Tayyip'in sahte kahramanları Suriyeli çeteciler
Erdoğanın kahramanları Türk polisini katletti
Muharrem BAYRAKTAR
Başbakan Erdoğanın kahramanlarım dediği Suriyeli çeteciler, Akçakalede terör
estirdi. Ellerindeki silahlarla Türkiyeye geçiş
yapmak isterken ve her ne hikmetse Türkiye hududunu yolgeçen hanı gibi
kullanarak geçmelerine izin verilirken, bir anda kendilerinden pasaport
istenince ortalığı kan gölüne çevirdiler. Karakolumuza, gümrük görevlilerimize,
askerimize, polisimize saldırdılar. Bir polisimiz şehit oldu, onlarca sivil ve
asker yaralı.
Bu olaydan birkaç gün önce de aynı çeteciler, Hatayın sevilen simalarından Ehli Beyt yolunun sevdalısı, Suriye konusunda emperyalist oyunlara dikkat çeken Ali Yeral Hocanın evine saldırdılar. Evini darmadağın ettiler. Kendisine tehdit notu bıraktılar.
Yani Erdoğanın katil kahramanlarının terör estirdiği coğrafya artık sadece
Suriye değil.
Türk topraklarında da askere, polise, sivil hedeflere saldırmaktan
çekinmiyorlar.
Görüşlerinden rahatsız oldukları sivilleri Türkiye içinde de tehdit etmekten
geri durmuyorlar.
Ellerindeki silahları Ehl-i Beyt taraftarlarının üzerine çevirme tehdidi
yapmaktan çekinmiyorlar.
Başbakanın kahraman katilleri, kan döktükçe beslendikleri pisliğin
kalıntılarını kendi topraklarımıza da atmaktan kaçınmıyorlar.
Bölge halkı bu durum karşısında galeyana gelmek üzere.
Türk hükümeti tarafından desteklenen, şımartılan, ceplerine para konulan,
sırtları sıvazlanan isyancı çeteler, kendilerine kahraman diyen Erdoğan için de
bir numaralı tehdit olma noktasına geldiler.
Kan emici siyaset, kan emenlerin akıttığı kanda boğulma noktasına geldi.
Var güçleriyle isyancıları destekleyen medya ise, Beşar Esadın eşi Esma
Esadın İrana kaçtığı yalanı ile kamuoyunu oyalamakla meşgul. Esadı onlarca
defa öldüren, eşini onlarca defa yurt dışına kaçırtan Babıâlinin yüz karaları
CIAnın emir eri gibi çalışmayı, tıpkı Iraka yapılan Amerikan saldırısı öncesi
gündeme gelen kimyasal silah kullanıldı palavralarını büyük bir aşkla manşete
taşımaya devam ediyorlar.
Kendilerine verilen misyonu ifa etmek için haberciliğin en temel kuralı olan
objektifliği tamamen bırakmış durumdalar.
Geçtiğimiz mart ayında Şam Üniversitesine düzenlenen terörist saldırıda 15
öğrenci hayatını kaybetmişti.
Bu saldırının isyancılar tarafından yapıldığının bütün delilleri ortada iken,
tarafsız batı haber ajansları bile bunu böyle aktarırken devletin Anadolu Ajansı
bu saldırıyı Esada bağlı birliklerin yaptığına dair bir haber geçti.
Bu haberi yaparken Suriye İnsan hakları İzleme Örgütü (SOHR) adını kullanmış,
söz konusu kuruluşun yaptığı açıklamada saldırıyı devlet güçlerinin yaptığı
duyurulmuştu.
Oysa haber baştanbaşa yalandı.
Merkezi Londrada bulunan Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu haber
üzerine şaşkınlık içinde yazılı bir açıklama yaparak kesinlikle Anadolu
Ajansının haberinin gerçek dışı olduğu, tam tersine Şam Üniversitesine yapılan
saldırının muhalifler tarafından gerçekleştirildiğini bildirerek olayı kınadık
demişti.
Bülent Arınça bağlı Anadolu Ajansı, arkasına aldığı bakan desteği ile olsa
gerek Suriye konusunda balon uçurmaya devam ediyor.
Suriyeye karşı ahlak dışı bir karartma operasyonu yapılıyor.
Aynı oyunu bu defa kimyasal silah kullanıldığı yalanını gündeme getirerek
oynuyorlar.
Ama bu oyunu oynayanlar ve taraflı olanlar, besledikleri çetelerin adım adım
Türk toprakları için de nasıl bir tehdit haline geldiğini görmüyorlar.
Son dakika: Suriyeye demokrasi getirmek için savaşan Erdoğanın
kahramanlarından bir grup, Hz. Alinin yakın dostlarından Hucr Bin Adiyyin
kabrine saldırdı. Hz. Peygamber Efendimizin sahabelerinden ve Hz. Alinin has
yarenlerinden olan Hucr b. Adiyy, Hz. Alinin katıldığı Sıffın, Nehrevan ve
Cemel savaşlarının her üçüne de katılarak İmamının yanından bir kez dahi olsun
ayrılmamıştı. Hicri 51 yılında Muaviyenin emriyle şehit edildi. Suriyeli
teröristler ve hainler tarafından mübarek kabri şerifleri açılarak bilinmeyen
yere götürüldü.
Ehl-i Beyt yolunda gidip şehit olanların kabrine bile saldıranlardan bakalım
daha ne gibi haberler alacağız?