Tayyip, zurnaya 'ZIRT' dedirtti!
Gidişat
Mümtaz SOYSAL
GÜLÜNÇ ve dil temizliği açısından yanlış da olsa, resmi sözcüklere girmiş
sevimli ve yararlı bir sözcüktür bu, çok şey içerir: Örneğin ülkedeki
gidişatın iyi olması demek, içteki yönetimle dış ilişkilerdeki gidişin iyi
olması demektir.
Bu anlamda, şimdiki gidişat kötü.
İçte, ekonomi yakın geçmişteki canlılığı göstermiyor. Dış açığın
kapanmasında, tasarrufun artmasında, işsizliğin azalmasında eski durum
sürdürülemediği gibi, kötüye gidiş var. Yatırım, hele kamu yatırımı az. Tam
tersine, özelleştirme çoğaldı. Henüz zihinlerden silinmemiş yakın bir geçmişe
kadar özelleştirmenin özde veremliliği artırmak, yatırımları teşvik etmek için
yapıldığı söylenirdi. Artık öyle konuşan ve yapan yok: İsrafa sürüklenen
işletmenin, sıkıntıya giren ailenin elde ne varsa satmaya çalışmasına benzeyen
bir hava esiyor; karayollarına, köprülere varıncaya kadar her şey satışta.
Güvenliğin azaldığı, kadınlara karşı şiddetin sürdüğü, hukukun zedelendiği ve
hepsinden kötüsü, yargı mekanizmasının tek kişiye bağlandığı bir değişiklik
gündeme getiriliyor. Ufuk kararmakta.
Sayın Başbakan, tam da bu noktada zurnaya zırt dedirtti ve
bir yabancı büyükelçiyi hedef alıp dışa seslenerek, “içişlerimize
karışmayın” dedi.
Oysa, çağdaşlık etiketi taşıyan bir cumhuriyetin başbakanı olarak bilmesi gerekirdi ki, artık insan hakları konusunda “içiş” diye bir şey yoktur ve çeşitli uluslararası metinlerde bu ilkeye imza atmış olanların ön saflarında kendi devleti de vardır.
Oysa, çağdaşlık etiketi taşıyan bir cumhuriyetin başbakanı olarak bilmesi gerekirdi ki, artık insan hakları konusunda “içiş” diye bir şey yoktur ve çeşitli uluslararası metinlerde bu ilkeye imza atmış olanların ön saflarında kendi devleti de vardır.
Şimdi, ABD Büyükelçisi Ricciardone “Dost ve müttefik bir ülkenin
görevlisi olarak sizi dünya kamuoyu karşısında mahcup düşmekten kurtarmak için
söz arasında ve kibarca öyle konuştum” demiş olabileceğine göre,
diplomat bir müsteşarı öne sürüp “biz de sert tepki gösterdik”
diye söylenmenin anlamı nedir?
Sayın Başbakan böyle bir konuda gerçekten onarılmaz ölçüde
kötü bir not aldı. Ülkesini bu duruma sokma hakkı var mıydı?
Ne yazık ki, ülkenin güncel sorunu tam da budur: Yönetim, “iktidar
baş dönmesi” denebilecek bir “sendrom”un, yani bir
aksamalar bütünün etkisine girmiştir ve yanlıştan yanlışa sürüklenmektedir.