Göremediğimiz 'arka plan'lar!
Arka Plan
Hilmi TAŞKIN
Eğitimci-Yazar
Son dönemde yaşadığımız gelişmelerin arka planını çok gör(e)miyoruz. Yaşanan olaylar ne yazık ki bizlere ‘çok iyi gelişmeler’ yaşanıyormuş gibi sunuluyor.
Oysa gerçek çok daha başka ve ülkemiz adına kaygı vericidir.
Gerçek şudur; Emperyalizm bölgemize yeni bir şekil vermek istiyor. Ülkemize de…
Dün yapamadığını bugün gerçekleştirmeye çalışıyor.
Bu planın ana adı Büyük Ortadoğu Projesidir. O projenin revize edilmesi ile adı değiştirilmiş ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi adı ile plan uygulamadadır.
1920’li yıllarda İngiltere’nin başaramadığını bugün ABD gerçekleştirmek istemektedir. Dün İngiltere neden başaramadı?
Bu başarısızlığın en önemli nedeni Mustafa Kemal’dir. Mustafa Kemal önderliğinde kazanılan Kurtuluş Savaşıdır.
Bu zafer Sevr planını bozmuştur.
Günümüzde uygulanmaya çalışılan BOP ya da yeni adı ile GOP, aslında yeni Sevr planıdır.
Ne diyordu iki dönem önce ABD Dışişleri Bakanlığı yapan Condalizza Rice, “BOP ile Türkiye dâhil 22 ülkenin sınırlarını değiştireceğiz.”
Bundan daha açık bir ifade olamaz.
Başbakan Erdoğan bir zamanlar ne diyordu? “Büyük Ortadoğu Projesinin eşbaşkanıyım.”!!!
Sınırlarımızın değiştirilmesi projesinde ‘eşbaşkan’ olmak ne anlama geliyor?
Son dönemde yaşadıklarımıza bakıldığında, bu sözün anlamı daha net olarak ortadadır.
Demek ki 3 Kasım 2002 de AKP, bir büyük plan için iktidara taşınmış!
Ve o tarihten itibaren görevini başarı ile yaptığı için iktidarda tutuluyor. Boşuna mı 57. Hükümet paldır küldür alaşağı edildi.
Hem de MHP lideri Bahçeli’nin de katkısı ile. 3 Kasım 2002 seçimlerini ilk dile getiren, Bursa Kocayayla Türkmen Şenliklerinde MHP Lideri Bahçeli oldu.
Başbakan Ecevit’in “intihar ediyoruz” uyarısına rağmen.
Ülkenin AKP iktidarına ve “eşbaşkanın” başbakanlığına bırakılması o seçimler ile gerçekleşti. Ve bugüne kadar da o hata nedeniyle bir özeleştiri yapılmadı.
Ne yazık ki soğuk savaş sürecinde başlayan bir gelenek devam etmektedir. Ülkemizin kontrolü elde edilmiş siyasiler ve bürokratlar aracılığı ile yapılmaktadır. Bu işbirlikçiler ile açık işgal yerine gizli işgal stratejisi uygulanmaktadır.
Soğuk savaş bittikten sonra plan ve kontrol daha açık bir şekil almıştır.
Yaşadığımız süreç bunun göstergesidir.
“Yeşil Kuşak” yerini “ılımlı islam” politikalarına bırakmıştı. Şimdi bir adım daha ileri atılmış ve “yeni Osmanlıcılık” politikaları gündeme girmiştir!
Öcalan’da mektubunda bu kavrama işaret etmektedir. Aslında “yeni Osmanlıcık” bir bakıma Genişletilmiş Ortadoğu Politikasıdır.
Bu politikanın geldiği noktayı şimdi daha net görmek olanaklıdır. Özellikle de “İmralı süreci” önemli bir gösterge olmuştur.
Bu süreç, projenin başkanı tarafından planlanmış ve aktörlerince de sahneye konulmuştur. Başkan, “eşbaşkan” görevindekilere de senaryo da önemli görevler vermiştir.
Kimdir “eşbaşkan” görevindekiler?
Bizim başbakan kendisi söyledi “Büyük Ortadoğu Projesini eşbaşkanıyım” diye. Diğer eşbaşkan ise İsrail lideridir.
Başka eşbaşkanlar da var mıdır?
Eşbaşkan olmasalar da Barzani ve Öcalan’ın da bu süreçte önemli görevleri olduğu muhakkaktır.
Öcalan, yakalanıp Kenya’da Türkiye’ye teslim edildiği gün “devletimin hizmetindeyim” demişti.
O günlerde bu söze pek anlam verememiştik!
(Aslında vermiştik.)
Diyarbakır’da okunan mektubu gördükten sonra, o sözün ne anlama geldiği daha açık şekilde anlaşılmaktadır.
Mektubun okunmasının ardından Başbakan’ın “Mesajlar bizim söylediğimiz mesajlarla örtüşüyor” açıklaması da üzerinde durulması gereken bir tespittir.
Çünkü sürecin planlanması tamamen ABD işidir. O nedenle mesajlar örtüşmektedir!
O zaman şu soruya yanıt aramak gerekiyor.
ABD’nin “İmralı süreci” ile amacı nedir?
Bu sürecin Türkiye’nin ve bölgenin yeniden şekillenmesi amaçlı olduğu söylenebilir. “Yeni anayasa” ile ülkemizin yeni şekillenmesi gerçekleştirilecektir.
Türkiye, Mustafa Kemal’in kurduğu cumhuriyet modelini terk edecek ve yeni bir anlayışla örgütlenecektir.
Buna 2. cumhuriyette diyebiliriz!
“Akil adamlar” olarak ismi öne çıkanlara baktığımızda pek çoğunun 2.cumhuriyetçi olduğu görülecektir.
“Yeni anayasa” ile hedeflenen başkanlık sistemidir.
İlerleyen süreçte federatif bir yapıdır.
Çok dilli, çok kültürlü bir devlet modelidir.
Ortadoğu’nun da yeni yapılanması ile entegre düşünüldüğünde planın ana amacı yeni Osmanlıcılıktır.
Öcalan’da mektubunda bunu dile getirmiştir.
Bu planın başarısı için engel gibi görülen İsrail konusu da ABD lideri Obama’nın girişimi ile ortadan kaldırılmıştır.
İsrail, Obama’nın talebi ile Mavi Marmara olayı nedeniyle özür dilemiştir!
Böylece iki “eşbaşkan” arasındaki kriz ortadan kaldırılmıştır.
Şimdi iki “eşbaşkan” el ele verecekler ve GOP için çaba harcayacaklardır.
Gazze konusu da olumlu bir sürece girecektir.
Suriye konusu da ABD’nin istediği şekilde çözülecektir. Esad, gidicidir…
Irak ile ilgili yeni gelişmeler de yaşanacaktır.
Öcalan’ın çağrısı ile ülkemizi terk edecek olan terör örgütü militanları başka hizmetler için kullanılacaktır!
Çünkü emperyalist planlar için henüz son kullanım tarihi gelmemiştir.
Ülke kamuoyu başka gündemler ile ya da olayların farklı boyutları ile oyalanmakta ve bir türlü arka planı görmemesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
Muhalefetin görevi halka resmin tamamını göstermektir.
Ancak muhalefet, “eşbaşkanın” hedeflerini halka anlatamamaktadır.
Planın arkasında ABD’nin var olduğunu da nedense hiç dillendirmemektedir!
Neden acaba?
Yoksa YCHP bu amaçla mı yapılandırıldı?
İlk Kurşun