AKP, paşa Apocuk! ve Birand’ın vasiyeti!

AKP, paşa Apocuk! ve Birand’ın vasiyeti!

AKP, Mehmet Ali Birand’ın vasiyetini, 

Apocuğu Deniz Kuvvetleri Komutanı yaparak yerine getirir mi?

Hakan SÖNMEZ

Deniz Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken istifa eden Donanma Komutanı Nusret Güner’i neden konuşuyoruz? Konuşulması gereken ya da istifa etmesi gereken Deniz Kuvvetleri Komutanı Emin Murat Bilgel neden değildi? Donanma komutanı iken tavan arasına bırakılan sözde belge ve CD’leri sanki kendileri koymuş gibi bulan, savcılara Deniz Kuvvetleri armalı kravatlar hediye eden Sayın Bilgel’in ta kendisi değil miydi? 

Nasıl oluyor da Sayın Bilgel’in işbirlikçiliği açıkça ortadayken hala görevinin başında onurlu bir subay gibi durabiliyor? Sayın Bilgel Genelkurmay ile Kuvvet Komutanlıklarının Karargâhlarında TSK’ya karşı yapılan yıpratma ve itibarsızlaştırma operasyonlarına yürekten omuz vermek yerine, yargının bağımsız olmadığını söyler, AKP esir kampında yıllardır yatan yurtseverlere destek olurdu. Olmadı, olamadı. Çünkü Donanma Komutanı Nusret Güner gibi olmak onur gerektirir…

Sayın Nusret Güner’i “Askeri casusluk” iddianamesinde mağdur olarak ortaya atanlar öncelikle yurtsever mesai arkadaşlarına kurulan tezgâhlara ve küresel çetelerin TSK’yı itibarsızlaştırarak yok etme gayreti içinde olmasına isyan ettiği için istifasını verdiğini çok iyi bilmesi gerekir. Çünkü onurlu bir insanın savcılara hediyeler veren Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın emrinde çalışması asla düşünülemez. 

Sayın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel her ne kadar, Türk Ordusu’nda Paşa kalmadı diyenleri Orduyu karalamakla suçlasa da, çok iyi biliyoruz ki, bahse konu TSK Küresel güçlerin arzusu üzerine Sayın AKP Hükümeti ve Genel Kurmay Başkanı Sayın Necdet Özel’in gayretli çalışmaları sayesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenirliği olmayan kurumu haline getirdiler. Sayın Nusret Güner ve diğer komuta kademelerin de yaşanan istifalara bakarak bunun ne denli gerçek olduğunu görebiliriz.

Düne kadar Balyoz ve Ergenekon Davaları hakkında “yargının işine karışmak olmaz” diyen Sayın Başbakan bugün Balyoz ve Ergenekon davalarını kastederek “tutukluluklar artık uzun sürdü bunu biran önce çözüme kavuşturun” demeci ile Yargının arka bahçeleri olduğunu ispatlamaktan öte ellerinde birer oyuncak olduğunun da itirafıdır aslında. 

Sözde yargıya müdahale yapılamaz, işine karışılamaz…. Fakat yurdum adaletini tek cümle ile özetlemek gerekirse Hukuk iktidarın arka bahçesi değil, adeta Rus filozof Mihail Aleksandroviç Bakunin’inde dediği gibi fahişesi olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sında yazılı olan laik, hukuk devleti olmasına rağmen yasama, yürütme ve yargı Başbakan’ın Kanun Hükmünde Kararnamesi ile oynayacağı, oynatacağı kuklasıdır… 

Enteresandır Donanma Komutanı Nusret Güner’in istifası ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na atanacak paşa kalmaması. Şayet bir Paşa varsa bile AKP’nin Komutanı olması büyük bir olasılıktır. Tıpkı Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Emin Murat Bilgel gibi. Ağustos ayında yapılacak YAŞ toplantısının komediye dönüşeceğini şimdiden görebiliyorum. Çünkü yurtsever komutanların cezaevinde tutulduğu bir sistemde onurlarını korumak için istifa eden paşaları olmayınca YAŞ toplantısı Paşalar yerine Albay ve Yarbaylarla, kim bilir binbaşılarla yapılabilir.

AKP hükümeti, bugünlerde yitirdiğimiz rahmetli Mehmet Ali Birand’ın APO’ya paşalık verilsin vasiyetini dikkate alır ve APO’yu Deniz Kuvvetleri Komutanı yaparsa bu “Hayaldi gerçek oldu” sloganı ile AKP yine tek başına iktidar olur. Söylemedi demeyin…

 

Saygılarımla

İlk Kurşun