Cemaat bizi mahcup etmedi, çuvalladı!
Balyoz’un yeni raundunda Cemaat çuvalladı,
yeni tertipler yolda…
.'Mehmet BORİ '
Cemaat bizi mahcup etmedi
“Cemaati yeni yılda neler
bekliyor?” başlıklı yazımızda açıkladık. Dedik ki, “Ergenekon ve Balyoz
tertiplerinin arkasında ısrarla durmak, halkta oluşmaya başlayan ‘bu tertiplerin
Cemaat tarafından yapıldığı’ kanaatini kesin hale getirir. Cemaat, bu
operasyonları savunmaya devam ederek, sadece herkesin bildiği birkaç tetikçisini
deşifre etmekle kalmayacak, televizyonlara çıkıp strateji uzmanlığı yapan beyin
takımını da deşifre edecektir.”
Cemaat sanki bizi doğrulamaya karar vermiş gibi, Balyoz
Davasının gerekçeli kararının açıklandığı gün Ahmet Gündel ve Faruk Mercan’ı
alelacele sahneye sürdü. Ama sanki birileri arkalarından itmiş gibi hazırlıksız
bir şekilde Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge” programına çıktılar. “Biz buradayız”
dercesine el kaldırıyorlar. 28 Şubat’ın “Medya ayağı”nı arayanlar, Balyoz ve
Ergenekon’un failleri olarak kendilerini tarihe kaydediyorlar haberleri yok.
Ahmet Gündel, gerekçeli kararı
doğrudan savunup kendisini riske atmamak için kıvranıyor: “…tutuklanacakların
listesinin yapılması, bunlar ceza hukukunda icra hareketi olamaz. Mahkeme burada
çok önemli bir hataya düşüyor. Zaten doğrudan doğruya icra hareketine
geçilmemiş. Ben bu hareketlere bakarım, zaten Yargıtay da bu hareketlere
bakacak…” ıvır zıvır. Konuşurken adamın yüzü şekilden şekle giriyor, ne
diyeceğini bilemediğinden kelimeler ağzına düğümleniyor, eli ayağına dolaşıyor.
Eee fedailik kolay değil.
Suçluluk ve panik duygusu yüzlerinden okunuyor
Faruk Mercan sıkı durmaya çalışıyor, poz yerinde, ama ne
yapsa, yüzündeki süt dökmüş kedi ifadesini saklayamıyor. Kendinden emin bir eda
ile Avukat Celal Ülgen’e fırça atıyor, “dinle beni” vb. Elinden gelse bir
dijital belge de onun için düzecek, sonra hem savcı hem yargıç olup oracıkta
infazı gerçekleştirecek. Tertip yeni başladığındaki gibi hala meydanı boş
zannediyor.
“Mahkemeye” bakın, sanki Cemaatin propaganda merkezi…
Gerekçeli kararını önce Cemaatin medyasına sunuyor. Diğer medyaya servisi,
Cemaatin medya merkezi yapıyor. Özel hazırlanmış bir metinle ve kararın hangi
bölümlerinin öne çıkarılacağını belirleyerek… Kimler hangi bölümleri seçip
kullanacak… Cemaatin propaganda merkezi, her şeyi en ince ayrıntılarına kadar
planlayarak servis yapıyor. Bunlar, Silivri’deki mahkemenin boyunu ve
uzmanlığını aşan “işler”…
Mahkeme, yargılama boyunca yaptığı yasadışılığı
sürdürüyor. Gerekçeli karar metnini Cemaat medyasına öncelikle ve özel servis
yapmakla suç işlemiştir.
Bu kez çuvalladılar
Ama Cemaat ve suç ortakları, psikolojik savaşın bu
aşamasında çuvalladılar. Zannettiler ki, bütün medya bu metni alıp günlerce
üzerinde tepinecek, yer gök darbeciler, Balyozcular diye inleyecek. Plan
yürümedi, önce sabah Ayşenur Aslan’ın “Medya Mahallesi”nde, sonra akşam Ahmet
Hakan’ın “Tarafsız Bölge”sinde ağızlarının payını aldılar. Diğer televizyon ve
gazetelerde de durum pek farklı değil.
Biz bunlara daha geçenlerde dedik ki, Türkiye’de hava
değişti, artık büyük medya organları Balyoz ve Ergenekon’un birer tertip
olduğunu yazmaya, konuşmaya başlayacak, ama dinletemedik. Elinize yazıp
veriyoruz, bize inanmıyorsunuz, bari bir telefon açıp Sam Amcanıza sorsaydınız.
Avukatlardan önce medyaya verilen özel metinle kamuoyu
oluşturma planı daha ilk günden çöktü. “Belgelerin asılları Genelkurmay’da” gibi
ömrü 12 saat bile sürmeyecek yalanları piyasaya sürecek kadar düştüler. 19
CD’nin sadece 3’ü sahte (her şey 11’nolu CD’de bitiyor) bunların da aslı,
bırakın Genelkurmay’ı, tertipçilerden başka hiç kimse de yok. İnanılacak gibi
değil, bu yargıçlar ilkokul talebesi düzeyindeki kelime oyunlarına inanmamızı
bekliyorlar. Gerekçeli değil gerekçesiz karar yazmışlar. Türkiye bu
yalanları yemiyor artık.
Sayın Başbakan, Sayın Özkök ve Yalman
Paşalar…
Şimdi bu ekip büyük medyadaki ilk raundu kaybetti,
yenilerini kazanmak için milleti susturmaya çalışacak. Bu ülkede büyük medyayı
susturabilecek tek bir kişi var; o da Hürrem’e başını örttüren Başbakan. O halde
bu programlar baskı altına alınırsa sorumlusunun Başbakan olduğu anlaşılacak,
devam ederse bu sefer Başbakanın tertipçileri sıkıştırmak istediği
anlaşılacak.
Sayın Özkök paşam, Sayın Yalman paşam, size de bir çift
lafım var. Bakın Cemaat, Balyozu kendi kafasına vurmaya başladı. Allah gecinden
versin, başınıza bir şey gelir, Türkiye’nin kaderiyle oynamış olursunuz. Sizi
insafa davet ediyorum. Çıkın medyaya iki çift laf edin, bitsin bu iş. Eğer
susmaya devam ederseniz herkes sizin de bu tasfiye ve kadrolaşma operasyonunun
bir parçası olduğunuzu anlayacak.
Türkiye’de siyasi yaşam, gizemli bir polisiye roman
konusu olacak komplolarla örüldü. Gözümüzün önünde olup bitenlerin arkasında
bambaşka gerçekler var. Ama katili bulana ödül yok (Ahmet Ümit’ten
tweet).
Bir sonraki yazıda Başbakan'a konuyu tüm ayrıntısıyla anlatacağız.
Bir sonraki yazıda Başbakan'a konuyu tüm ayrıntısıyla anlatacağız.