Gizli ortaklar, Tayyip-Kılıçdaroğlu ve Bahçeli
Tayyip-Kılıçdaroğlu ve Bahçeli
penceresinden Apo’nun mesajları
Sabahattin ÖNKİBAR

Milliyet gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila’nın beyanına
göre sızdıran BDP imiş.
Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü konumunda olan Yalçın
Akdoğan’ın bu sızdırmaya sabotaj yorumunu yapması ise
Öcalan ile girilen pis ilişkinin afişe olmasındandır.
Öyle çünkü Apo’nun “Başkanlık için Tayyip Bey’in
destekleriz” ifadesi yapılan pazarlığın ifşasıdır.
Altı çizilmesi gereken husus dün bu satırların yazıldığı 13.00 sularına kadar
Başbakan Erdoğan’dan tutanaklara herhangi bir tepkinin
gelmemesidir.
Belli ki Erdoğan nabız tutarak tepkileri ölçüyor ve ona göre
tutum alacak!
Tayyip Bey’in suskunluğu Öcalan’ın yapacağı
bu açıklamalardan önceden haberdar olduğunun işaretidir zira tersi olsa yani Apo
kendiliğinden bu sözleri dayatsaydı tanıyıp bildiğimiz Erdoğan
Kutuplar’da olsa dahi anında kıyameti koparırdı.
Gelelim Kemal Kılıçdaroğlu’na?
Ayaküstü, “Öcalan’ın mesajlarını okuduk, sıra Başbakan’da”
diyen CHP liderinin ne demek istediğini hiç kimse anlayabilmiş değildir.
Ne hikmetse Kemal Kılıçdaroğlu tıpkı Tayyip
Erdoğan’ın göğsünü gere gere “Ben Türk’üm” diyemediği
gibi o da bir türlü PKK ile Öcalan’ı eleştiremiyor.
Verdiği görüntü sanki inandıklarını değil de, CHP dengelerini gözeterek
söylemek zorunda olduklarını söylemesi şeklindedir.
Öyle değilse cevap versin, İmralı tutanakları sonrasında
Kılıçdaroğlu neden bir basın toplantısı bile düzenlemeyip
konuyu ayaküstü ve anlaşılmayan iki sözle geçiştirdi.
Ve Devlet Bahçeli!
Partisinin adı, misyonu ve tabanı itibarı ile ortalığı ayağa kaldırması
gereken MHP Müdürü – o da Genel Başkan Yardımcılarının ısrarı ile -sadece
başkasının kaleme aldığı bir yazılı açıklamayı imzaladı ve değil televizyonara
çıkıp toplumu uyandırmayı, Kılıçdaroğlu misali basın toplantısı
bile yapmadı.
Yok ben bu tabloyu normal bulmam.
Hadise şudur; Tayyip ile Öcalan’ın kurduğu koalisyon da
Kılıçdaroğlu ile Bahçeli muhalefeti bloke etme adına gizli
ortaktırlar.
NOT: Teknik sorun aşıldı. Alternatif programımız yarın öğle
öncesi saat 11.00’da Ulusal Kanal’da olacak.
AKP’nin 28 Şubat taarruzu niye Erbakan’dan sonra?
AKP tam 11 yıldır iktidarda ama 28 Şubat hadisesini bu aralar hatırladı ve
adeta taarruza dönüştürdü, niye acaba?
Sakın askere şimdi gücü yetti demeyin TSK’ya 5 yıla yakındır açık operasyonlar yapılıyor ki Ergenekon ile Balyoz tezgahları ortada!
Bize göre hadise şudur:
Tayyip Erdoğan Erbakan’ın sağlığında böyle bir şeyi göze
alamadı ve ölümünü bekledi çünkü milli olan ve her şeye rağmen Türk Silahlı
Kuvvetleri’ne sahipleneceğini tahmin ettiği Erbakan’ın oyununu
bozacağını düşündü.
Düşünün; Erbakan sağ olsa ve böyle bir operasyon halinde,
“Durun bir dakika, sorumlu TSK değil, benim. İşte imzam var”
dese Erdoğan ile savcılar ne hale düşerlerdi!
MİT – Cemaat kavgasının perde arkası
Hakan Fidan’ın savcılık tarafından ifadeye çağrılması
sonrasında açığa çıkan MİT-F tipi örgüt kavgasının perde gerisinde şunlar
var:
Cemaat, Hakan Fidan’a, MİT’e atanır atanmaz Abdullah
Gül’ün de bilgisi dahilinde bir talepler listesini gönderdi.
Buna göre Fidan’a, MİT’e kendisi gibi dışarıdan atamalar
yapılması önerilerek her biri F tipi örgüt üyesi olan isimleri bildirdi ki
polisteki sivri Cemaatçi üç isim bu listeye dahilmiş.
Dahası, Başkan yardımcılıkları ile İstanbul Bölge Başkanlığını istemiş.
Bu talep Hakan Fidan aracılığı ile Tayyip
Erdoğan sunulup reddedilmiş.
Evet var olan kavga F tipi örgütün MİT’e ele geçirmenin geri tepmesindendir
ki Tayyip Erdoğan bunu kendi şahsını koruma amacııya
yapmıştır.
Apo’dan aferin, yakıştı mı Kadir
İnanır?
İmralı tutanaklarında var.
Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’a, Kadir
İnanır’ın verdiği “Karadenizliler gericilik yapmasın,
BDP’lileri bağrına bassın” mealindeki son demecini aktarıyor.
Öcalan ise Kadir İnanır’ın bu sözlerini,
aferini ima eden bir karşılıkla ödüllendiriyor.
Soruyorum Kadir İnanır bu tabloyu kendine nasıl
yakıştırıyor!
Tamam hastalığının da verdiği ruh hali ile gündeme gelmek istiyor ama bu
şekilde gündeme gelmek bütün ömrü boyunca inşa ettiği karizmayı yerle bir etmek
değil midir?
Tutarlı olmak ve dik durup gerektiğinde öyle gömülmek Atatürkçü bir tavırdır,
oysa onun yaptığın tam tersidir.
Bak Tarık Akan ile Rutkay Aziz nasıl kaya gibi duruyorlar.
İbret alsın onlardan!
Yasemin Çongar yine sahnede
“Yasemin Çongar Washington’daki Türk gazetecilerin en
iyisidir” ifadesini Aydın Doğan’dan Posta gazetesine
geçiş sürecimdeki sohbette bizzat işitmiştim.
Derken çok geçmedi Aydın Bey onu kapıya koydu.
Söylenen bu kovmanın Genelkurmay’ın Aydın Bey’e Çongar hakkında, onun CIA
tarafından kullanıldığı bilgisinin vermesinin sonucu olmasıydı.
Nitekim bu kovulma sonrasında Çongar, Taraf gazetesinde TSK’ya adeta
misilleme olsun diye yıllar yılı kin kustu.
Ve bu Yasemin şimdi kovulduğu Milliyet’e geri alındı!
Sahi bu durumu şimdi nasıl okumak gerekiyor!