AKP'yi hala tanımayanlarınız varsa!
AKP Milletvekili Ahmet İnal'dan devletin müftüsüne ağır tehditler...
'Enişteme Dokunma, Seni Perişan Ederim...'
AKP Milletvekili Ahmet İnal Müftülükte çalışan eniştesinin yerinin değiştirileceğini öğrenince hemen telefona sarılıp müftü Hasan Aksoy'u arayarak tehdit etti.

Bir süre önce Hizbullah'a yakınlığıyla gündeme gelen AKP Batman milletvekili Ahmet İnal, Beşiri ilçesi müftüsü Hasan Aksoy'u bir yakınının tayini nedeniyle arayarak tehdit ettiğini belgeleyen ses kayıtları ortaya çıktı.
Müftü Hasan Aksoy'un İnal'ın tehditlerinin ardından Beşiri'deki görevinden alındığı bildirildi.
AKP'li İnal ile Müftü arasındaki konuşma şöyle:
Ahmet İnal: Alo
Hasan Aksoy: Alo buyrun
A.İ: Müftü Bey merhaba
H.A: Merhaba
A.İ: Nasılsınız
H.A: Teşekkür ediyorum efendim
A.İ: Müftü efendi. Orada benim bir eniştem var, Recep Yeşil.
H.A: He
A.İ: Siz onun yerini değiştirmek falan mı istiyorsunuz?
H.A: Evet
A.İ: Niye
H.A: Burada artık dayanılmaz çekilmez bir sorun haline geldi efendim.
A.İ: Ne olmuş
H.A: Hem görevini yapmıyor, hem...
A.İ: Ne yapıyormuş beyefendi. Adam 24 saat cemaatin içerisinde ders veriyor. Ne yapmış? Cemaate ne yapmış? Şikayet mi gelmiş sana?
H.A: Evet şikayet gelmiş. Bana hakaret...
A.İ: Ne gelmiş şikayet sana?
H.A: Bana hakaret ediyor efendim...
A.İ: Sana nasıl hakaret ediyor? Ne yapmış sana müftü efendi. Kendi halinde adam. Medresesiyle meşgul cemaatiyle meşgul. Beşiri'den ayırdığı bir insan değildir. Kendi kendine kıskanıyorsun sen onu.
H.A: Vallahi öyle değil.
A.İ: Vallahi de öyledir müftü efendi. Haddini bil.
H.A: Ya rica ederim ben şimdi.
A.İ: Bir saat seni orada … bıraktırmam ha. Bir saniye bıraktırmam. Bütün Beşiri'yi senin başına musallat ettiririm, seni kepaze ettiririm ha.
H.A: Nasıl nasıl?
A.İ: Sen ne istiyorsun bu adamdan?
H.A: Efendim siz konuyu bilmiyorsunuz...
A.İ: Bırakınız atmayı. Bunu yapamazsın söyleyeyim. Haddin değil bunu yapmak. Kendi halinde istiyorsun oradan çek git. Tayinini çıkartırım gidersin oradan. Karıştırmaya hakkın yok orayı.
H.A: Ya karıştırmıyorum...
A.İ: Müderris bir adamı herkes tutuyor diye tutuyorsun. Devlet neyle uğraşıyor sen neyle uğraşıyorsun.
H.A: Benimle alakası yok yani.
A.İ: Senin de alakan vardır.
H.A: Yoktur.
A.İ: Vardır. Bak orada onun bir kılını kıpırdarsan seni orada perişan ederim. Haddini bil orada. Bak ilk defa konuşuyorum. Böyle ağır bir şekilde konuşuyorum. Zaten yabancısın çeker gidersin oradan tayinini istersin. Oradan istiyorsan ben şimdi senin tayinini alırım oradan. Otur oturduğun yerde gününü say git oradan. Yapamazsın bunu. Bak bunu söylüyorum. Böyle ağır konuşuyorum. Otur oturduğun yerde. Gününü say git oradan. Bölgeyi sana diyorum karıştırma.
H.A: Ben karıştırmıyorum görevimi yapıyorum.
A.İ: Sen karıştırıyorsun.
H.A: Ben karıştırmıyorum.
A.İ: Otur oturduğun yerde. Otur oturduğun yerde süren bittiğinde s... olup çeker gidersin.
H.A: Ya müsade edin bir de ben söyleyeyim.
A.İ: Hayır müsade etmiyorum sana.
Ee tamam siz bilirsiniz o zaman.
(Ahmet İnal telefonu Aksoy'un yüzüne kapatıyor)
AKP'li İnal ile Müftü arasındaki konuşma şöyle:
Ahmet İnal: Alo
Hasan Aksoy: Alo buyrun
A.İ: Müftü Bey merhaba
H.A: Merhaba
A.İ: Nasılsınız
H.A: Teşekkür ediyorum efendim
A.İ: Müftü efendi. Orada benim bir eniştem var, Recep Yeşil.
H.A: He
A.İ: Siz onun yerini değiştirmek falan mı istiyorsunuz?
H.A: Evet
A.İ: Niye
H.A: Burada artık dayanılmaz çekilmez bir sorun haline geldi efendim.
A.İ: Ne olmuş
H.A: Hem görevini yapmıyor, hem...
A.İ: Ne yapıyormuş beyefendi. Adam 24 saat cemaatin içerisinde ders veriyor. Ne yapmış? Cemaate ne yapmış? Şikayet mi gelmiş sana?
H.A: Evet şikayet gelmiş. Bana hakaret...
A.İ: Ne gelmiş şikayet sana?
H.A: Bana hakaret ediyor efendim...
A.İ: Sana nasıl hakaret ediyor? Ne yapmış sana müftü efendi. Kendi halinde adam. Medresesiyle meşgul cemaatiyle meşgul. Beşiri'den ayırdığı bir insan değildir. Kendi kendine kıskanıyorsun sen onu.
H.A: Vallahi öyle değil.
A.İ: Vallahi de öyledir müftü efendi. Haddini bil.
H.A: Ya rica ederim ben şimdi.
A.İ: Bir saat seni orada … bıraktırmam ha. Bir saniye bıraktırmam. Bütün Beşiri'yi senin başına musallat ettiririm, seni kepaze ettiririm ha.
H.A: Nasıl nasıl?
A.İ: Sen ne istiyorsun bu adamdan?
H.A: Efendim siz konuyu bilmiyorsunuz...
A.İ: Bırakınız atmayı. Bunu yapamazsın söyleyeyim. Haddin değil bunu yapmak. Kendi halinde istiyorsun oradan çek git. Tayinini çıkartırım gidersin oradan. Karıştırmaya hakkın yok orayı.
H.A: Ya karıştırmıyorum...
A.İ: Müderris bir adamı herkes tutuyor diye tutuyorsun. Devlet neyle uğraşıyor sen neyle uğraşıyorsun.
H.A: Benimle alakası yok yani.
A.İ: Senin de alakan vardır.
H.A: Yoktur.
A.İ: Vardır. Bak orada onun bir kılını kıpırdarsan seni orada perişan ederim. Haddini bil orada. Bak ilk defa konuşuyorum. Böyle ağır bir şekilde konuşuyorum. Zaten yabancısın çeker gidersin oradan tayinini istersin. Oradan istiyorsan ben şimdi senin tayinini alırım oradan. Otur oturduğun yerde gününü say git oradan. Yapamazsın bunu. Bak bunu söylüyorum. Böyle ağır konuşuyorum. Otur oturduğun yerde. Gününü say git oradan. Bölgeyi sana diyorum karıştırma.
H.A: Ben karıştırmıyorum görevimi yapıyorum.
A.İ: Sen karıştırıyorsun.
H.A: Ben karıştırmıyorum.
A.İ: Otur oturduğun yerde. Otur oturduğun yerde süren bittiğinde s... olup çeker gidersin.
H.A: Ya müsade edin bir de ben söyleyeyim.
A.İ: Hayır müsade etmiyorum sana.
Ee tamam siz bilirsiniz o zaman.
(Ahmet İnal telefonu Aksoy'un yüzüne kapatıyor)