'Korkma la, biz halk!'
Apolitik kuşak ayaklandı mı? Bu çocuklar bir haftada Das Kapital okuyup
kendilerine gelmediler elbet. Onların direnişi de, yaklaşım biçimleri de farklı.
Kim mi onlar? 90 Kuşağı, siz öyle diyorsunuz. Peki onlar ne diyor?..
Kahrolsun bazı şeyler!
Ana akım medyanın haber bültenlerinde düzenli aralıklarla görürsünüz. Bir
muhabir sokağa çıkar ve çoğunlukla lise çağındaki gençlere başbakanın, meclis
başkanının ismini sorar. Genelde yanıt verilemez, birkaç laf ağızda gevelenir,
izleyici buruk bir tebessümle ekrana bakar, “gençlik nereye gidiyor” diye
düşünür ve ülkenin geleceği hakkında hayıflanır.
İşte o kuşak şimdi meydanlarda. Başbakanın da, meclis başkanının da adını gayet iyi biliyorlarmış meğerse. Veya öğrenmişler, öğrenme gereği duydukları için. Milletçe bilinçaltımızda yatan devlet büyüklerimiz paranoyasının bir sonucu olarak yansıyan bu ezberci genel kültür sınavından çakmış olmak morallerini pek bozmuşa benzemiyor.
Kim bu gençler, 90 kuşağı? Herkesin sorduğu soru bu. Odalarına kapanıp
bilgisayar başında saatlerini boşa harcadığını sandığınız, arkadaşlarıyla sağda
solda takılarak gençliklerini boşa harcadıklarını düşündüğünüz, ciddiye
almadığınız insanlar. 19 yaşında bir eylemci kız. En hareketli geçen ilk birkaç
günden sora evde sıkılıyor ve arkadaşlarına “bari bize gelin de birbirimize su
sıkalım, çok sıkıldım” diye tweet atıyor. Bir başkası, AKM duvarına “en klişesi
kahrolsun faşizm” yazılı sol jargonlu sloganların arasına “Turgut Özal” yazıyor.
Yaptığının hiçbir politik temeli yok, bir başkası Turgut Özal’ın yanına faşist
yazıyor, hiç üşenmiyor, tekrar çıkıyor AKM’ye yanına ekliyor
“değil.”
Korkuları yok
Korkuları yok, orası kesin. Konuştuğumuz kişilerden sıkça, “polis gelse de azcık gaz atsa, heyecan oluyor” tarzı espriler duyuyoruz. Peki politika? 90 kuşağı çevresindeki büyükler tarafından ikiye ayrılıyor. Birincisi, apolitik olarak görülenler, bir diğer grupsa, sosyal medya üzerinden siyaset yapıp duyarlılık gösterdikleri için eleştirilen kesim. Apolitik konusuna geleceğiz ama sosyal medyanın ne denli önemli olduğu ülkenin en büyük medya sansürü sırasıda ortaya çıktı. Kuzey Kore Devlet Televizyonu havasında yayın yapan ana akım medyanın karşısında, direnişçilerin tek haber ulaştıma gücü Twitter, Facebook gibi kaynaklardı.
Korkuları yok
Korkuları yok, orası kesin. Konuştuğumuz kişilerden sıkça, “polis gelse de azcık gaz atsa, heyecan oluyor” tarzı espriler duyuyoruz. Peki politika? 90 kuşağı çevresindeki büyükler tarafından ikiye ayrılıyor. Birincisi, apolitik olarak görülenler, bir diğer grupsa, sosyal medya üzerinden siyaset yapıp duyarlılık gösterdikleri için eleştirilen kesim. Apolitik konusuna geleceğiz ama sosyal medyanın ne denli önemli olduğu ülkenin en büyük medya sansürü sırasıda ortaya çıktı. Kuzey Kore Devlet Televizyonu havasında yayın yapan ana akım medyanın karşısında, direnişçilerin tek haber ulaştıma gücü Twitter, Facebook gibi kaynaklardı.
Gezi Parkı eylemlerinin profilini çıkarmak için yetersiz, ancak apolitik olma
meselesini anlamak için iyi bir enstantane; üzerinde Atatürk tişörtü olan bir
kız, Apo posteri ve Kürtçe sloganların olduğu çadırların önünde bir grupla halay
çekiyor. Halinden oldukça memnun gibi. Bu sizce apolitik bir duruş mu,yoksa
politika sanılan çekişmeleri umursamamak mı?
Eylemci gençlerin arasında açıkça İslam karşıtlığı gösterenler de var. Miraç Kandili’nin kutlandığı gece, birisi şikayet ediyor, “madem içki içemiyoruz, kuran da okunmasın.” Ancak bu genel görüşü yansıtan bir tepki değil, Gezi Parkı’nda Kandil Gecesi, içkisiz ve oldukça sakin geçiyor.
Marx ‘tabii önemli biri’
Marx’ı filan sorduğumuzda “tabii önemli biri” tarzında cevaplar alıyoruz ama isyanlarının esin kaynağının klasik sol söylem olmadığı çok açık. Tören gibi, Cumhuriyet Mitingi havasında bir miting de istemiyorlar. Çoğunda eylemleri ulusalcı kitlenin sahipleneceği yönünde bir endişe hakim. İçlerinden biri “biz hayatımızı siyasete adamadık, siyaseti hayatımızın içine soktuk” diyor.
Öte yandan bu tavırları çoğunun ailesinin kendilerini desteklemesine sebep
olmuş. 70’lerin eylemcilerinin aksine anne-babalar çocuklarını sokaklara
çıkmaları için teşvik ediyor, hatta kendileri de onlarla birlikte olmak istiyor,
ama anne-babayla alana çıkmak bu çocuklar için pek fazla “cool” değil.
Cumhuriyet