“Masaya yumruğu vuracağımız dönemdeyiz”
Türkiye Barolar Biriliği (TBB) 32. Olağan Genel Kurulu toplandı. Başkanlık
sistemine karşı olduklarını söyleyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen
Coşar, “Tek parti döneminde olduğu gibi bugün de devlet ile iktidar bütünleşmiş
durumdadır” derken, İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal, “Bu dönem basın
açıklamaları ile yetinilecek bir dönem değil gerektiğinde masaya yumruğun
vurulmasını gerektiren bir dönem” dedi.
Ümit Kocasakal:
“Artık masaya yumruğun vurulması gereken dönem”
Türkiye Barolar Biriliği (TBB) 32. Olağan Genel Kurulu 79 barodan 447 delegenin
katılımı ile Ankara'da bu sabah toplandı.
Türkiye Barolar Birliği Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki Genel Kurul, yoklama ve Birlik Başkanı'nın toplantıyı açışı ile başladı. Kurulda, bir başkan, bir başkan vekili ve iki üyeden oluşan Genel Kurul Başkanlık Divanı Seçimi yapıldı.
Divan Başkanlığı'na CHP eski Genel Sekreteri ve Türkiye Barolar Birliği önceki başkanlarından Önder Sav'ın seçildiği genel kurulda üç aday yarışacak.
TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar'ın yeniden başkanlığa aday olduğu Genel Kurulda, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu ile İstanbul Barosu eski Başkanı Kazım Kolcuoğlu’da başkanlık için yarışacak.
Türkiye barolarından 447 delegenin oy kullanacağı seçimde Türkiye'nin üç büyük barosundan İstanbul 99, Ankara 39 ve İzmir'den 22 delegenin oyları belirleyici olacak.
Ülkenin, toplumun, demokrasinin, yargının, insan hak ve özgürlüklerinin çok önemli bir dönemi yaşadığını belirten Önder Sav, "Türkiye'nin gündemi çok yüklü, böyle yüklü bir gündemin olduğu dönemden Türkiye Barolar Birliği gibi ülkemizin en yerleşmiş hukuk kurulunun genel kurulunu yapıyoruz. Bu genel kurul, hukukun üstünlüğüne inananların, insan hak ve özgürlüklerin korunmasında ön safta yer alanların olduğu bir genel kuruldur. Bu genel kurul her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa direnerek, savunma görevini yapmak için çırpınanların genel kuruludur. Birbirine dayanışma içerisinde, birbirine güvenerek, mesleğin onurunu korumaya çalışanların genel kuruludur. Bir ünlü hukukçu yazarın dediği gibi köle kullanmayanların, başlarında da efendi kabul etmeyenlerin genel kuruludur" dedi.
DEVLET İLE İKTİDAR BÜTÜNLEŞMİŞ DURUMDA
Genel Kurul’da konuşan TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar çarpıcı mesajlar verdi. Mükemmel olmanın arkasında korku olduğunu bildikleri için başarılı olmayı hedeflediklerini belirten Coşar, Barolar Birliği olarak yapılan faaliyetleri anlattı.
Barolar Birliği’nin görevinin sadece avukatlık mesleğine ve meslek mensuplarına hizmet etmekle sınırlı olmadığını, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmanın da görevleri olduğunu belirten Coşar, haksız tutuklamalara tanıklık ettiklerini, insan hakları ihlallerinin takipçisi olduklarını ifade etti.
Türkiye’deki hukuksuzluğa insan hakları ihlallerine, savunma ve savunma mesleğine yönelik saldırılara karşı kayıtsız kalmadıklarını söyleyen Coşar, “Bunu yaparken sesimizden ziyade sözümüzü yükselttik. Ne kimseden korktuk ne de kimsenin emrinde olduk. Sadece ama sadece hukukun adaletin hizmetinde ve yanında olduk.
Ne var ki bugün Türkiye’de yönetime keyfilik egemen olduğu için hukuki güvenlik yoktur. İktidar, ‘hikmet-i hükümet’ anlayışı içinde iş görür durumdadır. Tek parti döneminde olduğu gibi bugün de devlet ile iktidar bütünleşmiş durumdadır” dedi. Geçmişte olduğu gibi bugün de yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını savunan Coşar, yargının iktidar tarafından kendi siyasi görüşü ve tercihi doğrultusunda siyasallaştırıldığını iddia etti.
DANIŞTAY’IN TÜRBAN KARARI AVUKATLARI İNCİTTİ
Silivri'den, Diyarbakır'a gittiklerini ifade eden Coşar, Ergenekon, Balyoz, KCK davalarını benzeri diğer davaları takip ettiklerini vurguladı. Türkiye’nin hukukla olan imtihanın devam ettiğini ifade eden TBB Başkanı Coşar, birlik çağrısında bulunarak, “Unutmayalım gelecek uzun sürer, uzun sürecek olan bu gelecekte gün gelir keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner. Hele Türkiye'de gelecek o kadar uzun sürmez. Gün de çabuk gelir, keser de sap da hesap da çabuk döner” diye konuştu. Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de yargıç ve savcıların saygınlığını korumanın, kalitesini artırmanın ancak avukatların saygınlığını korumakla mümkün olduğunu ifade eden Coşar, Danıştay'ın türbanlı avukata vize kararını ‘incitti’ diye eleştirdi.
Türkiye Barolar Birliği Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki Genel Kurul, yoklama ve Birlik Başkanı'nın toplantıyı açışı ile başladı. Kurulda, bir başkan, bir başkan vekili ve iki üyeden oluşan Genel Kurul Başkanlık Divanı Seçimi yapıldı.
Divan Başkanlığı'na CHP eski Genel Sekreteri ve Türkiye Barolar Birliği önceki başkanlarından Önder Sav'ın seçildiği genel kurulda üç aday yarışacak.
TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar'ın yeniden başkanlığa aday olduğu Genel Kurulda, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu ile İstanbul Barosu eski Başkanı Kazım Kolcuoğlu’da başkanlık için yarışacak.
Türkiye barolarından 447 delegenin oy kullanacağı seçimde Türkiye'nin üç büyük barosundan İstanbul 99, Ankara 39 ve İzmir'den 22 delegenin oyları belirleyici olacak.
Ülkenin, toplumun, demokrasinin, yargının, insan hak ve özgürlüklerinin çok önemli bir dönemi yaşadığını belirten Önder Sav, "Türkiye'nin gündemi çok yüklü, böyle yüklü bir gündemin olduğu dönemden Türkiye Barolar Birliği gibi ülkemizin en yerleşmiş hukuk kurulunun genel kurulunu yapıyoruz. Bu genel kurul, hukukun üstünlüğüne inananların, insan hak ve özgürlüklerin korunmasında ön safta yer alanların olduğu bir genel kuruldur. Bu genel kurul her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa direnerek, savunma görevini yapmak için çırpınanların genel kuruludur. Birbirine dayanışma içerisinde, birbirine güvenerek, mesleğin onurunu korumaya çalışanların genel kuruludur. Bir ünlü hukukçu yazarın dediği gibi köle kullanmayanların, başlarında da efendi kabul etmeyenlerin genel kuruludur" dedi.
DEVLET İLE İKTİDAR BÜTÜNLEŞMİŞ DURUMDA
Genel Kurul’da konuşan TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar çarpıcı mesajlar verdi. Mükemmel olmanın arkasında korku olduğunu bildikleri için başarılı olmayı hedeflediklerini belirten Coşar, Barolar Birliği olarak yapılan faaliyetleri anlattı.
Barolar Birliği’nin görevinin sadece avukatlık mesleğine ve meslek mensuplarına hizmet etmekle sınırlı olmadığını, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmanın da görevleri olduğunu belirten Coşar, haksız tutuklamalara tanıklık ettiklerini, insan hakları ihlallerinin takipçisi olduklarını ifade etti.
Türkiye’deki hukuksuzluğa insan hakları ihlallerine, savunma ve savunma mesleğine yönelik saldırılara karşı kayıtsız kalmadıklarını söyleyen Coşar, “Bunu yaparken sesimizden ziyade sözümüzü yükselttik. Ne kimseden korktuk ne de kimsenin emrinde olduk. Sadece ama sadece hukukun adaletin hizmetinde ve yanında olduk.
Ne var ki bugün Türkiye’de yönetime keyfilik egemen olduğu için hukuki güvenlik yoktur. İktidar, ‘hikmet-i hükümet’ anlayışı içinde iş görür durumdadır. Tek parti döneminde olduğu gibi bugün de devlet ile iktidar bütünleşmiş durumdadır” dedi. Geçmişte olduğu gibi bugün de yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını savunan Coşar, yargının iktidar tarafından kendi siyasi görüşü ve tercihi doğrultusunda siyasallaştırıldığını iddia etti.
DANIŞTAY’IN TÜRBAN KARARI AVUKATLARI İNCİTTİ
Silivri'den, Diyarbakır'a gittiklerini ifade eden Coşar, Ergenekon, Balyoz, KCK davalarını benzeri diğer davaları takip ettiklerini vurguladı. Türkiye’nin hukukla olan imtihanın devam ettiğini ifade eden TBB Başkanı Coşar, birlik çağrısında bulunarak, “Unutmayalım gelecek uzun sürer, uzun sürecek olan bu gelecekte gün gelir keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner. Hele Türkiye'de gelecek o kadar uzun sürmez. Gün de çabuk gelir, keser de sap da hesap da çabuk döner” diye konuştu. Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de yargıç ve savcıların saygınlığını korumanın, kalitesini artırmanın ancak avukatların saygınlığını korumakla mümkün olduğunu ifade eden Coşar, Danıştay'ın türbanlı avukata vize kararını ‘incitti’ diye eleştirdi.
Coşar, “Danıştayımızın avukatlık kimliği (türbanlı avukata vize
kararı) gerekse protokolde baro başkanlarının yeri konularındaki kararları yine
yerel mahkemelerin ve Yargıtayımızın avukatların dosya incelemeleri konusundaki
uygulaması ve kararları bize göre hukuki ve yasal olmadığı gibi biz avukatları
incitecek boyuttadır. Bugüne kadar pek çok zeminde takipçisi olduğumuz hukuka,
yasaya, savunma hakkına aykırı bulduğumuz için eleştirdiğimiz bu uygulamadan
vazgeçilmesi için ber kaç daha talep ve ifade ediyoruz”
dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİNE KARŞIYIZ
Yeni anayasa taslağında kuvvetler ayrılığı ilkesine yer verilmemesine yönelik görüşleri eleştiren Coşar, Başkanlık sistemine de karşı olduklarını söyledi. Coşar, “Türkiye Barolar Birliği olarak getirilmesi düşünülen ve önerilen başkanlık sistemine karşıyız. Yeni anayasanın Türkiye Cumhuriyetinin kurucu değerleri olan ve biri diğerinden soyutlanması mümkün olmayan aksine hep birlikte bir bütün oluşturan üniter, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini benimseyen insan haklarını koruyan temel hedef olarak gören bunu güvence altına alan hak ve özgürlükleri kısıtlayan kullanılmasını engelleyen değil çoğaltan ve kullanılmasının önündeki engelleri kaldıran demokrasi ve hukuk devleti konularında evrensel standartları yakalayan bir anayasa olması gerekir” diye konuştu.
ULUS DEVLETTEN VAZGEÇİLEMEZ
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir ulus devlet olarak doğru kurulduğuna dikkat çeken Coşar, “Ulus devletten vazgeçilemez. Bu yapının korunması gerekir. Laik değerler, sadece düzene, rejime ve sisteme ilişkin alanda biçimsel demokrasinin işlemesi ve hukukun şeklen var olması ile sınırlı olmayıp, toplumsal yaşamı bir arada tutan, toplumun demokrasi, hukuk ve özgürlükler temelinde bir adada yaşamasını ve varlığını sürdürmesini sağlayan en temel ilkedir. Bundan vazgeçilemez” değerlendirmesinde bulundu. Coşar, yeni yapılacak anayasada mevcut anayasanın ilk üç maddesinde yer alan ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna esas olan temel değerlerin muhafaza edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, yeni anayasada hiçbir ideolojik yönü olmayan kendisine aklın ve bilimin üstünlüğü ile çağdaşlaşmayı hedef alan Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlılığına da yer verilmesi gerektiğini belirtti.
KOCASAKAL: BİAT ETMEYİZ BOYUN EĞMEYİZ
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da sert eleştirilerde bulundu. Kocasakal, hakimleri biat etmekle suçladı ve "Tarihin öyle dönemleri vardır ki yargılamak insana ağır gelir yargılanmak ise onur verir. Kuşatılmış yargı esir edildi. Hakimler, o kararları verirken birtakım güçlere, fısıltılara boyun eğmeyin. biat etmeyin. Biz avukatız biat etmedik etmeyeceğiz, boyun eğmedik eğemeyeceğiz" dedi. Kocasakal şunları söyledi:
"Hakimlere de bir kez daha sesleniyorum. Kürsünün üstünde olmak üstün olmak anlamına gelmez. O kararları verirken birtakım güçlere, fısıltılara boyun eğmeyin. biat etmeyin. Biz avukatız biat etmedik etmeyeceğiz, boyun eğmedik eğmeyeceğiz.
AVUKATLARIN BOYNUNU EĞMEK İSTEYENLERE KAVGA VERİYORUZ
Bu kavgayı vereceğiniz yer başkadır. Birilerine avukatların geri geri eğilerek çıkması gerektiğini düşünenlere bunun hayalini kuranlara karşı kavga veriyoruz. Biz avukatız güce tapmayız, kırılırız eğilip bükülmeyiz, kimsenin kölesi emir eri de olmayız. Biz gücümüzü iktidardan değil hukuktan halktan alırız. Hukuk yıldızımız adalettir, kimsenin uydusu olmayız.
MASAYA YUMRUK VURULACAK DÖNEM
Verdikleri hizmet için hepsine teşekkür etmek hepimizin boynunun borcu. Bu dönem basın açıklamaları ile yetinilecek bir dönem değil gerektiğinde masaya yumruğun vurulmasını gerektiren bir dönem. Öyle bir mücadele dönemi geçirilmiş olsaydı, bu kadar avukatın tutuklanmasına gerek görülmezdi.
İLERİ FAŞİZME SİVİL DİKTAYA KARŞI TEK YUMRUK OLURUZ
Aramızda ideolojik farklılıklar olsa da hukuka, adil yargılanma hakkına yapılan saldırılar karşısında ideolojik görüşlerimizden ayrılır cüppeden sıyrılan tek bir yumruk olur ve ineriz. Gün ayrılık günü değil şu an yaşadığımız ileri faşizme sivil diktaya karşı bir olma günü, mücadale günüdür. Bir şiirle bitirmek istiyorum.
BAŞKANLIK SİSTEMİNE KARŞIYIZ
Yeni anayasa taslağında kuvvetler ayrılığı ilkesine yer verilmemesine yönelik görüşleri eleştiren Coşar, Başkanlık sistemine de karşı olduklarını söyledi. Coşar, “Türkiye Barolar Birliği olarak getirilmesi düşünülen ve önerilen başkanlık sistemine karşıyız. Yeni anayasanın Türkiye Cumhuriyetinin kurucu değerleri olan ve biri diğerinden soyutlanması mümkün olmayan aksine hep birlikte bir bütün oluşturan üniter, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini benimseyen insan haklarını koruyan temel hedef olarak gören bunu güvence altına alan hak ve özgürlükleri kısıtlayan kullanılmasını engelleyen değil çoğaltan ve kullanılmasının önündeki engelleri kaldıran demokrasi ve hukuk devleti konularında evrensel standartları yakalayan bir anayasa olması gerekir” diye konuştu.
ULUS DEVLETTEN VAZGEÇİLEMEZ
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir ulus devlet olarak doğru kurulduğuna dikkat çeken Coşar, “Ulus devletten vazgeçilemez. Bu yapının korunması gerekir. Laik değerler, sadece düzene, rejime ve sisteme ilişkin alanda biçimsel demokrasinin işlemesi ve hukukun şeklen var olması ile sınırlı olmayıp, toplumsal yaşamı bir arada tutan, toplumun demokrasi, hukuk ve özgürlükler temelinde bir adada yaşamasını ve varlığını sürdürmesini sağlayan en temel ilkedir. Bundan vazgeçilemez” değerlendirmesinde bulundu. Coşar, yeni yapılacak anayasada mevcut anayasanın ilk üç maddesinde yer alan ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna esas olan temel değerlerin muhafaza edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, yeni anayasada hiçbir ideolojik yönü olmayan kendisine aklın ve bilimin üstünlüğü ile çağdaşlaşmayı hedef alan Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlılığına da yer verilmesi gerektiğini belirtti.
KOCASAKAL: BİAT ETMEYİZ BOYUN EĞMEYİZ
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da sert eleştirilerde bulundu. Kocasakal, hakimleri biat etmekle suçladı ve "Tarihin öyle dönemleri vardır ki yargılamak insana ağır gelir yargılanmak ise onur verir. Kuşatılmış yargı esir edildi. Hakimler, o kararları verirken birtakım güçlere, fısıltılara boyun eğmeyin. biat etmeyin. Biz avukatız biat etmedik etmeyeceğiz, boyun eğmedik eğemeyeceğiz" dedi. Kocasakal şunları söyledi:
"Hakimlere de bir kez daha sesleniyorum. Kürsünün üstünde olmak üstün olmak anlamına gelmez. O kararları verirken birtakım güçlere, fısıltılara boyun eğmeyin. biat etmeyin. Biz avukatız biat etmedik etmeyeceğiz, boyun eğmedik eğmeyeceğiz.
AVUKATLARIN BOYNUNU EĞMEK İSTEYENLERE KAVGA VERİYORUZ
Bu kavgayı vereceğiniz yer başkadır. Birilerine avukatların geri geri eğilerek çıkması gerektiğini düşünenlere bunun hayalini kuranlara karşı kavga veriyoruz. Biz avukatız güce tapmayız, kırılırız eğilip bükülmeyiz, kimsenin kölesi emir eri de olmayız. Biz gücümüzü iktidardan değil hukuktan halktan alırız. Hukuk yıldızımız adalettir, kimsenin uydusu olmayız.
MASAYA YUMRUK VURULACAK DÖNEM
Verdikleri hizmet için hepsine teşekkür etmek hepimizin boynunun borcu. Bu dönem basın açıklamaları ile yetinilecek bir dönem değil gerektiğinde masaya yumruğun vurulmasını gerektiren bir dönem. Öyle bir mücadele dönemi geçirilmiş olsaydı, bu kadar avukatın tutuklanmasına gerek görülmezdi.
İLERİ FAŞİZME SİVİL DİKTAYA KARŞI TEK YUMRUK OLURUZ
Aramızda ideolojik farklılıklar olsa da hukuka, adil yargılanma hakkına yapılan saldırılar karşısında ideolojik görüşlerimizden ayrılır cüppeden sıyrılan tek bir yumruk olur ve ineriz. Gün ayrılık günü değil şu an yaşadığımız ileri faşizme sivil diktaya karşı bir olma günü, mücadale günüdür. Bir şiirle bitirmek istiyorum.
Gün o gün değil derlenip dürülmesin bayraklar, safları sıklaştırın meslektaşlar. Haklıyız, güçlüyüz, kazanacağız.
BU KADAR AVUKAT TUTUKLANMAZDI
Burada olmaktan bir suçluluk duygusu içinde olduğumu da belirtmek isterim. 37 meslektaşımızın tutuklu bulunduğu bir ortamda genel kurul yapıyoruz. Güçlü TBB'nin olduğu yerde avukatlara bu kadar kolay isnatta bulunulamaz, hukuk devletinde avukat büroları basılamaz. Sonuna kadar yanlarında olacağız ideolojik görüşleri ne olursa olsun meslektaşları avukat olarak yanlarında olacağız."
Yurt