“İleri Demokrasinin yıkılışı”
KİMSE HEVESLENMESİN
.
Prof.Dr. Recep AKDUR
Tunuslu Muhammed Buazizi’nin kendini yaktığında mevsim sonbahardı. Tahrir Meydanı’nda gösteriler başladığında ise mevsim
kıştı. İşbirlikçi basın-yayın olayı “Arap Sonbaharı” ya da
”Arap Kışı” olarak adlandırmadı. Bu ad gerçeği ifade edecekti.
Çünkü hem olayın olduğu mevsim sonbahar ya da kış idi hem de sonuçları Araplar
için bir kış olmuştur. Süreç iktidara daha gerici ve işbirlikçi iktidarları
taşımış, halkın yaşamı ise süreç öncesinden beter olmuştur.
Doğrudur, süreçten önce, Arap ülkelerinde kuramsal demokrasi işlemiyordu.
Demokrasinin gelişmiş olduğu ülkelerle kıyaslandığında görece olarak demokrat
olmayan yönetimler egemen idi. Bu durum ve iletişim olanaklarının getirdiği
haberdarlık halk arasından bir birikim ve potansiyel enerji yaratıyordu. Bu
ülkelerin aydınları da gelişmiş ülkelerdekine benzer bir demokrasiyi arzu
ediyorlardı. Ancak bu birikim ya da potansiyel bir hareket başlatacak düzeyde
değil idi. Çünkü özellikle petrolün sağladığı günlük yaşam anlamında bugünkünden
kat kat daha iyi bir ortam vardı.
Kötü olan halkın değil emperyalistlerin durumu idi. Arap yönetimleri bugün
olduğu gibi bire bir emperyalist işbirlikçisi değildi. Başta petrol olmak üzere
yer altı ve yer üstü kaynaklar doğrudan emperyalistler peşkeş çekilmiyordu.
Özetle esas rahatsız olan halk değil emperyalistler idi.
Emperyalistlerce yürütülen istikrarsızlaştırma çalışmalarına bir de
silahlandırılmış sokak yağmacıları eklenince zaten sağlam zeminde oturmayan
iktidarlar birer birer yıkıldı. Peki, yerine daha demokrat ve ilerici yönetimler
mi geldi? Hayır. Süreç yalnızca yeni firavunları, emperyalist işbirlikçileri ve
gericileri iktidara taşımıştır. Halk açısından yaşamın tüm ölçüleri çok daha
kötüdür. İşbirlikçi basın-yayın bunu gizlemek ve propaganda amacı ile olayı
“Arap Baharı” olarak adlandırsa da, tam tersine olay cereyan ettiği zaman
itibarı ile de sonuçları itibari ile bir “Arap Kışıdır” .
Kimse heveslenmesin Türkiye’de bir “Arap Baharı” yaşanmıyor,
yaşanmayacak da. Aksine “BOB Sonbaharı” “İleri
Demokrasinin yıkılışı” ve ” işbirlikçilerin süpürülüşü”
yaşanıyor. Kitleler “Mustafa Kemal’in ordusuyuz
diyerek” ve “Türk Bayrağını açarak” alanlara yürüdü.
Alanlarda faşizm lanetleniyor. Alanlarda emperyalizm ve işbirlikçileri
lanetleniyor. Hiç kimse Türk Halkını emperyalizmin kışkırttığı ve
silahlandırdığı kütlelerle ile karıştırılmamalı.
Elbette ki ortam emperyalist ajanlar için çok uygun. Her biri hareketi
rayından çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Ancak Türk halkının sağduyusu
bunları boşa çıkaracaktır. Gerçek akiller emperyalist ajanlar ve kışkırtıcılara
karşı kitleleri sürekli uyarıyor. Muhalefet kitleler ile kucaklaşıyor ona sahip
çıkıyor. Türk hareketi işbirlikçileri devirecek gerçek demokrasi kuracaktır.
Gelişen olaylara “Türk Baharı” diyenlerin hevesleri kursağında
kalacaktır.
İlk Kurşun