Ulan hıyarağaları ve açılan şemsiyeler!
Şemsiye açıldı!
Cevher KANTARCI
“Hüseyin” Obama, Erdoğan ile yaptığı gizli ve açık muhabbetlerin sonucundan
memnundu.
Zaten Amerikalı gazeteciler de basın toplantısında bizim için bir numaralı
dert olan Suriye mevzuunu yok sayarak, kendi içlerindeki rezaletleri
sormuşlardı, Başkan’a!
Bizim Başkan ise tebessüm etmek zorunda kalarak, heriflerin Türkiye ve Suriye
meselesini yok saymalarını sineye çekmişti!
Oysa Türkiye’deki gazeteciler Obama geldiğinde yapılan basın toplantısında
mesela bizdeki Deniz Feneri’ni sorsalar, sinirlenip “Şimdi bu soruların yeri
mi!” diye bozup atardı!
Neyse.
Yağmur artınca, birçoğumuzun ihtida edip gizli Müslüman olduğuna kendimizi
inandırdığımız Hüseyin Obama, Amerikan bahriyelilerinden şemsiye yardımı
istedi!
Bahriyeliler, şemsiyeleri kapıp hem bizim Başkanı hem de kendi Başkanlarını
ıslanmaktan kurtardı!
Ve Amerika’da kıyamet koptu!
Erkek Amerikan bahriyelisi şemsiye tutamazmış!
Ulan hıyarağaları!
Bizim askerin başına da kimse de çuval geçiremezdi ama siz şapka gibi
taktınız kafalarına!
O şemsiye tuttuğunuz bizim Başkanımız ile şimdiki hem Başkomutanımız hem de
Cumhurbaşkanımız bir şey dedi mi?
Bizim gibi bu milletin haysiyetine hassasiyet gösteren üç-beş azınlık dışında
kimseden ses çıkmadı!
Hatta şimdiki Cumhurbaşkanımız o gün Kayseri’de bol sarımsaklı mantı
yemişti!
Herhalde sarımsak ve yoğurt rehavetini arttırmıştı, askerimizin kafasına
çuval geçirilmesinin vahametinin fark edememişti!
Başkanımız Erdoğan da sesini çıkartamamıştı!
Kim bilir, belki de daha milletvekili bile değilken kendisini Beyaz Saray’da
ağırlayan, “Haçlı” Başkomutanı Bush Bey bu işlere ses çıkartmaması için
tembihlemişti!
Neticede bahriyeliler şemsiyeleri açtı!
Biliyorsunuz, bazı durumlarda açılan şemsiye arıza yapar ve bir daha hem
konumunu değiştiremez, hem de kapanamaz!
Öyle kalır!
Şemsiyelerin açılması jestinden sonra, Başkanımız kendinden “emin” olarak üç
sandıktan bahsediverdi!
Demek ki Amerika gezisi çok verimli ve “garantili” geçmişti!
E, şimdi de Ahmet Türk Bey, onların “bilmediği açılımı” anlatmak için
Amerika’ya gidiyormuş!
Amerika’ya giden gidene!
Garantiyi alan alana!
Zaten şemsiyeler de açıldı bir kere!
Kapanmaz artık!
Tüm şemsiyeler Cherbourg Şemsileri gibi olsa, ne hoş olurdu!
Ama bu şemsiyeler başka şemsiye!
Başkanımıza açılan şemsiye, aslında bize açılmış demektir!