Ve, Bölünme anayasası kabak gibi ortada…
DU BAKALİ, N’OLECAK?
Ali ERALP

Aydınların, devrimcilerin, muhalefetin “Yedi Uyuyanlar” gibi
uyuması nedeni ile memlekette her şey bugüne değin sessiz sadasız, takıyye
sistemi ile olgunlaştırıldı, kotarıldı.
Uygulama alanına konuldu. Türkiye
Cumhuriyeti’nin altından girilip, üstünden çıkıldı. Ne kırmızı çizgisi kaldı, ne
beyaz çizgisi…
Her şey saklı gizli, örtülü örtülü, örtülü ödeneklerle”
gerçekleştirildi. Bir tek anayasa görüşmeleri açıkta yapılıyor…
Bölünme
anayasası kabak gibi ortada…
Demokratik, özgür, insan haklarına dayalı bir anayasa hazırladıklarını
söylüyorlar…
Hangi demokrasi, hangi özgürlük, hangi insan hakları?
Bu soruyu AKP’lilere, PKK’lılara sormuyoruz. Çünkü işin mimarı onlar.
Muhalefete soruyoruz.
Ve diyoruz ki çevrenize bir bakın hele?
Ordu dağıtıldı. Kuvvet komutanları içeride. Genelkurmay başkanı
içeride.
Milletvekilleri içeride. 14 bin subay istifa etmiş. Türkiye’nin
geleceğini bilim adamları, aydınlar, yurtseverler ile konuşmuyorlar. Kanı canı
pahasına teröristlerle mücadele eden komutanlarla konuşmuyorlar. Teröristlerle
konuşuyorlar.
Milli Eğitime bakın. Hastanelere bakın. Okulları kapatıyorlar. Okulları
satıyorlar. Okulların kapısına kilit vuruyorlar. Milli Eğitimi, okulları
özelleştiriyorlar.
Bundan böyle varsıllar okuyacak, yoksullar okuyamayacak. Gazeteci
olmayan patronların gazetelere, televizyonlara sahip olması gibi, okullara,
üniversitelere de eğitimci olmayan patronlar sahip olacak…
Siz neyin anayasasını yapıyorsunuz? Kimin anayasasını yapıyorsunuz? Hangi
ülkenin anayasasını yapıyorsunuz? Ortada ülke mi kaldı ki? Cumhuriyet mi kaldı
ki? Olmayan Cumhuriyetin anayasası yapılır mı?
Şu ülkenin hiç sorunu yokmuş gibi Türk’ü, Türklüğü anayasadan çıkarmak için
“Laiklik karşıtlığının odağı” olmuş bir parti ile oturmuş,
harıl harıl, şevkle, şehvetle anayasa yapıyorsunuz. Türk düşmanlığı ile
yatıyorsunuz, Türk düşmanlığı ile kalkıyorsunuz?
Bir avuç PKK terörü ile Türkiye anayasasını oluşturan bir iktidara koltuk
değnekliği yapıyorsunuz.
Balıkesir’de Başbakana “Bebek katiliyle bir araya
geliyorsunuz” diye hesap soran bir gazi kadar olamadınız. APO ne diyor,
ne söylüyor? Neleri dayatıyor? Baktınız mı?
Biz “İmralı” demiyoruz. Bebek Katili APO diyoruz.
Kıvırtmıyoruz. Nazikçe söylemiyoruz. Halkımız daha iyi anlasın diye Bebek katili
APO diyoruz. Bebek katili APO isteklerini sıralıyor. Tehdit ediyor. Gözdağı
veriyor. Şantaj yapıyor. Tıpkı savaş kaybetmiş esir bir millete isteklerini
kabul ettirmek isteyen bir muzaffer komutan edasıyla.
Ve siz bu istekler karşısında “Başbakan ne diyecek, hele bir de
başbakanı dinleyelim” diye susuyorsunuz? Yeri göğü direnişlerle,
eylemlerle inletmeniz gereken bir ortamda susuyorsunuz… İnsaf yahu, insaf… Elin
iki paralık teröristi, herif, açık açık devlet kurma hakkı istiyor, Türkiye
anayasasından Türk adının çıkarılmasını istiyor, Atatürk devrimlerinin tarihten
silinmesini, laikliğin kaldırılmasını istiyor ve siz hâlâ “başbakan ne diyecek”
diye bekliyorsunuz.
Öfkem dağlar gibi… Okyanuslar gibi…
Sözü daha fazla uzatmayayım. Ağzımdan daha kötü şeyler çıkacak çünkü… Sizin
hakkınızdan ancak AZİZ NESİN gelir. Sözü ona bırakıyorum.
Bakalım onun hikâyesi sizi ADAM edecek mi?
Hani hükümetimiz darda kalıp dünya cenneti Boğaziçi’nin en güzel tepelerini,
korularını, yerlerini, petrol zengini Araplara satıyordu ya… İşte o sıra bir
Arap zengini çıktı ortaya, Şeyh mi Prens mi, yoksa hepsi birden mi, öyle bişey.
Adı Ebul-Fatık El-Mışki. Boğaziçi’nin seyrine doyum olmaz tepelerinden birini
satın almış. Oraya artık köşk mü, konak mı, saray mı, işte öyle bir şey
yaptıracak. Derken bu Ebul-Fatık, bir Türk kızıyla evlenme sevdasına düşmüş.
Hangi Türk kızı olduğu belli değil, yeter ki Türk kızı olsun… Elbet Arap
ölçülerinde güzel de olacak.
Ebul-Fatık için satın alacağı tepeyi arayıp bulan
komisyoncular, bu kez de ona kız aramaya başlamışlar.
Ebul-Fatık’a çok kız göstermişler. Arap hinoğluhin, öyle her kızı da
beğenmiyor. Süt beyaz tenli, lahmacun bedenli, kalçaları enli bir lokum olacak.
Sonunda bulunan kızlardan birini çok beğenmiş. Kız tam da Ebul-Fatık’ın istediği
gibi, onyedi yaşında, kuran kursunda yetişmiş, akça pakça, yandan çarklı
kalçalar…
Saflığına gelince, aptaldan bir parmak yukarıda, saf… Ebul-Fatık’ı da bir
görseniz, korkudan dudağınız uçuklar. Kızın babasından yaşlı. İnsan kılığındaki
bu çirkinlik anıtını gören biri öyle şaşmış ki, iki elini gökyüzüne kaldırıp
‘Hey kurban olduğum Allah, sen nelere kadir değilsin…’ diye şaşkınlığını
belirtmiş. Üstelik memleketinde üç mü, beş mi, kesin sayısı saptanamadı, karısı
olduğundan bu kızı hükümet nikâhıyla değil, imam nikâhıyla alacak. Her neyse
efendim, bu Ebul-Fatık, kızla evlendi.
Saf kız, çok yoksul bir ailenin çocuğu olduğundan, evlenip de o lükse, o
görkeme kavuşunca çok mutlu oldu. Kocasının adı Ebul-Fatık El-Mışki çok uzun
olduğundan, kızın ailesi ona kısaca Fatık amca diyor. Hem de Fatık Bey deyince,
Arabın adı azbuçuk Türkçeleşmiş oluyor. Kızın kendinden altı yaş küçük bir oğlan
kardeşi var, kızın tersine cin mi cin. O, Fatık Amca diyemediğinden Fıtık Amca
demeye başladı. Fıtık Amca aşağı, Fıtık Amca yukarı.
Fıtık Amca’nın güzel ve küçük karısı sokakta hep çarşafla geziyor. Fıtık Amca
çok kıskanç olduğundan, gencecik karısının kadın akrabalarıyla bile sık
görüşmesini istemiyor. İyi ama Fıtık Amca’nın evde olmadığı zamanlar kızın canı
sıkılıyor. Kıskanç Amca, bir yandan da karısını eve hapseden koca izlenimi
vermek istemiyor çevresine. Karısına güvenen bir koca görünümünde… İşte bu
yüzden, kendisinin evde bulunmayacağı iki gün karısına alışveriş için, çok
uzaklara gitmemek koşuluyla, sokağa çıkabileceğini söylüyor. Genç kadın buna çok
seviniyor, ama sokakta ne yapsın tek başına… Sinemaya gidip gidemeyeceğini
soruyor. Fıtık Amca uzun uzun düşünüyor. Karar vermek kolay değil. Gitme dese,
karısına baskı yapmış olacak. Git demeye de içi elvermiyor. Birlikte gitmeleri
hiç uygun değil.
Sonunda şöyle diyor:
-Avet… Müsaade var… Velâkin avvalden ben görecek, bilahara
sen…
Fıtık Amca, o dolaylardaki sinemalarda oynanan bütün filmleri seyredip
‘Hazreti Ömer’in Adaleti’ adlı yerli filmi görebileceğini söylüyor. Necmiye,
genç kadının adı, gidiyor sinemaya…
Fıtık Amca’nın içi pırpır… Ertesi akşam eve
dönüyor. Oh şükür Necmiye evde.
-Necmiyaa?
-Efendim.
-Ne yaptın ben yokken?
Necmiye yana yakıla anlatmaya girişiyor!
-Ah, sorma…
Nasıl sormasın, meraktan çatlıyor…
-Ne oldu Necmiya?
-Öyle bir şey geldi ki başıma, şaştım şaştım kaldım…
-Ne geldi başına?
Necmiya saf saf anlatıyor!
-Senin söylediğin sinemaya gitmek üzere çarşaflandım…
-Şok güzel…Necmiya saf saf anlatıyor!
-Senin söylediğin sinemaya gitmek üzere çarşaflandım…
-Çıktım sokağa
-Avet?
-Yolda giderken bir herif sokuldu yanıma?
-Bir harif?
-Evet… Ben gidiyorum, o da yanımda gidiyor. Ben gidiyorum o da gidiyor. Dur
bakalım n’olacak diye merak ettim…
Fıtık Amca çok bozulur ama karısına belli etmemeye çalışarak o da şaşmış görünür!
-Allah allah… Ban da şok merak ettim. Du bakali n’olecak?
-Ben gidiyorum, o gidiyor… Böööyle yanımda. Dibimden ayrılmıyor. Dur bakalım
n’olacak diyorum içimden…Fıtık Amca çok bozulur ama karısına belli etmemeye çalışarak o da şaşmış görünür!
-Allah allah… Ban da şok merak ettim. Du bakali n’olecak?
-Fasuphanellah… Du bakali n’olecak?
-Bileti alıyorum o senin dediğin sinemaya giriyorum, adam da girmez
mi?
Bu kez Fıtık Amca atik davranıp karısından önce sordu:
-Ve minelgarip… Du bakali n’olecak? Sonra?
-Sonra ben oturdum. O da yanımdaki boş koltuğa oturmaz mı?Bu kez Fıtık Amca atik davranıp karısından önce sordu:
-Ve minelgarip… Du bakali n’olecak? Sonra?
-Hayret! Du bakali n’olecak?
-Işıklar söndü, film başladı.
-Eeee anlat Necmiyaa?
-O herif elini bacağıma atmaz mı?
-Ne diyorsun, velacaip…
-Çarşafımın eteğinin altından elini sokmaz mı? Aaa! Şaştım kaldım…
-Ne yapacak?
-Bilmem ben de onu merak ediyorum ya… Dur bakalım n’olacak diye bekliyorum.
-Vallahi ban da merak ettim yahu… Du bakali n’olecak diye bekliyorum.
-Sonra o herif oramı buramı karıştırmaya başladı. Doğrusu çok merak ettim.
Sen olsan merak etmez misin?
Fıtık Amca’nın gözlerinden ateşler saçılıyor ama karısı o denli saf ki, kızsa, hiç yakışık almayacağı için o da karısına uyup soruyor!
-Nacmiyaaa, du bakali n’olecak?Fıtık Amca’nın gözlerinden ateşler saçılıyor ama karısı o denli saf ki, kızsa, hiç yakışık almayacağı için o da karısına uyup soruyor!
-Sonra ‘Hazreti Ömer’in Adaleti’ bitti. Lambalar yandı. Ben kalktım, o da kalkmaz mı?
-Sonra, harif da?
-Evet
-Velacaip ve minelgarip… Du bakali n’olecak?
-Çıktım sinemadan, o da çıktı. Ben yürüyorum, o da yanımda yürüyor…
-Aman Necmiya, vallahi şok merak ettim. Du bakali n’olecak?
-Ben de merak ediyorum. Ben köşeyi saptım.
-Harif da saptı mı?
-Saptı.
-Anlat şabuk Nacmiya, şok meraklı.
-Bizim apartmanın kapısından girdim, herif de girdi. Dur bakalım n’olacak
diye merak içindeyim.
Fıtık Amca ter içinde…
-Sonra?
-Bizim kata çıktım, herif de çıktı.-Vay harif vay!
-Çantamdan anahtarı çıkarıp bizim dairenin kapısını açtım, girdim içeri, o da girmez mi?
-Harif da yallah içeri?
-Evet
-Du bakali n’olecak? Aman anlat şabuk Nacmiya…
-Eve gelince yatak odasına girip elbet soyundum. O da soyunmaz mı?
-Ne diyorsun Nacmiyaa. Du bakali n’olecak?
-Soyununca yatağa girdim. Olur şey değil, o da benimle yatağa girmez
mi?
Fıtık Amca kızgın demirle dağlanmış gibi haykırır:
-Ayvaaaaah! Du bakali n’olecak?-Ben de yatakta ne olacak diye merak ediyorum.
-Aman Nacmiyaa, vallahi meraktan şatlayacak ban… Söyle şabuk, ne oldu Nacmiya?
-Hiiç canım… Bir şey değilmiş, ben de boşu boşuna merak etmişim.
Boncuk boncuk ter döküyordu Fıtık Amca…
-Yok yahu… Peki, ne oldu Nacmiyaa? Ne yaptı?
-Yok yahu… Peki, ne oldu Nacmiyaa? Ne yaptı?
-Aynen senin her gece yaptığını…
Beyninden vurulmuşa dönen Fıtık Amca ne yapsın şimdi? Karısı o denli saf ki, başına kötü bir şeyin geldiğinden bile haberi yok. Dövse olmaz, kovsa olmaz…
Beyninden vurulmuşa dönen Fıtık Amca ne yapsın şimdi? Karısı o denli saf ki, başına kötü bir şeyin geldiğinden bile haberi yok. Dövse olmaz, kovsa olmaz…
Erkekliğe toz kondurmamak, yiğitliğe krem sürdürmemek için Fıtık Amca şöyle
der:
-Amaaaaan Nacmiya, ben da muhim bişey zannettim. Du bakali
n’olecak diye boşuna merak etmişim. Velâkin hiç möhim
değil…
TÜRKİYE PARÇALANIYOR. CUMHURİYET YOK EDİLİYOR. ATATÜRK DEVRİMLERİ YOK EDİLİYOR…
TÜRKİYE PARÇALANIYOR. CUMHURİYET YOK EDİLİYOR. ATATÜRK DEVRİMLERİ YOK EDİLİYOR…
Hiç möhim değil…
İlk Kurşun