AKP'nin Suriye politikası ve sonuçları
Türkiye ve Suriye halkı, AKP'nin Suriye politikasının acı sonuçlarını görmeye devam ediyor...
Cilvegözü patlamasının arkasında ne var?
Dün, Hatay'ın Reyhanlı İlçesi Cilvegözü sınır kapısı yakınlarında bomba yüklü bir aracın patlamasının ardından tüm Türkiye'nin birinci gündemi bu olay oldu. Olay henüz aydınlığa kavuşmazken, Suriye sınırını silahlı çetelere teslim eden AKP'nin bu politikasının yaşananlardan 1. derecede sorumlu olduğu görülüyor.
Türkiye ve Suriye halkı, AKP'nin Suriye politikasının acı sonuçlarını görmeye devam ediyor. Dün Cilvegözü sınır kapısının yakınında bomba yüklü bir aracın patlaması sonucu 14 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi de yaralandı.
Patlama ile ilgili ayrıntılar henüz netleşmiş değil. Hükümet cephesinden de birbirini çelen açıklamalar geliyor. Şu an aracın Suriye tarafından mı yoksa Türkiye tarafından mı geldiği en çok tartışılan konular arasında. Son olarak Adalet Bakanı Ergin Hatay Havalimanı'nda yaptığı basın toplantısında aracın Suriye tarafından geldiğinin kesin olduğunu söyledi. Yakın Doğu Haber sitesinin haberine göre ise bir görgü tanığı aracın Türkiye tarafından geldiğini iddia ediyor.
Patlamanın olduğu bölgenin muhaliflerin kontrolünde olduğu, sınırın hem Türkiye hem de Suriye tarafında konuşlandıkları ve rahatça giriş çıkış yaptıkları biliniyor.
Geçtiğimiz Ağustos ayında bir ÖSO üyesi Cilvegözü sınır kapısının kendilerinin kontrolünde olduğunu, Türkiye'den aldıkları desteği şöyle anlatmıştı:
Daha kısa süre önce BBC’nin Türkiye muhabiri James Reynolds, muhaliflerin “Suriye sınırına çok yakın bir noktada” kurdukları bomba üretim tesislerinde el yapımı bombaları nasıl ürettiklerini görüntüleyen bir haber yapmıştı. Haberde üretim merkezinin Türkiye sınırları içinde olduğu anlaşılıyor. Yine kısa süre önce Gaziantep'te patlama sonucu yıkılan bağ evinde ÖSO militanlarının bomba yaptığı ortaya çıkmıştı.
Bu ve benzeri haberler daha önce de sayısız kere basına yansımıştı. Son patlamanın arkasında da kimin olduğuna dair çeşitli rivayetler mevcut. Bu karışıklıkta artık hiç kimse bu tür patlamaların ardından "Esad yaptı" diyerek kolayca sıyrılamıyor.
Her fırsatta Esad yönetimini suçlayan Erdoğan bile dün konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Bu olay Suriye hassasiyetimizin isabetini gösteriyor" gibi yuvarlak ifadeler kullanmıştı. Bir başka örnek, Abdulbasit Seyda saldırının kendilerini hedef aldığını söylüyor ama "Esad yaptı" diyemiyor. Seyda AFP'ye yaptığı açıklamada "Saldırıyı kimin yaptığına dair detayları bilmiyoruz. Bu bir güvenlik sorunudur, araştırılması gerekir" diyor.
Çünkü artık kimse, hangi olayın, hangi saldırının arkasında hangi gücün olduğundan emin olamıyor. Yakın zamanda Suriye tarafından Türkiye'ye düşen patlayıcılar yüzünden hayatını kaybedenleri bahane eden AKP yönetimi, olayın arkasında kimin olduğunu doğru düzgün araştırmadan Esad yönetimini suçlamış, ülkeyi ayağa kaldırmıştı.
Bu olay sonrasında ise hükümetin oldukça temkinli olduğu görülüyor. Zira AKP kendi eliyle yarattığı "muhalif" canavarının da yaptıklarından emin olamıyor artık. Örneğin El Nusra ve ÖSO...
Bir başka iddia ise saldırının El Nusra cephesi tarafından yapılmış olması. Muaz El Hatip'in müzakere önerisine karşı çıkan El Nusra'nın Halep'teki komutanı Ebu Hafs, geçen cuma elinde kılıç sallayarak "Müzakerecilerin kafasını koparacağız" demişti. El Nusra ve ÖSO arasında hemen her gün çatışma olduğu ve birilerinin öldüğü biliniyor.
Sonuç olarak uyguladığı savaş politikası yüzünden sınır bölgesini "mayınlı tarla" haline getiren AKP yönetimi, Patriotlarla ülkeyi korumaya çalışadursun, saldırı ne Suriye'nin uçağı ne de füzesinden geldi! Sıradan sivil bir araçtan geldi ölüm ve 14 insan hayatını kaybetti. Türkiye AKP'nin ülkeyi gayrinizami bir savaşa sokmasının bedelini işte böyle ödüyor.
Volkan Algan / soL