Ey kindar zat...
Başlarım Senin İçkine!!.
Zahide UÇAR

“Camide içki içtiler” yalanı ile kışkırtmaya devam
ediyor.
Ey kindar zat;
5 gencecik insanımız öldü. İnsanlar gözünü kaybetti. Yaralandı. Travma
geçirdi. Bunların hepsi senin verdiğin emirle polislerin uyguladığı şiddet
sonucu oldu. Eline kan bulaştı.
Cinayete azmettirmekten suçlusun!!.
Camiler insanlar içindir. İnsanların olmadığı camileri al başına çal.
Cami; cem olmak, bir olmak, bir olup birliğin rahmetinden faydalanmak için
yapılır.
İnsanın olmadığı cami, taş-ağaç-betondan ibarettir. Camiye mana veren
insandır. İnsanı yok sayan Muaviye aklın, camiyi putlaştırmakta bir sakınca
görmüyor.
İnsan Kabe’den kutsaldır. Kabe Halil’in evi, insan kalbi Celil’in(Allah’ın)
evidir. O nedenle kalp kırmak Kabe’yi yıkmaktan çok daha ağır bir SUÇTUR!!.
Şimdi cahil yandaşların “inanmayanın kalbi değil” der. Hepsi
inançmetre ya? Hepsi imanmetre ya? Hüküm verme edepsizliği ve cehaletin cesur
küfrünü etmekte sakınca görmezler. Allah’ın son nefesine kadar mühlet verdiği
kulu hakkında hüküm verirler.
Oysa bir tohum bir fidanın bütün özelliklerini içinde barındırır.
Allah(c.c.);
“İnsan benim sırrım, ben insanın sırrıyım. (Hadis-i
Kutsi)”
Der.
İşte bundan dolayı (Tevrat’ta) İsrailoğullarına şöyle yazdık; Kim bir kişiyi,
bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata karşılık olmaksızın
öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de (bir kişinin
hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. Ve
andolsun ki Resûl’lerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, şüphesiz
onlardan birçoğu, bundan sonra gerçekten yeryüzünde aşırı giden müsrifler
oldular. (Maide-32)
Camilere siyaseti soktun. Vip cami yaptın. Yani dırar mescitleri kurarak Ebû
Âmir er-Râhib’in(Hz. Peygamber, onun er-Râhib lakabını el-Fâsık şeklinde
değiştirmiştir) mirasına sahip çıktın.
Dırar mescidinle, tefeciliğinle, paraya tapınan kimliğinle, alın teri
sömürünle, yalanınla, iftiranla Allah ve Muhammedi Ahlaka savaş açtın.
Sen bir din düşmanısın!.
Sen bir insanlık düşmanısın!.
Mazluma düşman, zalime ortaksın!.
Kendi istikbalin için her türlü zulmü yapan bir zalim, Nemrut’un 21. Yüzyılda
vücut bulmuş tekrarısın.
Nedir mescit? Cem olmak, bir olmak, Allah’ın birliğini tesbih etmek için bir
araya gelinen , sınıf farkını ortadan kaldıran mekandır. O mekanı kutsal kılan
insandır. Senin aklın yeter mi buna? Sen insan nedir bilir misin?
Bilmediğin ortada.
Sen geldin geleli birliğimize etnik ve mezhep fitnesi soktun.
BİRLİK ALLAH’ın kanunudur.
Fitne ise şeytanın kanunu.
Senin kime hizmet ettiğin çok açıktır.
Sen ayık sandığın zavallı aklınla Allah’ın kanununa savaş açarken,
Sarhoş dediğin Mustafa Kemal Atatürk Allah’ın birlik yasasına uyarak bu
ülkeyi kurdu.
Sen etnik ve mezhep olarak milleti parçalamaya soyundun,
Atatürk “din birliğini” temel alarak bu ülkeyi kurdu.
Müslümanlar asli unsur, gayri Müslimler azınlık kabul edildi. Bu milleti etnik
parçalara bölmeye çalışan sen faşist değilsin de, Atatürk mü faşist?
Cami diyorsun, ayakkabı ile girdiler diyorsun. 10 parmağında 10 kara,
ipliğini kim pazara çıkarsa alnına sürüyorsun.
O zaman cevap ver;
Irak’ta camilere ayakları ile girip Müslümanları katleden Amerikan
askerlerine dua eden sen değil miydin?
Kadınlara, kızlara, erkeklere tecavüz eden Amerikan askerlerine dua eden sen
değil miydin?
Irak’ta kaç cami bombalandı? O zaman nerede idin?
Türkiye’de yer verdiğin, silah temin ettiğin, tedavilerini yaptırdığın ÖSO
katilleri kadınlara, kızlara tecavüz etti.
İmamları öldürdü. Soydular, çaldılar. Sen azmettirici oldun.
O kadar kirlendin ki, diline düşen din utandı senden.
Zulmünden ne insan kurtuldu, ne ağaç, ne su, ne de börtü böcek.
Sen Allah ve Peygamberine savaş açtın. Sen Muaviye’nin 21. Yüzyıl
versiyonusun.
Sen Müslüman’ı Müslüman’a kırdırdın. Sen kardeşi Habil’i öldüren Kabil’in 21.
Yüzyıl versiyonusun.
İncirlik’te yeni yıl gecesi Coniler mescidi dağıttı. Kuran’ı parçaladı.
Üzerini sen kapatmadın mı?
Haçlıya hizmetkar, Müslüman’a Firavun… Ak Cinayetlerin zalim hükümdarı…
Sen bir zavallısın!!.
Her cümlen, her konuşmanla daha çok karanlığa sürükleniyor, battıkça
batıyorsun.
Dinler arası diyalog camileri yapıp, şeytanın “tek din icadıyla”
dinleri bitirme projesine destek oluyor, el veriyorsun.
Sonra da;
Firavun, Ebu Cehil, Muaviye pazarında din satıyorsun.
İnsanlar ölüyor, beton yığınlarını kutsuyorsun.
Libya’da bombalanan camileri ne çabuk unutuyorsun?
Mescid-i Aksa’nın altını oyup yıkmayı planlayan, Süleyman Tapınağını yeniden
yapmak için hazırlanan İsrail’in NATO’ya girişini sağlayarak İsrail adına
savaşmayı kabul ediyorsun.
Sen Hasan Sabbah’ın ruhuna bile Fatiha okutuyorsun. Hasan Sabbah’ın
müritlerini kadın ve haşhaş ile uyuşturduğu gibi, sen konuşmalarının altına
gizlediğin subliminal mesaj(bilinçaltını etkileyen gizli mesaj) ile, ulufe
dağıtarak, sürekli yalan söyleyerek, kaos üzerinden travma yaratarak
uyuşturuyorsun.
Emir verdiğin polislerin karanfil atan halkın üzerine Allah Allah diyerek
saldırmış. Biz kardeş değil miyiz diyen halka;
“Biz namaz kılanların kardeşiyiz” demiş.
Saçtığın fitneden çıkan ürün işte bu. Türk Halkı adına görev yapmak için maaş
alan polisleri Muaviye’nin polisi yapmayı başarmışsın.
Rüşvet alan Ak bürokratın rüşvet istediği arkadaşıma;
“Camiye gidiyorum, namazdan çıkana kadar hazır olsun”
diyor.
İşte Recebiye dininin paraperest müritleri… Haramzadeler…
Muhammedi ahlaka savaş açmış münafıklar…
Sen şeytanın okulunda öğretmenlik yapıyorsun.
Dinin içini boşaltıp zarfını kutsuyorsun.
Diyalog Eşbaşkanı öyle bir Recebiye Müslümanı ortaya çıkardı ki;
Başlarında kippa, kıblesi Beyaz Saray, elinde tesbih, koynunda haç;
Ağzında yalan, cebinde-midesinde haram,
İftiraya hazır, cinayet işlemekte serbest, seccadesinde altın ve dolar…
Seni 40 gün alkole yatırmalı. 41 gün alkol küvetinden çıkarmalı.
Çıktığın gün bir kere olsun;
“Ne olacak bu ülkenin hali?”
Diye sorma ihtimalin var ya?
.
İşte ben bu günlerde o ihtimali sevdim.
İlk Kurşun