Kırk katır mı kırk satır mı? İleri demokrasi bu…
“İLERİ DEMOKRASİ” BU, HER ŞEY OLABİLİR…
Ali ERALP
İleri demokrasi bu…
İleri demokrasinin kendine özgü kuralları vardır.
Bu kurallara herkes uymak zorundadır.
Örneğin, ileri demokraside görsel ve yazılı basın gerçekleri
yazamaz.
Kirli çamaşırları ortaya dökemez.
Kirli çamaşırları ortaya dökemez.
Eleştiremez.
Doğruları söyleyemez.
Onun tek görevi iktidarı desteklemek, Başbakanı övmek, hükümetin icraatını
ballandıra ballandıra anlatmaktır…
Peki, anlatmazsa ne olur?
Ölümlerden ölüm beğen o zaman…
Her şey olur… İleri demokrasi bu…
Kırk katır mı kırk satır mı?
Vergi memurları çevirir dört bir yanını…
Seni çembere alırlar.
Nefesini keserler.
Nefesini keserler.
Ya da sabahın köründe polisler gelir. Didik didik ararlar her yanını.
Oraya buraya CD’ler koyarlar. Sonra da çocukların oyun kasetlerini bile
“suç unsuru” diye alıp götürürler.
Yani… Yani uzun sözün kısası, ileri demokrasinin kurallarına uyacaksın…
Uymazsan her şey gelebilir başına… AKP’nin “ileri demokrasi”sinde her şey
olabilir…
Muhalefetsen, muhalefetliğini bilip, yine kurallara uyacaksın…
İktidara koltuk değnekliği yapacaksın. Düştüğü yerde, elinden tutup
kaldıracaksın.
İktidarın temel politikalarını desteklemek, ABD’nin emirlerine uymak
koşuluyla, arada bir ağız dalaşına girebilirsin… Arada bir sert sözler
de söyleyebilirsin… İleri demokrasinin cilveleri bunlar…
Amaaa, asla çizmeden yukarı çıkmayacaksın. Çıkamazsın. Çıkmamalısın…
Çıkarsan, ileri demokrasinin yasaları uygulanır. Tehdit gelir, tertip
gelir, şantaj gelir…
Yatak odası kasetleri gelir… Hem de MADE IN USA MARKALI. Gülen patentli…
Yatak odası kasetleri gelir… Hem de MADE IN USA MARKALI. Gülen patentli…
Bugüne değin AKP ile iyi geçiniyordu MHP… Cumhurbaşkanlığı, Kuran kursları,
din dersleri, türban başta olmak üzere çok yerde, çok sorunda iktidara yardımcı
oldu. Anayasa masasında kardeşçe çalıştılar.
Çalışmaya devam ediyorlar. Ona
zaman zaman övgüler de dizdi. Bir dediğini iki etmedi. Devlet Bahçeli
“AKP’nin iktidarda kalmasında yarar var” diyordu.
Dostlukları, dayanışmaları iyiydi. Arada bir kavgalar, sertleşmeler, ip
atmalar oluyordu ama yine de kardeş kardeş geçiniyorlardı.
O kadar kusur kadı kızında da olurdu.
Ama son zamanlarda araları biraz limonileşti. “Türk,
Türklük” konusunda anlaşamadılar…
Ne zaman ki MHP “Türk, Türklük” kavramlarının anayasadan çıkarılması
karşısında sert bir tavır takındı. APO – Tayyip görüşmelerine karşı
çıktı ve “AKİL”leri takmadı. Tanımadı. İşte o zaman Başbakan
hemen kırmızı kartı gösterdi.
Sopayı aba altından değil, aba üstünden çıkarıp sallamaya başladı. Tıpkı
Obama’nın beysbol sopası gibi…
“Dur” dedi Devlet Bahçeli’ye. “Akıllı ol, uslu ol, otur, oturduğun yerde…”
“Dur” dedi Devlet Bahçeli’ye. “Akıllı ol, uslu ol, otur, oturduğun yerde…”
“Bak, Meclis Araştırma Komisyonu kurarım, senin iktidar olduğun
dönemi inceletirim…”
İşte burası tam zurnanın zırt dediği yer. Tam burada sormak gerekmiyor
mu?
Peki, ya sizin döneme ne demeli? Ya sizin dönemi kim incelemeli?
Yatlar, katlar, uçaklar, havuzlu villalar, gemicikler… Yer altı ve yerüstü
zenginliklerinin talan edilmesi… Kamu mallarının bir yıllık kârlarına yabancı
yandaşlara peşkeş çekilmesi…
Yoksulluk. İşsizlik. Açlık. İntiharlar…
134 milyar iç borçla, bugüne değin kullandığınız kredi, 10 yılda, 42
hükümetin kullandığı kredinin 1,5 katını kullanmışsınız.
Siz İktidara geldiğinizde tüketicilerin bankalara borcu 2,2 milyar Türk lirası idi. Bu borç, 2013 Şubat ayında yüz kat artarak 201 milyar olmuş...
Siz İktidara geldiğinizde tüketicilerin bankalara borcu 2,2 milyar Türk lirası idi. Bu borç, 2013 Şubat ayında yüz kat artarak 201 milyar olmuş...
Kurduğunuz Meclis Araştırma Komisyonu bunları da inceleyecek mi?
Ya Cumhuriyet yıkıcılığı… Ya ordu ve Atatürk düşmanlığı…
İhanet…
İki buçuk teröriste vatanı peşkeş çekme… Vatanı bölme…
Hukuksuzluk, adaletsizlik…
Katillere, ırz düşmanlarına, PKK’lı ruh hastalarına tanıdığınız tanıklık
hakkını Türk ordusunun Genelkurmay Başkanına, kuvvet komutanlarına
tanımadınız.
Milyonlarca sayfa dosyaya 2 saat savunma verdiniz, avukatların
savunma hakkını kısıtladınız.
Uzmanların CD incelemelerini göz ardı ettiniz. Yazılım Şirketi Microsoft’un
Balyoz Belgelerindeki iddiayı çürüten raporunu bile görmezden
geldiniz.
Çocukları babasız bıraktınız. Eşleri yar hasreti ile acılara gömdünüz.
Ölümlere neden oldunuz.
Kuracağınız Meclis Araştırma komisyonu, sizin bu hukuksuzluklarınızı da
inceleyecek mi?
İleri demokrasi havarilerine buradan bir kez daha hatırlatıyoruz: Tehditle,
tertiple, şantajla, zorbalıkla saltanatınızı sonsuza dek sürdüremezsiniz…
Hesap günü mutlaka gelecektir. Halkımızın meydanlarda haykırdığı gibi,
“Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek”tir.
Korku imparatorluğunun temelleri çatırdamaya başlamıştır. Halk, korku
duvarlarını aşmak üzeredir.
TC yazısının kaldırılması, Türk, Türklük kavramlarının silinmesi
karşısında milyonların direnişini gördünüz… Paniklediniz, aptallaştınız,
kararlarınızdan, uygulamalarınızdan vazgeçtiniz…
Akilleriniz içeriye alınmadan, kapılardan kovuldu…
Akilleriniz içeriye alınmadan, kapılardan kovuldu…
Bu bir başlangıçtır.
Uykularınızın kaçacağı günler de gelecektir…
İlk Kurşun