Deniz Feneri dolandırıcılığı ve gizlenen kanıtlar
Deniz Feneri soruşturmasında siyasi baskılar nedeniyle kanıtlar gizleniyor...
8 Eylül 2008 tarihinde İşçi Partisi adına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç
duyurusunda bulunarak Deniz Feneri soruşturmasının Türkiye ayağının
başlatılmasını sağlayan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Mehmet
Cengiz, Deniz Feneri sanığı Firdevsi Ermiş’in Almanya’da yapılan yargılaması
sırasında verdiği ifadelerden geri dönmeye çalışmasını ve Türkiye’de süren
yargılamayı değiştirme girişimlerini değerlendirdi:
Almanya’da doğru söyleyen Deniz Feneri sanığı Firdevsi Ermiş’in Türkiye’de şaşması, yaşanan sürecin ve soruşturmaya müdahalenin doğal sonucudur.
Almanya’da doğru söyleyen Deniz Feneri sanığı Firdevsi Ermiş’in Türkiye’de şaşması, yaşanan sürecin ve soruşturmaya müdahalenin doğal sonucudur.
Alman yargı makamları, bu yolsuzluğun esas faillerinin ve kanıtlarının Türkiye’de olduğunu, yolsuzluk ürünü olan paraların “AKP’nin finansmanında kullanıldığını”, toplanan paraların doğrudan “Türkiye Başbakanı’na” verildiğini açıklamışlardı.
Zaten, Alman
savcıları da iddianamelerinde, AKP Hükümeti’nin soruşturmaya müdahale etmek ve
engellemek için çaba gösterdiklerini, müdahale etmek istediklerini belirtmişler,
AKP Hükümeti’nin engellemeleri nedeniyle Türkiye’deki kanıtlara ulaşamadıklarını
söylemişlerdi.
İşte bugün yaşananlar, bu müdahalenin ürünüdür. Hükümetin suçu örtbas edici, suçluları koruyucu tutumu ve uyguladığı baskı sonucu Firdevsi Ermiş ifadelerini değiştirmiştir. AKP Hükümeti’nin, soruşturmayı karartan, savcıları görevden almaya kadar varan bu tutumundan güç alan sanıklar, şimdi Alman yargısına saldırarak kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Haklarındaki tüm iddiaların Alman polisi ve yetkililerinin siyasi bir oyunu olduğunu iddia ediyorlar.
Oysa, bu soruşturma kapsamında zimmete geçirilen ve AKP’nin finansmanında kullanılan paraların, Alman savcılarından çok önce Türkiye’de tespit edildiğini dosyaya sunmuştuk. SPK’nın 17.08.2004, 21.11.2005 ve 30.12.2005 tarihli yazıları üzerine hazırlanan 01.03.2007 tarihli Denetleme Raporu’nda yurtdışında 12 gizli hesap bulunduğu belirlenmiş ve failler hakkında suç duyurusunda bulunulması istenmiştir. Ancak, bu soruşturma Başbakanlıkça engellenmiş ve suç duyurusunda bulunulmamıştır.
Yargılanamayanların yönetimindeki bir ülkede, yargının düzgün işlemesi beklenemez.
Yakın geçmişte yaşanan “Köstebek“ faaliyetlerinin, Deniz Feneri sanıklarının tutuklu oldukları dönemde AKP milletvekillerince peş peşe ziyaret edilmesinin nedeni şimdi daha iyi anlaşılmaktadır. Verilen söz tutulmuş, tahliyeler sağlanmış, şimdi ifadelerin değiştirilmesi aşamasına gelinmiştir.
Ama ucu AKP’ye uzanan bu mızrak büyüktür, çuvala sığmayacaktır.
Ulusal