'Kimliğini, dilini unutturuyorlar...'
Türk Kimdir?
Cevher KANTARCI
Bugünlerde, herkes birbirine sormaya başladı!Türk kimdir!
Gazetelerde, televizyonlarda bu tartışılıyor!
Ayfer yengemin ameliyatı nedeniyle geldiğim İzmir’de, bu yazıyı yazmak için Ege Sağlık Hastanesi’nden çıktım ve karşıdaki bakkalda bir dergi gördüm!
Derginin kapağında da aynı soru değil de aynı “soruna” cevap aranıyordu!
“Türk kimdir?”
Taksiye bindim, İzmirli kulağı kesik hergele şoföre sordum:
“Türk ve Müslüman mısın?”
Şoför kafa bularak cevapladı:
“Doğduğumdan beri Türk ve elhamdülillah Müslüman olduğumu bilirdim ama galiba yanlış öğretmişler! Bu iktidar sayesinde köklerimizi ve dinimizi yeni öğreneceğiz!”
Şu anda kendimi eski Türk filmlerinde nikâh masasında tam “Evet” diyecekken hüsrana uğrayan damat gibi hissediyorum!
Evleneceğim kızın aslında kardeşim, babamın yoğurtçu, annemin kaynanam, ninemin anamın kardaşı babasının oynaşı, kendimin Hüseyin Obama’nın evlâdı olduğunu tam nikah masasında öğrenmiş damat gibiyim!
Sanki tam “Evet” deyip imzayı basacakken salona rahmetli Bedia Muvahhit bağırarak girdi:
“Dur! Sen piçsin!”
Yahu ben sonradan koyulaşmasına rağmen üniversiteye kadar sapsarı saçlı, mavi gözlü, ataları Yugoslavya taraflarından Yeniçeri olarak Midilli Adası’na gelmiş, Barbaros Hayrettin Paşa’nın uzaktan veya yakından akrabası, mübadele ile Anadolu’ya yerleştirilen bir sülalenin bilmem kaçıncı kuşak torunu, bayrak göndere çekilirken ağlamaya başlayan, Kürt, Boşnak, Abaza, Çingene, Ermeni, Yunan her birine sevgiyle yaklaşan, kan davasına şiddetle karşı bir Türk’tüm!
Durum şöyle..
Anadolu’yu kanlarıyla canlarıyla kurtaranlar, büyük çoğunluğu Türk olan bu toprakları “hep beraber” kurtarınca, buraya gerçek adı olan ancak Osmanlı’nın kullanmadığı isimle “Türkiye” dediler!
Zira biraz araştıran, araştırma yemiyorsa “Elizabeth Altın Çağ” filmini seyreden akil vatandaşlarımız, taaa ne zamandan beri buralara hem de kefere tarafından “Türkiye”, bu topraklarda yaşayanlara da Türk dendiğini öğrenir!
Ancak işgalciler yeniden dönmek, özellikle 1940’lardan itibaren hepimizi aidiyetsiz bırakmak için her dümeni çektiler!
Önce yavaş yavaş aidiyetsiz bıraktırdılar, sonra köklerini arayan Kunta Kintelere çevirdiler!
Ülkenin doğusu yine emperyalizmin etkisi ve baskısıyla ağalara taşeron olarak teslim edildi!
İnsanlar bu ağalar tarafından, eğitimsiz, topraksız bırakıldı, çoluk çocuk hepsi köle gibi çalıştırıldı!
Kimlikleri, dilleri yok sayıldı!
Hükümetler sevmedikleri, işe yaramaz gibi gördükleri tüm memurları oralara sürdüler!
“Toprak işleyenin su kullananın” diyenler çeşitli dümenlerle iktidardan düşürüldü, Doğu insanının çilesini dile getiren sanatçı, yazar tayfası “Komünist” diye içeri tıkıldı!
Zap Suyu’na köprü yapmaya kalkan Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildi!
Şimdi Akil adam rütbesi verilenlerin hayli önemli bir kısmının zaten “Türk” dendiği zaman tüyleri dikiliyordu!
Yüce İslâmiyet, Kur’an emirlerine tamamen ters olduğu halde, emperyalistlerin dümenleriyle BOP’çulara teslim edildi!
E, hadi şimdi arayalım bakalım, biz neyiz!
Belki buluruz!