Tayyip, AKP ve “Cahil Cesareti”
CEHALET PAÇALARDAN AKIYOR
Rifat SERDAROĞLU

“Bilinçsiz ve ilerisi için korku veren bir dönemde yaşıyoruz.
Toplumun bilgi üretmesini, bina yapıp içine adam koymak diye özetlenebilecek bir ilkelliğe indiren, kendi dedelerinin tarihini bile öğrenmemiş bu topluma bilimin tarihini ve nasıl geliştiğini anlatmak zor belki de olanaksız.
Fakat yinelemekten öte yapacak bir şey yok. Ta ki insanlar bu ülkede bir türlü gerçekleşmeyen bilgi toplumunun nasıl gerçekleşeceğini öğrenene kadar.”
Bu tespite, AKP İktidarının koca-koca “Adliye Sarayları”
yapmakla, ülkede adaleti sağladığını sanması örnek olarak
gösterilebilir. O lüks binaları yaparsınız ama insanlara yıllarca tutukluluk
yaşatır ve adalete müdahale ederseniz, gün gelir o binalardaki haksız adalet,
sizin kafanızda patlar.
Türk Siyasi tarihinde bu iktidar kadar bilimden uzak, bilgiden nasibini
almamış bir yönetim gelmedi.
Cumhuriyetin kuruluş değerlerine ve uygarlığa açıkça karşı olan, Anayasa Mahkemesi tarafından Cumhuriyetin “Lâiklik İlkesini” çiğnemenin odağı olmakla mahkûm edilmiş bir iktidar Türkiye’yi yönetiyor.
Yöneticileri Anayasa Mahkemesi tarafından mahkûm edilmiş, haklarında onlarca
yolsuzluk dosyası bulunan, yabancı basın tarafından dünyanın en zengin kişileri
arasında defalarca gösterilen AKP üst yöneticileri var.
Cumhuriyetin “Ne Mutlu Türküm Diyene” ilkesini “İlkellik” olarak gören bir Cumhurbaşkanı,
Paleontoloji ilmiyle uğraşanları “Irkçı-Kafatasçı” olarak bilen ve kendini dünyaya güldüren bir Başbakan,
Eşinin konuşmalarını ağlayarak dinleyen ve komşu ülke Devlet Başkanına
“Yaratık” diye seslenebilen bir Başbakan Eşi!
İmamdan Bakan, Sadaka dolandırıcılığından sanık RTÜK Üyesi, Şeyhülislamdan
Başbakan Danışmanı,
El-Kaide militanlarından “Özgürlük Savaşçısı” , Cani Terörist başından “Barış Güvercini”, Şeriatçıdan “Demokrat”…
Tam da “Kâğıttan Tayyare-Gazoz Kapağından Madalya”
benzetmesinde olduğu gibi!
Onurlu bir yöneticinin başına Reyhanlı faciası benzeri bir olay gelse sokağa
çıkmaya utanır ama bunlar hiçbir şey olmamış gibi cahil cesaretiyle
dolaşıyorlar. Cehalet paçalardan akıyor!…
Dostun cahili yerine düşmanın bile akıllısı-bilgilisi tercih edilir. Hiç
olmazsa nerede duracağını bilir.
Başbakan Erdoğan’ın yüzüne dikkatle bakarsanız “Cahil Cesareti”
denilen olayın ne olduğunu görebilirsiniz. Erdoğan 11 yılda sanki 30
yıl yaşlanmış gibi. Hastalığı oldukça ilerlemiş. Suratı sağlıklı bir insanın
suratı gibi değil. Her şeyi bildiğini, her işin doğrusunu yaptığını zanneden
“Hırsı aklının çok üzerine” çıkmış, kendi hayatını ve
çalışmasını programlayamamış bir görüntü veriyor. Canlı yayında söylediğini,
ertesi gün inkâr ediyor.
11 yıldır Türk Milletini uluslararası tefecilerin kucağına attığı,
çocuklarımızın geleceğini kararttığı, neredeyse bir Türk-Kürt çatışması çıkarmak
üzere olduğu yetmezmiş gibi, hiç tereddüt etmeden Türkiye’yi bir hiç uğruna
Suriye ile savaşa sokacak!
İnsanların olduğu gibi, ülkelerinde kaderi vardır. Bu kader yaşanır.
Eğer o millet, millet ise başındaki belayı def eder. O millet, henüz millet
olamamışsa, başına gelen zulüm ile yaşayabildiği kadar yaşar ve tarihin
derinliklerinde kaybolur gider!..
Eyy Türk Milleti, AKP Hükümeti tarafından koşar adım uçuruma götürüldüğünün
farkında mısın?
Sağlık ve başarı dileklerimle