Bu halk, bu basit numarayı yutar mı?
Taksim'de oynanan tiyatro:
Bu halk artık bu numaraları yer mi?
Volkan ALGAN
AKP 2 haftayı aşkın süredir direnişçilerin kontrolünde olan Taksim meydanına bugün sabahın erken saatlerinde binlerce polis, TOMA’lar ve medya ile bir çıkarma yaptı. Ve 3 saate yakın bir süredir İstanbul’un merkezinde bir tiyatro oynanıyor.Alanda kim provokatör, kim polis, kim eylemci tartışmalarını şimdilik bir kenara koyar ve sahnelenen bu oyunun nasıl kurgulandığına bakarsak daha sağlıklı bir çıkarsama yapmak mümkün görünüyor.
İyi eylemci kötü eylemci
AKP halkın büyük kalkışmasını polis kuvveti ile bastıramayacağını, saldırdıkça kitlelerin kararlılığının arttığını gördükçe, bu tavrından en azından sembol haline gelen Taksim- Gezi parkı merkezinde kısa sürede vazgeçti. Bu yanlışını erken fark eden AKP hemen iyi eylemci kötü eylemci ayrımına giderek büyük direnişi içeriden bölmeye çalıştı, çalışıyor.
Bu kalkışmanın siyasi taleplerini göz ardı ederek, tüm Türkiye’de milyonlarca insanı sokağa döken eylemleri yok sayan AKP tartışmayı “masum çevreci” talepler etrafına sıkıştırmaya çalışıyor. Üstelik bunu yaparken bile bu “masum taleplerin” ilk sırasında yer alan Gezi Parkı’na Topçu Kışlasının yapılamamasını dahi kabul etmedi. Aksine Başbakan Erdoğan ısrarla planda bir değişiklik olmadığını, kışlanın yapılacağını hatta AKM’nin de yıkılacağını, Taksim’e cami yapılacağını söylüyor.
Gezi Parkı’na mavi boncuk, geri kalana cop!
Bir süredir yapılan açıklamalarda ise Gezi Parkı’na dokunulmayacağının altının ısrarla çizildiği görülüyor. Gezi parkına mavi boncuk dağıtan AKP, onun dışında kalan Türkiye’nin her yerindeki eylemlere saldırıyor. Medya ise ısrarla Gezi Parkı çevresine odaklanarak oynanan bu oyunu gizlemeye, bir uzlaşma görüntüsü propaganda etmeye devam ediyor.
İşte bugün Taksim’e yapılan operasyonu da bu plan çerçevesinde okumak gerekiyor. Operasyonun Erdoğan’ın, direnişin meşru temsilcisi Taksim Dayanışması’nın taleplerini reddederek bir başka ve ne idüğü belirsiz bir grupla yapacağı toplantının öncesinde yapılması ise dikkate değer.
Polis, TOMA, medya ve Vali Mutlu’nun tweetleri
Sabahın erken saatlerinde Taksim Meydanı’na giren polise, bir yandan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun attığı tweetler eşlik etti. Polis amirleri Gezi Parkı’na müdahale edilmeyeceğini, sadece meydanın pankartlardan temizleneceğin söylerken, aynı anda Vali de benzer tweetler göndermeye başladı. Direnişçiler Gezi Parkı çevresine çekilirken, aynı anda oldukça küçük bir grup polise molotof kokteyli ve havai fişeklerle saldırmaya başladı.
Bu noktadan sonra asıl oyunun sahnelenmeye başladığı anlaşılıyor. Sahnelenen bu oyunu en iyi açıdan görmek için oldukça iyi bir konuma yerleştiği anlaşılan medya tüm yaşananları canlı yayından an an Türkiye’ye duyurdu.
Ekranlara yansıyan fotoğraf
Peki ekranlara yansıyan görüntüde neler vardı?
Elinde megafon olan bir polis ısrarla Gezi Parkı’ndakilere müdahale olmayacağını, üstelik polisten beklenmeyecek bir kibarlıkla dile getiriyor, sadece polise saldıran gruplara müdahale edileceğini, Gezi Parkı’ndakilerin korkmalarına gerek olmadığını söylüyordu. Bu konuşmalar tv ekranlarından da polis adeta mikrofona konuşuyormuşçasına net duyuldu.
Polis bu konuşmayı yaparken bir yandan molotof kokteyli ile saldırılar sürüyor, polis ise bu gruba gaz bombası ve TOMA’larla müdahale ediyordu. Tv ekranlarında ise sürekli olarak polisin Gezi Parkı’na müdahale etmediği, ‘marjinal saldırgan grupların’ saldırılarına karşılık verdiği, gazdan etkilenenler için özür dilediği tekrarlanıyordu. Vali de bir yandan attığı tweetlerle parkın içindeki direnişçilere ‘provokasyona alet olmadıkları, sağduyulu davrandıkları’ için teşekkür ediyordu…
Ve polis istediğinde binlerce kişiyi dağıtabilen polis, sayısı bir elin parmağını geçmeyecek insanla 2 saat köşe kapmaca oynadı!
Bu oyun sayesinde polis günlerce halka kan kusturan, nefret objesi haline gelen imajını temize çıkaracak, göstericiler de “park içindeki barışçılar ve saldırgan marjinaller” olarak ikiye bölünecekti…
Vali’den işbirliği çağrısı
Vali’nin bugün yaptığı açıklamada geçen şu ifadeler oldukça dikkat çekici:
"Gezi Parkı'ndaki gençlerin çatışmaya dönük çabalara uymamış olmaları, polisimizle çatışmaya girmek isteyen gruplara prim vermemiş olmalarını fevkalade değerli buluyorum. Polisimize yardımcı olan bu tutumlarını dikkatle takip ettiğimizi ve onlara teşekkür ettiğimizi bir kez daha ifade ediyorum.
Gerek Gezi Parkı'ndaki gençlerimizin gerek duyarlı vatandaşlarımızın bu duyarlı tavırlarının sürmesini umut ediyoruz.
Burada mükemmel bir işbirliği sürdürüldüğünü ve bundan sonra da sürdürüleceğini düşünüyorum.
STK'ları tebrik ediyorum. Marjinal gruplara karşı her türlü provokasyona karşı bilinçli duruşumuzun devam ettirelim diyorum."
Bu açıklamalardan da anlaşılıyor ki, AKP direnişi bölmek, günlerdir omuz omuza mücadele eden halkı birbirine düşürmek için elinden geleni yapıyor. Öyle ki Vali açıklamasında, bugün Gezi Parkı’nda olan direnişçilerin sağduyusunu korumasını “işbirliği” olarak niteliyor ve bundan sora da bu işbirliğini devam ettirmeyi umduğunu açıklıyor. Bu saatten sonra AKP ile yapılacak toplantıları dikkatle takip etmekte fayda var.
Zeytin dalı mı rüşvet mi?
Peki direniş günleri boyunca medyanın ve AKP’nin her türlü alçaklığına şahit olan halk, bu basit numarayı yutacak mı?
Sosyal medyada yürüyen tartışmalara bakılırsa pek öyle görünmüyor. Zira AKP’nin oyunlarına alışık olmasının yanında, 2 haftadır yaşanan büyük halk hareketi ile korkusunu da yenen bu halkı kandırmak artık o kadar basit değil.