Tayyip’e yalakalık yetmiyor da...
CHP-Fethullah el ele iktidara!
Sabahattin ÖNKİBAR
“ABD, Tayyip’in üstünü çizdi, bizi iktidara getirecek!”Aklı başında ve hatta milli diye bildiğimiz kimi CHP’li vekiller bile bu aralar papağan misali sürekli olarak bunu seslendiriyor.
Peki bu nasıl olacak diye sorduğunuzda açıktan Fethullah Gülen sayesinde olacak bile diyenler var.
CHP’liler F tipi Cemaat’in kendilerine gösterdiği teveccühü ABD’nin tavır ve tercih değişikliğine yorumluyorlar.
Evet CHP ile F tipi arasında uç veren aşk bu aralar öylesine alevlendi ki TUSKON’un ABD’deki Türk-Amerikan Konvansiyonu etkinliğine CHP’den Gökhan Günaydın, Bülent Tezcan, Faik Tünay ,Engin Özkoç ve Ali Demirçalı gibi milletvekilleri ile Antalya Belediye Başkanı Mustafa Akaydın gibi isimler de katıldı.
En ilginci yine aynı zaman diliminde Deniz Baykal Fas’da F Tipi okulu ziyaret edip methiyeler düzdü.
Adeta rüya ya da kabusu andıran bu gelişmeleri emin olun nasıl okuyacağım noktasında kuşkulara düştüm!
Öyle ya Deniz Baykal gibi millilik bağlamında güvenilen dağlara bile artık karlar yağıyorsa ülke mukadderatı noktasında nasıl iyimser olunabilir?
Bu tablonun gösterdiği en dramatik hadise CHP’lilerin ABD kullanımına açık ya da teşne olmalarıdır.
Sergilenen tutumlar gösteriyor ki CHP’liler için önemli olan ABD’ye uşaklık değil, uşak olarak kendilerinin seçilmesidir.
Yahu efendi ya da Ağa ABD olduktan sonra maraba AKP olmuş sen olmuşsun ne değişecek!
Sadece bu manzara bile CHP’nin artık yüzde yüz ehlileştirildiğinin net belgesi değil midir?
Baykal’ın durumu ise nama sızdırılan kasetlerin devamı gelmesin diye önlem gibi geliyor ama Deniz bey birikiminde olan biri, kaset rehini olanın yenden genel başkanlığa soyunamayacağını bilmesi gerekiyor!
***
Başbakan’ı hasta eden sorular
Tayyip Erdoğan “hastayım” diyerek eve kapandı.
Oysa hastalık fotoğrafını vermek için gittiği hastane çıkışında gördük, öyle yorgan-döşek bir hali yok. Belli ki bu aralar ortalıkta görünmek istemiyor.
Sebep malum, cevap bekleyen sorulara cevabının olmaması!
Öyle ya kazara biri, Apo rehineleri neyin karşılığında serbest bıraktı, karşılığında ne taahhüt ettiniz dese ne karşılık verecek!
Aynı şekilde bir diğeri, dağ yolunda PKK’lı teröristin elini sıktı diye lanetlediğiniz Gülten Kışanak ile Aysel Tuğluk’u AKP Kandil’e nasıl barış elçisi sıfatı ile gönderir diye sorarsa ne diyecek?
Bu konu bağlamında daha bunun gibi pek çok sorudan kaçma adına Tayyip Erdoğan gizleniyor!
İyi ama bu kaçış nereye kadar?
En önemlisi bu sorulardan kaçış aslında PKK-Öcalan ve arkasındaki küresel iradeye teslim olmanın ilanı değil midir?
***
Tayyip’in uçağında AKP ikinci parti
Besleme matbuat erketelerine göre demokratik standart bağlamında çağ atlayan bugünkü Türkiye’yi gelin 10 küsur sene öncesiyle kıyaslayalım.
1994 yılında yapılan mahalli genel seçimlerin hemen arefesiydi.
Dönemin Başbakan’ı Tansu Çiller ile Brüksel’e uçuyorduk.
ATA uçağında benim dışımda Ertuğrul Özkök, Güneri Cıvaoğlu, Yalçın Doğan’ın da bulunuğu toplam 6 gazeteci vardı.
Çiller ile toplu olarak sohbet ederken mini bir anket yaptım ve yazarlara seçimde kimin birinci olacağını sordum.
Gazetecilerin çoğu ANAP dedi ve ben bunu ertesi gün “Çiller’in uçağında ANAP birinci parti” başlığı ile kaleme aldım.
Peki sonrası mı?
Aynı Çiller be seyahatin sonrasında ABD seyahatine Ankara Temsilcisi olmam sıfatı ile yine beni çağırdı ki, Tansu Çiller’e o dönem en çok muhalefet eden ve davalı olan gazetecilerden biri idim.
Gelin insaf ile, asında benim de muhalefet ettiğim Çiller’li günler ile bugünü kıyaslayalım.
Başbakan’ın uçağında olacaksın ve Tayyip’in önünde anket yapıp AKP’yi ikinci çıkarıp bunu ertesi gün yazacaksın… Dahası aynı Tayyip bir sonraki seyahatine seni yine davet edecek… Yok bugün böyle bir şeyi hayal etmek bile mümkün değildir…
Düşünün Tansu Çiller gibi birinin dönemini bile arar hale geldi isek varın gerisini siz tasavvur edin!
***
RTÜK’den badem bıyık cezası
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun Ulusal Kanal hasımlığı devam ediyor.
Sedat Laçiner’in TRT’de ettiği kaydedilen, “Hristiyanlar cennete girebilir ama Şiiler’le Aleviler giremez” mealindeki sözlerine eleştiri bağlamında Alternatif Programımızda Ufuk Söylemez’in bir zihniyeti teşhir adına dillendirdiği “Badem Bıyıklı” beyanına ceza kesti.
Sormak istiyorum “Badem Bıyıklı” demek hakaret midir?
Ne yani MHP için pala bıyıklılar desek yine cezaya mı çarptırılacağız?
Onlarca kanal Tayyip’e yalakalık yapıyor yetmiyor bir tek Ulusal Kanal muhalefet ediyor ki, o da küfür ya da hakaretle değil, sadece Badem Bıyıklılar dendiği için cezaya reva görülüyor.
