BOP Eşbaşkanı fırtına biçiyor…
ÖZGÜR SURİYE ORDUSUNA (ÖSO) YAPILAN YARDIMLAR, TÜRKİYE’YE BOMBA OLARAK DÖNÜYOR…
Ali ERALP
ABD’nin yönlendirmesi ile BOP Eşbaşkanı tarafından, Beşar Esat, bir
gecede azılı katil ilan edilince, vatansız, bayraksız teröristler, gruplar
halinde Türkiye’ye göç etmek için kuyruğa girdiler.
ÖSO ve mülteci kampları açıldı.
ÖSO ve mülteci kampları açıldı.
Eğitimler başladı.
Köylerde silah üretimine girişildi.
İktidar kendi vatandaşının işsizliğine, yoksulluğuna, açlığına çare
bulamazken, Suriyeli vatansızlara üç öğün yemek çıkardı.
Ceplerine harçlık koydu.
Ekmek elden su gölden…
Yapılan hizmetleri “doğal hakları” gibi görmeye başlayan
teröristler, zaman geldi, bu uygulamaları yetersiz
buldular.
İsyanlar çıkardılar.
Askere saldırdılar.İsyanlar çıkardılar.
Polisi dövdüler.
Yaktılar. Yıktılar. Sınırlarımızda bombalar patlattılar. Cinayetler işlediler…
PKK ile birlikte Türkiye Cumhuriyetine kafa tutmaya başladılar.
İktidar sahipleri bunlara göz yumdu.
ÖSO ülkenin çeşitli yerlerinde sergiler açtı. İktidar sahipleri, buna karşı
çıkan gençlere cop, biber gazı kullandı. Onları gözaltına aldı… Amaç, Özgür
Suriye Ordusunun özgürce hareket etmesini sağlamak, propaganda yapmasına
yardımcı olmaktı.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ülkesinde Türk bayrağı ile dolaşamazken; ÖSO, El kaide, Hizbullah militanları sokaklarda, caddelerde silahları ile birlikte dolaştı.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ülkesinde Türk bayrağı ile dolaşamazken; ÖSO, El kaide, Hizbullah militanları sokaklarda, caddelerde silahları ile birlikte dolaştı.
İktidar sahipleri onlara göz yumdu.
Reyhanlı halkı bu duruma isyan etti. Mitingler düzenledi. İktidarı uyardı. Kampların dağıtılmasını istedi. Güvenlik güçleri, orantısız güç kullanarak, basınçlı sularla, biber gazları ile tanklarla halkının üzerine yürüdü.
Reyhanlı halkı bu duruma isyan etti. Mitingler düzenledi. İktidarı uyardı. Kampların dağıtılmasını istedi. Güvenlik güçleri, orantısız güç kullanarak, basınçlı sularla, biber gazları ile tanklarla halkının üzerine yürüdü.
Sonuç…
Sonuç ortada…
Üç yerde bomba patladı. Yüzlerce ölü, yüzlerce yaralı…
Bundan böyle Türkiye fiilen savaşın içindedir
artık.
Reyhanlı’nın görüntüsünün Şam’dan hiçbir farkı kalmadı.
Reyhanlı’nın görüntüsünün Şam’dan hiçbir farkı kalmadı.
Şimdi tüm iktidar ve iktidar yalakaları bu bombaların arkasında provokatör,
kışkırtıcı arayacaklar…
Asıl kışkırtıcı, asıl provokatör kendileridir. Ülkesine yabancı güçleri davet
edip, Türk ordusunu, Türk halkını ABD’nin paralı askerleri gibi kullanmak
isteyenlerdir.
Bu cinayetlerin faili BOP Eşbaşkanıdır. Ulusumuzu ateşe atmak isteyen
Dışişleri Bakanıdır.
Açılım, saçılım, özgürlük derken sevgili yurdumuzu savaş alanına
çevirdiler.
Kimse yarınından emin değil.
Reyhanlı halkı doğduğu, büyüdüğü, ekmeğini yediği memleketini terk ederek,
yakın kentlerdeki akrabalarına, komşularına sığınmaya çalışıyor.
Bop Eşbaşkanı rüzgâr ekmeye devam ediyor.
Ama bedelini de halkına ödetiyor.
Daha önce ÖSO militanları hastanelerimizde tedavi edilirken, bugün
kendi yurttaşlarımız, o bayraksızların, vatansızların attığı bombalar sonucunda
hastanelerimizi doldurdu.
AKP iktidarı bu ülkenin başında olduğu sürece, Amerikan Uşaklığına devam ettiği sürece, bu patlamalar azalmayacak, çoğalacak; şehitlerimiz eksilmeyecektir.
AKP iktidarı bu ülkenin başında olduğu sürece, Amerikan Uşaklığına devam ettiği sürece, bu patlamalar azalmayacak, çoğalacak; şehitlerimiz eksilmeyecektir.
Bundan bir önceki yazımda:
“Milletvekillerinin görevi nedir, kimi temsil eder bu zat-ı
muhteremler?” diye sormuştum.
YENİDEN SORUYORUM:
“Siz koltuklarınıza Japon tutkalı ile mi yapıştırıldınız? Bir hiç uğruna, Amerikan emperyalizmi uğruna, BOP uğruna, BOP Eşbaşkanı uğruna insanlarınız ölüyor…”
“Halkımız savaşa sürükleniyor. Bir yandan PKK’lı teröristler silahları ile birlikte ellerini kollarını sallayarak sınırlarınızdan dışarı çıkıyor, bir yandan El Kaide, Hizbullah, ÖSO militanları silahları ile birlikte ellerini, kollarını sallayarak sınırlarımızdan içeri giriyor…” Sınır, YOLGEÇEN HANINA döndü… Delik deşik oldu…
“Yüzlerce kişinin yaralandığı, öldüğü, teröristlerin cirit attığı bu ortam nasıl bir barış ortamıdır, ÖSO teröristi, PKK teröristinden daha mı iyidir” diye sormak hiç aklınıza gelmiyor mu?
“Siz koltuklarınıza Japon tutkalı ile mi yapıştırıldınız? Bir hiç uğruna, Amerikan emperyalizmi uğruna, BOP uğruna, BOP Eşbaşkanı uğruna insanlarınız ölüyor…”
“Halkımız savaşa sürükleniyor. Bir yandan PKK’lı teröristler silahları ile birlikte ellerini kollarını sallayarak sınırlarınızdan dışarı çıkıyor, bir yandan El Kaide, Hizbullah, ÖSO militanları silahları ile birlikte ellerini, kollarını sallayarak sınırlarımızdan içeri giriyor…” Sınır, YOLGEÇEN HANINA döndü… Delik deşik oldu…
“Yüzlerce kişinin yaralandığı, öldüğü, teröristlerin cirit attığı bu ortam nasıl bir barış ortamıdır, ÖSO teröristi, PKK teröristinden daha mı iyidir” diye sormak hiç aklınıza gelmiyor mu?
“İnsanlarımız ölüyor, insanlarımız… Farkında mısınız?”
“Hiçbir şey yapamıyorsanız, hiçbir şey elinizden gelmiyorsa, SİNE-İ MİLLETE
dönmek de mi aklınıza gelmiyor?”
Hiç olmazsa orada onurunuzla, gururunuzla yaşarsınız.
İlk Kurşun