Akil olmak yerine, sadece adam olun..
GELİN, AKİL ADAM OLMAK YERİNE SADECE “ADAM” OLUN VE ÜLKEYİ BÖLDÜRMEYİN
Ali ERALP
Başbakanı grup toplantısında izledim.
Yüzünde ve konuşmasında çaresizliğin, yalnızlığın, çözümsüzlüğün izlerini
gördüm.
İçine düştüğü “Açılım Bataklığı”ndan kurtulmak için
çırpınıyor.
Ne var ki çırpındıkça batıyor.
Çırpındıkça çamur deryası onu daha çok içine çekiyor.
Bataklık yasası bu… İnsan bir kez düşmeye görsün…
Kasımpaşalı kabadayı gitmiş, yerine suçlu olmanın ezikliğini taşıyan bir adam
gelmiş.
Ama bir yandan da gece yarısı mezarlıktan geçen korkak insanlar gibi,
kendisine cesaret vermek için yüksek sesle şarkı söylüyor. MHP’ye, CHP’ye
veryansın ediyor. Seçmenine haklılığını kanıtlayıp, şirin görünmeye
çalışıyor.
Öfkeleniyor, bağırıyor, çağırıyor. Sinirli… Gergin…
Elbette sinirli, elbette gergin olacak…
Üç kıçı kırık terörist elebaşı istedi diye 75 milyonluk ulusun adını, yedi
bin yıllık tarihini ortadan kaldırmak kolay iş midir?
Yüce Divanlık suç işleyerek “Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif
edilemeyecek maddelerini” değiştirmeye kalkışmak, yani boyundan büyük
işlere girişmek, kolay iş midir?
Dünya teröristleri Bush, Obama istedi diye, koskoca bir orduyu dağıtıp,
komutanlarını içeri atmak, koskoca bir ülkeyi bölmek, kolay iş midir?
Katillerin, sapıkların, ruh hastalarının tanıklığı ile düzmece belgelerle bir
ülkenin seçkin yurtsever vatandaşlarını, Genelkurmay Başkanını hapishanelere
kapatıp, 75 milyon insanını hiçe sayarak, onun iradesi dışında, bir bebek
katili, bir cani ile onun geleceğine yön vermek, elbette kolay iş değildir.
Elbette gergin olacak, elbette sinirli olacaktır…
Çünkü AKP çıkmaz bir sokağa girmiştir…
AKP şimdi, “Dönülmez bir akşamın ufku”na doğru hızla
ilerlemektedir… Vakit çok geçtir…
Yol çakıllarla, dikenlerle, engellerle doludur ve yolun sonunda da Yüce Divan
yargıçları beklemektedir…
Şu günlerde AKP’li seçmenler birer ikişer ya da gruplar halinde gemiyi terk
etmeye başladı bile…
PKK ile mücadele yerine müzakere, Bölünme Anayasası, Ergenekon, Balyoz
tertipleri, sonunda AKP’lileri de isyan ettirdi…
Denizli AKP İl Genel Meclisi üyesi Mehmet Akif Ercan, “Eski bir
MHP’li ve AK Parti İl Genel Meclisi Üyesi olarak son dönemde yaşanan olayları
protesto ediyorum. Bütün Denizlililer 8 Nisanda Silivri’de olmalıdır”
diyerek isyanını ortaya koydu.
Güneş altında kalan kar gibi partisinin eridiğini gören RTE, telaş
içerisindedir.
Korku içerisindedir.
Bebek katili ile yaptığı görüşmeleri, anlaşmaları halka anlatacak yüzü
yoktur. Dün esip yağdığı, dokunulmazlıklarını kaldıracağını söylediği BDP’li
milletvekilleri ile bugün sarmaş dolaştır.
Kandil teröristleri ile iç içedir…
Bebek katili el bebek, gül bebek…
Güvercin kanadında haberler gidiyor, haberler geliyor.
Tedavi için komutanlara hastane izni bile verilmezken, şimdi PKK’lı
teröristlerin yurt dışına sağ salim çıkabilmesi, kıllarına zarar gelmemesi için
hükümet çözümler arıyor…
Ama bütün bu ihanetleri halka anlatmak biraz cesaret ister, yürek ister.
Ne var ki anketlerde yüzde 80 oranlarında APO – Recep Tayyip görüşmesine
karşı çıkan halka, AKP iktidarının içine düştüğü bataklıktan çıkabilmesi için
de “Bölünme Anayasası”nın, Kürt Açılımının anlatılıp, kabul
ettirilmesi gerekmektedir.
Bu işi Başbakan, bakanlar yapamayacağına göre kim yapmalıdır, kim
yapabilir?
Elbette “akil adamlar”… Maşa varken ateşe el sokmanın bir
gereği yoktur.
Akil adamlar, hükümet adına halkı açılıma ikna ederler, etmelidirler.
Bunların içinde, uzun yıllar bu millete hizmet götürmüş, ulusun sevgis
ini,
saygısını kazanmış sanatçılar da var ve onlara diyoruz ki, “Gelin yol
yakınken bu sevdadan, Türkiye’yi bölme, parçalama sevdasından
vazgeçin.”
BOP planına ve BOP Eşbaşkanına alet olmayın. Akıllı olun. Türk topraklarının
parçalanmasına hizmet etmeyin.
Türk adının, Türklük kavramının kaldırılmasına koltuk değnekliği
yapmayın.
Sonra sizi seven, sizi yıllarca dinleyen, izleyen insanların yüzüne
bakamazsınız…
Mahcup olursunuz.
Başınız öne eğilir. Halkın karşısına çıkamazsınız.
Gelin bu “Türkiye’yi bölme, parçalama sevdası”ndan vaz
geçin…
Bu ülkenin 550 milletvekiline sahip bir Meclisi, Başbakanı, bakanları,
Cumhurbaşkanı varken böyle bir görevi yerine getirmek size mi kaldı?
Maşa gibi kullanıldığınızın farkında değil misiniz?
Bir zamanlar, Mütareke Döneminde de Damat Ferit’in “Heyeti
Nasiha” adlı bir akil adamlar heyeti vardı. Bugünkü akil adamların
fotokopisi… Görevi ise halkın işgal kuvvetlerine direnmesini önlemek ve ülkenin
parçalanmasını gerçekleştirmekti.
Kent kent, kasaba kasaba dolaştılar anlattılar, anlattılar, anlattılar…
Sonunda da toz olup gittiler. Tarih sayfalarına adları HAİN
olarak yazıldı.
Gelin, sizler de onların karşılaştığı sonla, akıbetle karşılaşmamak için, bu
görevi aldığınız makama teslim edin.
Gerçi sizin aranızda Türk, Türklük vatan düşmanı, iflah olmaz, kaşarlanmış
çok kişi var ama biz yine de “uyaralım, görevimizi yapalım, bizden günah
gitsin” dedik.
Bir kez daha söyleyelim, hem de vurgulaya, vurgulaya:
GELİN, AKİL ADAM OLMAK YERİNE, SADECE “ADAM” OLUN VE ŞU GÜZEL ÜLKEYİ
BÖLMEYİN, BÖLDÜRMEYİN
İlk Kurşun