Yıldırım’ın parmak izinin de olduğu iddia edilen sandık içinde 27 adet el bombası bulundu. Dönemin savcısı Zekeriya Öz ile birlikte Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın, 25 Temmuz 2008’de 2455 sayfalık iddianame ile soruşturma başlattılar.

600 duruşma
 

Diğer özel yetkili mahkemelerde yılda ortalama 4 duruşma yapılırken, davada bugüne kadar yaklaşık 600 duruşma yapıldı. Bu, Türk yargı sisteminde yaklaşık 150 yıllık ağır ceza yargılamasına denk geliyor. Sadece duruşma tutunaklarının 100 bin sayfayı aşması, olası bir temyiz sürecinin de yıllarca süreceğini ortaya koyuyor. İlk iddianamede emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk ile birlikte çok sayıda emekli asker suçlandı. İkinci iddianameyle, emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur, CHP Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu 56 sanık hakkında dava açıldı.

Davalar birleştirildi
 

CHP Milletvekili Mehmet Haberal, eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, gazeteci-yazar Yalçın Küçük ile bazı rektörlerin de aralarında bulunduğu 52 sanık hakkında hazırlanan üçüncü iddianame ise 5 Ağustos 2009’da kabul edildi. 4. iddianame ise “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin oldu. Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen iddianamede, firari sanık olarak Yeditepe Üniversitesi Kurucusu Bedrettin Dalan da yer aldı.

Savunma yapamadan yaşamlarını yitirdiler 


Davada ifade veremeden ölen sanıklar oldu. Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk “organ yetmezliği”, Engin Aydın akciğer kanseri, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uçkun Geray kalp krizi, ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan karaciğer kanseri, Araştırmacı Erhan Göksel kalp krizi, Ümraniye’nin kasası olduğu iddia edilen ancak cenazesini belediyenin kaldırdığı Kuddusi Okkır da yine kanser nedeniyle vefat etmişlerdi. 

Tutuklu sanıklar 24 saat kamerayla gözetlenen koğuşlarda kalıyor. Cezaevindeki sosyal etkinliklere ya da kurslara katılmalarına izin verilmiyor. Koğuşlarda günde en çok 9 saat su akıyor. Haftada üç kez ikişer saat sıcak su veriliyor. Ziyaretçileriyle haftada bir kez bir saatliğine camın arkasından kapalı görüş, ayda bir kez bir saatliğine açık görüş yapabiliyorlar. Ziyarete sadece ailelerinin ve cezaevinde girerken verdikleri üç ismin gelmesine izin veriliyor. Aynı kapsamdaki davaların yargıdaki hızıyla karşılaştırıldığında Ümraniye Davası’nda 4 yılda 150 yıllık yargılama gerçekleştirildi

31 gizli tanığın verdiği ifadeler tartışmaları beraberinde getirdi 


Bir çok delilin tartışma konusu olduğu 31 gizli tanıklı davada, 30 Aralık 2011’de eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Savcılığın soruşturma başlatmasının ardından Başbuğ, 6 Ocak 2012’de tutuklandı. 

Başbuğ hakkında “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. 26 Mart’ta ilk kez hakim karşısına çıkan Başbuğ, savunma yapmayacağını, sorulara yanıt vermeyeceğini belirterek, davanın daha sonra görülen duruşmalarına katılmadı.

“Deniz” Şemdin Sakık çıktı
 

Ümraniye Davası’nda “Munzur”, “Emek”, “Boyabat”, “Ahmet”, “9”, “17”, “Aydos”, “İlk adım”, “Huzur”, “Dilovası”, “Kıskaç” ve “Deniz” in de aralarında bulunduğu 31 gizli tanık dinlenilirken, bazı gizli tanıkların isimleri açıklandı. 

İsmini açıklayanlar arasında en çok etki uyandıran ise gizli tanık “Deniz” olarak ifade verdiği anlaşılan terör örgütü PKK’nın eski yöneticilerinden Şemdin Sakık oldu. Davada bir çok delil de tartışma konusu oldu. Sanık Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna polisin 139 adet numara yükleyerek delil yarattığı ileri sürüldü. “Bazı yargı mensuplarının kişisel yaşamlarıyla ilgili elde ettiği görüntü kayıtlarını onlara karşı tehdit ve şantaj amaçlı kullanmak üzere kaydedip sakladığı” suçlamasına sebep olan 51 numaralı DVD adli emanette kırıldığı.

Polis “sehven” dedi
 

DVD’nin sahibi olduğu iddia edilen Levent Göktaş, polisin CD’yi ofisine koyduğuna dair delil sundu. Sanık Mustafa Dönmez’de bulunduğu iddia edilen 472 adet mermi için verilen uzun hukuk mücadelesinden sonra , polis “sehven” açıklaması yaptı. İrticayla Mücadele Eylem Planı isimli kağıtta sanık Dursun Çiçek’in parmak izi bulunamadı. Belgenin askeri yazıma uymadığına dair 5 ayrı bilirkişi raporu yazıldı. Genelkurmay’ın 74 bilgisayar ve 24 adet yazıcısında yapılan incelemede belgenin izine rastlanmadı. Davada pek çoğu isimsiz olarak gönderilen mektuplar da delil kabul edildi.

Yeniçağ

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..