AK-Pilli'nin şarj edilen pilli bebekleri!..
AKİLLER… AK-PİLLER… PİLLİ BEBEKLER!…
Mehmet Halil ARIK
Ölü bir kurbağa bacağındaki sinirlerin; neşter ile kesilmesi sırasındaki,
kasılmaların gözlemlenmesiyle bir rastlantı sonucu icat olmuştu pilin en
iptidaisi..
Zekidir insanoğlu… Bu gözlemle; kimyasal enerjinin depolanabileceğini ve
elektriksel enerjiye dönüştürülebileceğini öğrendi…
Sistemin kullanım alanları zaman içinde gelişti… geliştirildi…
Geliştikçe de canlandı nice cansızlar…Konuşur… koşar oldular.
Lal diller söyler oldu. Tekleyen kalpler uygun ritmini buldu.. Kalmadı pilin
girmediği alan…
Ayrılmaz parçamız oldu.
İşlevine göre piller, hem çeşitlendi, hem de güçlendi.
İşi bitmişler çöpe atılırdı eskiden… Şarjlıları icad oldu!… Tazeleyip…tekrar,
kullanmak cazip geldi insanoğluna.…
Sarj’ın önemi çıktı ortaya..
Zekidir insanoğlu… Öğrendiklerini transfer etmeyi de bilir.
Doğadan öğrendiklerini topluma da uyarlar oldu. Toplum, doğanın parçası değil
miydi zaten!? Siyaset de aldı bu bilimsel transferden payını..Siyaset de
toplumun ayrılmaz parçası değil miydi zaten?
Bir karma kuram geliştirdi hemen. Şarj-siyaset ve mühendislik üçlemesinde…
Ve özellikle, “şarj etme” tekniği ve yöntemi yeni bir ilham
ve boyut kattı siyasete.
Yeni bir toplum mühendisliği geliştirildi bu sayede..
Bireyleri sarj etmek.. ve toplumu şarjda tutmak..Doyurmak bir bakıma…
Ya da doldurmak…Tatmin etmek bir başka bakışla!…
Öfkeyi, hitabette sanat kılmak toplumsal mühendisliğin önemli bir dalı… Her
gün yaratılan farklı gündem ise; toplumu şarjda tutmanın, uyutmada aldatmada bir
diğer etkin tatlı masalı…
Dolduran da memnun, doldurulanda.. Dolduruş faslı bu aşamasındaki ayağın en
önemli adı.
Bu yolla kazanılıyor en büyük yandaş kitlesi…Yetiyor şarja; ihalede bir pay,
ya da erzak torbası… Ya da cennette 70 huri sevdası.
Dolduruşa gelmeyenler…? Onlara hak… çöp torbası…
Her dolduruş; deliğe süpürülmekten bir kurtuluş özünde …. Tedavül süresi;
şarja cevap verme ve şarj tutmada, yani biad’da kalma süresi ile paralel…
İşte bu nedenledir ki… İcazet alma ve şarj olma adına sıklıkla tekrarlanan o
malum mevkiiye yapılan dış geziler!…
Gidemezse gelirler, yerinde şarj edip giderler…
***
Şarj da bir sanat!..Verimli çalışmalarla, sanat eseri pilli bebekler sürülür
sahneye…
sözden anlayan..söyleneni yapan…‘yat kalk’lara uyan… uyutan… korkutan; akıl dağıtan!…
sözden anlayan..söyleneni yapan…‘yat kalk’lara uyan… uyutan… korkutan; akıl dağıtan!…
Her şarj ile değişiverir gündem!.
Komşularak çatılacak!… Çaatt!..
Açılım yapılacak!.. Yaaapp!…
Ne var ne yok satılacak!.. Saat!..
Baktın, hareketler yavaşladı, emir tekrarı aksadı… şarj günü gelmiş demektir
pilli bebeğin. Yolu yok; ya şarja gidilecek; ya gelinip şarj edilecek… Tedavül
süresince bu işlem fasılasız sürecek!..Her yeni şarj, yeni yeni gündemler
demek!…
Muhalefeti sustur; gazeteciyi azarla… bayramları yasakla…Bayrakları indir..
kardeşlik bozulmasın, analar ağlamasın adına!..
Emir mübah…görev kutsal!.. Tanım, ileri demokrasi!…
Ayrılıkçı bayraklar dalgalansın varsın. Milliyetçiliğin her türülüsü ayaklar
altına alınsın.
Ve sıra T.C’nin görüldüğü yerde indirilmesinde!.. Başkanlığı dayat, açık et,
niyet anlaşılsın!…
Demokrasi treni… Ulaştı istasyona…
Şarj tamam; yola devam!…
Aynı bağın gülü; aynı dağın bülbülü… Aynı gölün suyu; aynı lokumun soyu!…
Ve ödüllendirirler ‘aferin’ verirler sarj tutarsan süpürmeyiz derler;
süpürmeyi ertelerler!..
Zekidir insanoğlu… Pillerden ekip kurup bataryalar oluşturmayı da öğrendi
zamanla.
Yatay, dikey… paralel ve seri örgütlemeyi öğrendi insanoğlu…
Akil adamlardan bataryalar, mangalar oluşturuldu… Salındı topluma…
nasihat
etsin.. ikna turları düzenlesin de… toplumu adam etsin, aykırı sesler kesilsin
diye…
***
Zekidir insanoğlu… Aklı hep üretmekten yanadır. Geliştirir; üretir… Üretirken
geliştirir.
Ama yine de bilir.. Sonludur her şey!.. Şarj da bir gün tükenir… İşte o gün;
biadın sonu gelir.
Pilli bebeğin işlevi bitti demektir…
İşte o gün; bilimsel uyarının dikkate alınması gerekir… Der ki bilim:
“Çevreye atılan atık piller çevre kirliliğine neden olur. Güneş
ısısının etkisiyle patlama olasılığı da yüksektir. Patlama sonucu içindeki
kimyasal maddelerin dışarı çıkması insan sağlığı için büyük
risktir.”
Zekidir insanoğlu… Uyarlayıverir uyarıyı:
“İşi biten pilli bebekler, çevreye yayıldığında, çevre kirliliğine
neden olacağı gibi; toplumsal ısınmanın etkisiyle, etrafa yayılacak
olumsuzluklar (kokular-gazlar-kin ve garezler..ve bilumum karşılanmamış vaaz ve
vaatler …)
toplumsal patlamalara neden olacağından, toplum sağlığı açısından
büyük risk taşımaktadır.”
PİLLİ BEBEĞİM…
BENİM!…
Uzun sarı saçları vardı…
Yaşı; 5, bilemedin 6 kadardı…
Kucağında kendisi kadar bir pilli bebek;
Elinde bir dilim ekmeği vardı…
Bırakırken pilli bebeği yere;
Düşünmeden; nasıl, ya da niye,
Bebeğin arkasındaki, düğmeye bastı…
Bir müzik geldi hafiften,
Pilli bebek.. oynadı.. ha oynadı…
Beş, yada altı’sındaki çocuk;
Hayran bakışlarla bebeğini seyre daldı..
Bitince oyun;
Bebeğini, gururla yerden aldı,
Sevgiyle bağrına bastı.
Okşadı. Sevdi… sevdi!..
Yaşı; 5, bilemedin 6 kadardı…
Kucağında kendisi kadar bir pilli bebek;
Elinde bir dilim ekmeği vardı…
Bırakırken pilli bebeği yere;
Düşünmeden; nasıl, ya da niye,
Bebeğin arkasındaki, düğmeye bastı…
Bir müzik geldi hafiften,
Pilli bebek.. oynadı.. ha oynadı…
Beş, yada altı’sındaki çocuk;
Hayran bakışlarla bebeğini seyre daldı..
Bitince oyun;
Bebeğini, gururla yerden aldı,
Sevgiyle bağrına bastı.
Okşadı. Sevdi… sevdi!..
*
B e b e ğ i m !…B e b e ğ i m; pilli bebeğim !…
***
Saçları yoktu,
Kocaman bir göbeği vardı.
Yaşı 50, bilemedin 60 kadardı.
Kucağında; göbeği kadar bir dosya;
Elinde uzun, iri taneli tespihi vardı.
Bir hışımla, fırlatılmış ok gibi…salona daldı;
Arkadaşlarının elleri havadaydı…
Baktı, gördü; geç kalmışlığından utandı.
Bir hamlede,
Belki de içgüdüyle;
Eli havadaydı!…
Bilmese de nedir oylanan;
Bir oy farkıyla,
Artık yepyeni bir yasamız vardı!…
Bir kucak… bir sevinç… bir çığlık!..
Bir hüsn-ü kabul ile sarıldı dostlar çevreden!…
Bir huzur-u kalb ile vekil;
Tarihi bir paye verdi kendine… İnceden… inceden!..
Kocaman bir göbeği vardı.
Yaşı 50, bilemedin 60 kadardı.
Kucağında; göbeği kadar bir dosya;
Elinde uzun, iri taneli tespihi vardı.
Bir hışımla, fırlatılmış ok gibi…salona daldı;
Arkadaşlarının elleri havadaydı…
Baktı, gördü; geç kalmışlığından utandı.
Bir hamlede,
Belki de içgüdüyle;
Eli havadaydı!…
Bilmese de nedir oylanan;
Bir oy farkıyla,
Artık yepyeni bir yasamız vardı!…
Bir kucak… bir sevinç… bir çığlık!..
Bir hüsn-ü kabul ile sarıldı dostlar çevreden!…
Bir huzur-u kalb ile vekil;
Tarihi bir paye verdi kendine… İnceden… inceden!..
*
V e k i l i m !…. V e k i l i m !… Pilli
bebeğim!..
İlk Kurşun

