Aymazlar utansın!




Atatürk, Türk halkı, Türk devleti ve Türkiye


Prof. Dr. Tülay ÖZÜERMAN
ABD Savunma Bakanlığı’nın Pentagonda düzenlediği basın toplantısında, ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, “Atatürk, Türk halkı ve devletine hayranım ve sadece Türkiye değil, ABD’deki yıllardır yaptığım farklı konuşmalarımda Atatürk’ten bahsetmişimdir. Atatürk, dünyada çok önemli miras bırakan çok kayda değer bir şey yaptı ve biz Batıdakiler zaman zaman Atatürk’ün yaptığının tam değerini vermiyoruz” diyerek Atatürk’e hayranlığını dile getirmiş.

Türkiye’de devletin yapısı, milletin kimliği, hatta bayrağın ismine kadar uzanan tartışmaların yaşandığı bir süreçte Atlantiğin ötesinde önemli bir konumda bulunan bir kişinin Atatürk’ün mirasının öneminin ayırtında oluşu, ülke içinde pek çok aymaz için utanç sebebi olmalıdır.

Anayasanın değişmez maddeleri üzerinden anayasaya, dolayısı ile devlete, devletin temel niteliklerine, Türk kimliğine, bayrağımıza varıncaya dek, bizi bir arada tutan değerlere yönelik tahkir edici söylemlerin yaygınlaştırıldığı, bu söylemleri dile getirenlerin TV’lerde neredeyse kadrolu hale getirildikleri, sürece destek veren şarkıcı, türkücü, oyuncuların program yapabildikleri, sürece itirazı olan sanat ve sanatçının, bilim insanlarının yok sayıldığı bir süreçten geçiyor Türkiye. Süreç önceleri Atatürk’e karşıtlık üzerinden yönetilirken, giderek karşı olanlar sahipleniyor gibi yaparak yok etme stratejisi uygulanmaya başlandı. Bayrak için de aynı yöntem söz konusu. Tam da sahipleniliyor gibi yapıldığı süreçte, TV’ye memur edilenlerden birine bayrağın adı değiştirilsin dedirtiliyor. Söyleyeni ciddiye almıyorum, söyletenler, TV’lerde bu sözlere yer açanlar, bunlar sorgulanmalı. Amerikan Bayrağı, İngiliz bayrağı, Fransız Bayrağı denilecek ama Türk bayrağı denilemeyecek ve bunu Türk TV’lerinden birileri çıkıp söylerken, dışarıdan birileri de Atatürk mucizesinden söz edecek… 

Türkiye çözülüşe itilirken, ABD’de etkili bir yetkilinin Atatürk’ün yaptığının tam değerini verememekten söz etmesi bizi düşündürtmeli. Dışarıdan birileri anımsatmamalı Atatürk’ün mirasının değer ve önemini.

Sayın Hagel; bu söylediklerinizi defalarca Başkanınız Obama’ya söylemeli, bıkmamalısınız. Batı’nın çıkarının Orta-doğu’da yaratılan karışıklıktan ve Türkiye’yi model ülke yaparak İslamlaştırmaktan geçtiğini düşünüyor ve yanılıyorsunuz. İslam kartını oynadığınız ülkelerin karışıklığı ve bölünmüşlük üzerinden elinize geçirdiğiniz ufalanmış devletçiklerin kontrolünün kolay olmadığını, bunun bir süre bumerang etkisi ile size ve AB ülkelerine de geri döneceğini görmelisiniz.

Bölgede ABD- AB- İsrail çıkarları için kurmak istediğiniz güç kontrolü için kazıdığınız etnik kimlik ve mezhepler üzerinden yaratılan çatışmanın sadece çatışma pazarladığınız İslam coğrafyası içinde kalmayacağını kabul etmeniz gerekiyor. “Türkiye hem İsrail, ayrıca Ortadoğu ve ABD çıkarları için kritik önemde” demiş ve eklemişsiniz; “İlişkilerin tekrar yerine gelmesi açıkça hepimizin çıkarına. Bu, Suriye’yi de etkileyecek, (bölgedeki) sonuçları da etkileyecek, güveni geliştirerek bölgedeki komşuları da etkileyecek”. Hayranı olduğunuz Atatürk, İsrail ile işbirliği yaparak Suriye’nin defterinin dürülmesine karşı çıkardı. Bunun vahim sonuçlarını çok önceden görürdü. 

ABD’nin çıkarları Orta-doğu’nun ve Türkiye’nin çıkarları ile uyuşmuyor sayın Hagel, bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Burada altını çizmek istediğim, ABD’nin izlediği Türkiye’yi İslamlaştırarak bölge ülkeleri üzerinde etki oluşturma politikasının hayranlıkla sözünü ettiğiniz Atatürk’ün kurduğu ve yaşatmak istediği modern Türkiye düşü ile hiçbir ilgisinin olmadığıdır. Irak’a demokrasi getireceğiz diyerek parçalanmış bir yapı bıraktığınız hepimizin malumu. Türkiye’ye de barış getireceğinizi söyleyerek, yeni tartışma başlıklarının içine çekiyorsunuz.

Sayın Hagel; soğuk savaş döneminde üretilen politikalar ve politikacıları çeşitli yöntemlerle tasfiye ettiğiniz bu süreci ülkenizin çıkarları lehine yönettiğinizi düşünürken, bu coğrafyada yarattığınız sosyal, siyasal, ekonomik depremlerin etkisinin size ulaşmayacağını sakın düşünmeyiniz. Gelin hayranı olduğunuz Türkiye’nin büyük önderinin özlemi olan Türkiye’yi yaratmak isteyen bizlerin görüşlerine kulak veriniz. Demokrasiyi araç olarak kullanıp ülkeyi İslamlaştırarak, totaliterleştirmek yerine, demokrasiyi amaç olarak benimseyecek yönetimlerden yana kullanınız tercihinizi. Dünyanın yarısını çatıştırarak, ABD, AB ve İsrail huzur içinde yaşayamaz. Küreselleşme dediğiniz sadece sizlerin insan hakları alanını boşaltan, etnik kimlikleri ve mezhep farklılığını kullanarak yeni çatışma başlıklarını açtığınız süreci tanımlayan bir söz değil, aynı zamanda dünyanın küçülmüşlüğünü de tanımlayan bir söz.

Tam da sizin bu konuşmayı yaptığınız süreçte; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisi olduğu sürece ülkenin birliği ve bütünlüğünden, üniter yapısından kimsenin endişe duymamasını istemiş. Ülkenin temellerini atan kadroların CHP’yi de kurduğunu hatırlatmış ve “Ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadele edeceğiz. Bu bizim temel görevlerimizden birisidir. Varlık nedenimizde zaten budur” demiş. Ne diyelim aklın yolu birdir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi yeniden kuruluş felsefesine çeken politikalara imza atmak üzere kendisini bağlayan bu sözleri, parti içinde olup, partinin ilke ve kuruluş felsefesinden haberdar olmayanlara sık sık söylemesini ve partinin temellere sahip çıkmak için gereğini yapmak üzere kollarını sıvamasını dileyelim.

Sayın Hagel; ne mi diyorum; ABD’de ve AB’de sizin gibi Atatürk’ün öneminin farkında olanların sayısının artmasını diliyorum. Ve bölge çıkarları için feda edilen demokrasi ve özgürlükler için; kriterleştirilip, bölgeselleştirilip, maddeleştirilerek uzaklaştırıldığımız, parantez içine alınan insan haklarından, evrensel insan haklarına geri dönüşü konuşmalısınız Obama ile. Atatürk’ü Obama’ya da anlatmalısınız. Atatürk Türkiye’sinin mucizesini ve önemini o da kavramalı. Hatta hepimizin çıkarının O’nun aydınlık fikirlerinden geçtiğini görmeliyiz. Türkiye daha fazla geriye sürüklenmeden yapınız bu konuşmayı. Obama’nın arkasındaki güçler de küresel düzenin kendi lehlerine dönüştürülemeyeceği gerçeğini belki bu sayede daha büyük bir fatura ödenmeden görebilirler.

Sayın Hagel, teşekkürler… Ülkemizin içinde mucize devletimizin yaratıcısı, Atatürk’e ve eserine gereken değeri verdiğiniz ve verilmeyişini eleştirdiğiniz için. Darısı O’nun sayesinde bugün yer edinmiş olan ülke içindeki herkese. Ben sizi çok sevdim; izninizle ara ara size yazıp dertleşmeyi isterim. Tam da bizde akil insanlar arayışı başlamışken, Atlantik ötesinden akil bir ses duymak çok iyi oldu. Belki arayış içinde olanlar akil olmanın Atatürk’ün kurduğu Türkiye’ye sahip çıkmaktan geçtiğini düşünerek hareket ederler; malum, akil diye seçilerek, beynimizi yıkamakla görevlendirileceklerin TV’lerde beyin yıkayıcılardan farklı konuşmayacaklarının endişesi içindeyiz. Lütfen Obama’ya bu görüşlerimizi aktarınız. Atatürk demek, Türkiye demektir, Türk halkı demektir, Türk devleti demektir. Atatürk’ü sahiplenmek O’nun mirasına sahip çıkmak demektir.

Her ne kadar biz bu sürecin akillerinden sayılmıyorsak da, bizler çıkışımızı sizin gibi dehasına hayran olduğumuz Atatürk’ün akıl ve bilim diyen aydınlık çizgisinde yaşatacağımız Cumhuriyetimizde görüyoruz.

➽ Paylaş: