Şaka değil gerçek... Çalışma Bakanı milyonlarca işçiyi ilgilendiren ve
çalışması başlatılan bir konuda "bilgi sahibi olmadığını" söyledi. Bakan Çelik,
THY grevi konusunda ise, “söz konusu sernayeyse gerisi teferruattır” dedirtti,
“300 kişi işe alınmadı diye 76 milyonun hukukunu da dikkate almak gerekiyor”
ifadelerini kullandı...
Söz konusu sermaye ise Bakan için gerisi teferruattır
Adalet ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının hazırladığı taslağa göre;
iş akdi feshedilen işçi, mahkemede dava açmayacak bunun yerine “hakem heyeti”ne
başvuracak.
Taslağın detaylarından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik de bihabermiş. En azından kendi iddiası böyle..
Türk
Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen "İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu'nun Getirdiği Yenilikler ve Uygulama Boyutu" başlıklı seminere
katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik seminerden ayrılırken
basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“HAKEM KONUSU ADALET
BAKANLIĞI'NIN ÇALIŞMASI”
Bakan Çelik, iş akdi feshedilen işçinin
dava açmak yerine il ve ilçelerde kurulacak İş ve Sosyal Güvenlik Uyuşmazlıkları
Hakem Heyeti'ne başvurmasının yolunu açan kanun taslağı sorulunca, "İş
hukukuyla, çalışma hayatıyla ilgili konunun bir boyutu da Adalet Bakanlığı.
Adalet Bakanlığımızla görüşme yaptık, aynı zamanda sosyal güvenlik
uygulamalarıyla ilgili de yine kamunun ve yargının önemli kesimleriyle
değerlendirmeler yapıyoruz. Bu ülke yargısıyla, idaresiyle bizim. Aksayan
yönleri, acaba uzun süreçlere yaymadan çözümü mümkün olabilir mi, diye Adalet
Bakanlığı'nın bir çalışması var. O çalışmayla ilgili ayrıntılı bilgiyi
kendisinden almanız daha doğru olur inancındayım" dedi.
ERKEN
EMEKLİLİK: BİZDEN GELECEK BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ YOK
Erken emeklilik
bekleyenlerle ilgili çalışmalar sorulunca Faruk Çelik, "Medyamız bunu anlamıyor.
Biz Çalışma Bakanlığıyız. Bizden görüşme talebinde bulunan herkesle biz
görüşürüz. Bizim sosyal partnerlerimiz, ortaklarımız var. Onlardan gelen
talepleri dinlediğimiz gibi sivil toplum örgütlerinin, örgütlü toplumun tüm
kesimleriyle biz bir araya geliriz ve onların sorunlarını dinleriz. Çözülecek
sorunlar varsa, çözüme kavuşturmaya çalışırız. Bu, erken yaşa takılanlar diye
ifade edilen kardeşlerimizle bir araya geldik. Sorunlarını bize anlattılar.
Çözüm önerilerini bize sundular. Çözüm önerisi onlardan geldi. Bizden gelecek
bir çözüm önerisi yok ki, yasa çıkmış, uygulamaya girmiş, 14 yıldır bir uygulama
var. Şimdi efendim bu yasa çıkarken şöyle çıksaydı daha iyi olurdu, demenin de
bir faydası yok. Onlardan gelen teklifleri bir bakış açısı ile değerlendirme
yapacağımızı kendilerine söyledik. Diyorlar ki, 'Avrupa'da bazı ülkelerde
uygulamalar var. Acaba daha düşük bir maaşla bizim emekliliğimiz erkene
alınabilir mi?' Bunun bir maliyet getirisi söz konusu ise, bizim orta, uzun
vadede Türkiye Sosyal Güvenlik Sistemi'ni tam rayına koymuşken, bu şekilde bir
mali yükü taşıma gibi bir şansımızın olmadığını kendilerine de söyledim. Ama bu
dediğiniz çözüm, 30-40 yıllık projeksiyonda Sosyal Güvenlik Sitemi'ne bir yük
getirmiyorsa, bunu bir tabloda görmemiz gerekiyor. Peki, tablo ne? Tablo
dediğiniz, 2000 yılından önce işe başlamış 5 milyon SSK'lı. Kiminin 3 ay var
emekliliğine, kiminin 3 yılı, kiminin 6 yılı, kiminin 8 yılı var. Çok farklı
incelenmesi ve ortaya çıkarılması kolay bir hadise değil" diye
konuştu.
“HEDEF, İŞ KAZALARINDA ÖLÜMLERİ YÜZDE 1-2'LERE
ÇEKMEK”
Bakan Çelik, son bir ayda 60 işçinin iş kazasıyla
yaşamını yitirdiği hatrılatılarak, hükümet olarak işverenden beklentilerinin ne
olduğu sorulunca "İşeverenler şu anda görevini yapıyor. İçeride bu sorunların
önüne geçmek için çıkan yasanın uygulanmasında aksaklıklar neler olabilir,
çalışma hayatının gerek iş kazalarından, gerek meslek hastalıklarından
arındırılmasıyla ilgili büyük bir dayanışma, bilinçlenme, duyarlılığın
arttırılması konusunda bir mücadele var. Ben, geleceğin bu konuda daha aydınlık
olacağı inancı içerisindeyim. Bugün çok çok kötü değiliz diğer ülkelere göre ama
iyi olmadığımızı da söylüyoruz. Hükümet, işveren ve işçi birlikte güzel bir
çalışma içerisindeyiz. Umarım bu rakamları ilk etapta yüzde 4'lere çekeriz. AB
ortalaması 27 ülkede yüzde 4. Ama hedefimiz gelişmiş 15 Avrupa ülkesi
seviyesine, yüzde 1-2'lere bunu çekmektir" yanıtını verdi.
THY
GREVİ: BİZE DÜŞEN GÖREV NEYSE... 15 Mayıs'ta greve gidecek olan
Türk Hava Yolları'nda (THY) ile son bir görüşme yapılıp yapılmayacağı
sorulduğunda ise Bakan Çelik, "Böyle bir talep olursa, mesela Çaykur'da böyle
bir talep olmuştu. Biz araya girdik, ciddi şekilde yardımcı olmaya çalıştık. Ama
orada başka şeyler oldu, enteresan. Biz, niye greve gitsin deriz. Neden gidilsin
THY'de? Nedir sorun, ne derece konuşuldu? Bakanlık olarak bize düşen görev
olursa, herkesle olduğu gibi THY ile de ilgili görüşmeleri yaparız"
dedi. 300 KİŞİ İÇİN 76 MİLYON HAKKI
HUKUKUNU... Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,
THY'deki tek sorunun iş akdi feshedilenlerin işe geri dönmesi konusuyla ilgili
ise, grev sürecine girildiğini söyleyerek, "Tek soruna indirgenmesi de doğru
değil. Yalnız o sorun çerçevesinde 76 milyona dönük, bu ise sorun bir haksız
uygulamayı da yapmamak gerekiyor o zaman. 300 kişi işe alınmadı diye 76 milyonun
hukukunu da dikkate almak gerekiyor. Bir kişinin hukuku bile bizim için
önemlidir. 300 kişinin hakkı varsa, yargı kararı varsa o ayrı bir durum. Ama
yeni 300 kişileri mağdur etmek gibi bir durum da olmamalı. Onun için çözümü
bulmamız gerekiyor" diye konuştu.