Faşist sinsiliği
Çok hızlandılar!
Cevher KANTARCI
Konuşmalarında hep merhum İsmet İnönü’nün sırtına biniyor, kamçılaya
kamçılaya rahmetli Atatürk’ün etrafında dolaşıyor ama “o an” için ses
etmiyordu!
Ve nihayet önceki gün, “ilk defa” Atatürk’e de ismini vererek dolaylı yoldan
“Kafatasçı Faşist” yakıştırmasını yaptı!
Sevgili basınımız konuyu görmezden geldi ama o laf yepyeni bir sonun
başlangıcıdır!
Belli ki bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Başbakanımız artık “Başkanlığı” garantilediğini düşünerek, şimdiden tam bir
padişah gibi davranmaya başladı!
Padişah az gelir..
Koca Kanuni Sultan Süleyman bile, Pargalı İbrahim ile iki evladının
boğdurulması için, günlerce düşündü..
Ebu Suud efendiye ve aklına güvendiği çok kişiye danıştı!
En sonunda aldığı dini referanslarla da vicdanını rahatlatarak, onları
cellâtlara bıraktı!
İmralı’da sözüm ona basına sızdırılanların dışında ne konuşuluyor, Amerika ve
İngiltere ile nasıl temaslar var, silah ve uyuşturucu kaçakçılarının “Sürece”
çomak sokmaması için nerelerden ne garantiler alındı veya alınamadı, Öcalan’a,
Amerika, İngiltere ve diğer hâkim güçlere ne tavizler verildi?
Bunların hiçbirinden Türklerin de Kürtlerin de haberi yok!
Tamam bu tür meseleler gizlilik çerçevesinde yürütülür de, ya insanların
memnun olmayacağı şekilde anlaşma sağlanırsa, iş bittikten sonra ne olacak?
Siz bakmayın, Erdoğan’ın BDP ve PKK’ya arada bir posta koymasına ya da
Selahattin Demirtaş’ın “Etle tırnak falan değiliz! İki ayrı onurlu ulusuz!”
demesine!
İkisi de taraftarlarının gazını alıyorlar!
İktidarın artık kimseyi takmayan tavrı sadece yazının girişinde yazdığım
faşist benzetmesiyle sınırlı değil elbet!
Mesela Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın da, “Denktaş ve Eroğlu,
dinsizdir!” diye bir şeyler söylediği basında yer aldı!
Eroğlu’nu bilmem ama rahmetli Denktaş’ın ne kadar dinine bağlı olduğunu
yazdığı bazı kitaplardan anlamak mümkün!
İsterse bana hediye ettiği meselâ “Kur’ân’dan İlhamlar” ve “Saadet Sırları”
isimli kitapları evde bulur, Beşir Atalay’a yollarım ama gerek yok..
Kitapçılarda mutlaka vardır!
Denktaş’ın zaman zaman Nakşîbendi Şeyhi Nâzım Kıbrıs-î’ye ziyaretleri de,
“Rauf beye ne oluyor?” söylentilerinin çıkmasına neden olmuştu!
Ama Beşir bey, Denktaş’ın din anlayışını beğenmiyorsa, o zaman “Eyvah!” demek
lazım!
İktidar müthiş bir özgüvenle çok hızlandı!
Allah selâmet versin!