'Bu hileli seçim sistemine sözünüz yok mu?'


UCUBE BİR DEMOKRASİ VE HİLELİ BİR SEÇİM SİSTEMİ HAKKINDA 


SÖYLEYECEK HİÇ SÖZÜNÜZ YOK MU?


Ali Eralp
SivriSinekCazGerçek demokrasinin iki temel unsuru vardır: Birincisi eşitlik, ikincisi özgürlük.


Emperyalizmin egemen olduğu Türkiye gibi yarı bağımlı, yarı feodal ülkelerde her ikisine de rastlamak mümkün değildir.

Hatta imkânsızdır.


Çünkü halk ağalar, beyler, aşiret ve cemaat reisleri tarafından tutsak alınmıştır. Onlar ne derse, ne emrederse yığınlar onu gerçekleştirir, onu yapar. Emir demiri keser…

Bu tür toplumlarda kitleleri emperyalizmin işbirlikçisi para babaları ile birlikte feodal ortaçağ kalıntısı eşkıyalar yönlendirir. Zengin medya patronları da sahip oldukları gazeteleri, televizyonları bir uyutma aracı, narkoz gibi kullanarak, onların hizmetine sunar, ekmeğine yağ sürer.

Yani bizim gibi yarı bağımlı, yarı feodal toplumlarda parası olan düdüğü çalar.

Parası, maddi birikimi olmayan işçinin, yoksul köylünün, memurun, küçük esnafın seçilme şansı yok denecek kadar azdır. 

Çünkü bir vatandaşın seçimlere katılabilmesi için her şeyden önce partisine bir miktar para vermesi gerekiyor. Bu ödemeyi yapsa bile, arkasından “seçim bürosu” açmak zorundadır. İlçeleri, köyleri, mahalleleri dolaşmak, seçmenleri ile buluşup siyasal görüşlerini anlatabilmek için bir de araca, yakıta ihtiyacı vardır.

Ayrıca gazetelere reklam vermeli, el ilanları, afişler, flamalar bastırmalı, bunların dağıtımını sağlamalıdır. Bütün bu işler için çantalar dolusu para gerekmektedir…

Karnını doyurmakta, çoluk çocuğunun ihtiyacını karşılamakta bile bin bir çeşit engelle karşılaşan yoksul bir aile bireyi için milletvekili seçilmek, Türkiye’de yıldızlar kadar uzak bir hayaldir.

Vatandaşların “aday adayı” bile olamayacağı toplumlarda demokrasinin ne “eşitlik”, ne de “özgürlük” unsurundan söz edebiliriz.

1950’lerden sonra, dört yılda bir, seçimden seçime halkın önüne “sandık” konuldu. Tüm ulus “sandık demokrasisi” ile uyutuldu, aldatıldı. “Sandık Demokrasisi”, gerçek demokrasi diye yutturuldu.

Vatandaşlar, yıllarca, seçimden seçime koşup, ellerine tutuşturulan oy pusulalarını kullanarak, seçmenlik görevini yerine getirdiklerini sandılar. 

Ama onlar, sandıktan önce ve sandıktan sonra nasıl bir katakullinin döndüğünü, nasıl tuzaklarla dolu bir yoldan geçtiklerini bilmiyorlardı. Farkında bile değillerdi.

Özellikle 1980 “Our Boys”, “Bizim Oğlanlar” darbesinden sonra dünyanın en adaletsiz seçim sistemi Türkiye’de uygulanmaya başlandı. 

Yüzde 10 seçim barajı ile birlikte, “Milletvekili vilayet kontenjanı” getirildi. Böylece, yeni seçim sistemi ile demokrasi şaşı iken kör edildi…

YÜZDE 10 SEÇİM BARAJI DÜNYANIN HİÇBİR ÜLKESİNDE YOKTUR. Rusya’da seçim barajı yüzde 7’dir. Almanya, Belçika, Macaristan, Polonya Slovakya’da yüzde 5; Avusturya, Bulgaristan, İtalya, Norveç, Slovenya, İsveç’te yüzde 4; Ukrayna’da yüzde 3; Hollanda, Finlandiya, İrlanda, İzlanda gibi ülkelerde baraj yoktur.

YÜZDE 10 SEÇİM BARAJI İLE, 1987 seçimlerinde oyların yüzde19,8′inin (4,7 milyon oy), 1995 seçimlerinde yüzde 14,5’inin (4,1 milyon oy), 1999 seçimlerinde yüzde 19,2’sinin (6 milyon oy), 2002 seçimlerinde yüzde 45,33′ünün (14,3 milyon oy) çöpe gitmiştir. Parlamentoya yansımamıştır. 

Barajı geçen partilerden AKP, yüzde 34,3 oy oranı ile Meclis’teki sandalyelerin yüzde 66′sını, üçte ikisini elde ederken, CHP yüzde 19,4 oranıyla yüzde 32,4′ünü elde etmiştir. 

Bu sisteme göre baraj altında kalan partilerin oyları da AKP’ye gitmiştir.

“Vilayet Kontenjanı” ise yüzde 10 barajından da adaletsiz bir uygulamadır.

Buna göre, nüfusu ne olursa olsun her ile bir milletvekili verilmektedir. Yani: 259 bin nüfuslu Karaman 2 milletvekili, 85 bin nüfuslu Tunceli de 2 milletvekili; 5 milyon nüfuslu Ankara 31 milletvekili, toplam nüfusu 5 milyon olan küçüklü büyüklü 23 il, 53 milletvekili çıkarmaktadır…

Bu sisteme göre nüfusu çok olan iller cezalandırılmakta, nüfusu az olanlar ödüllendirilmektedir.

Hani nerede kaldı demokrasinin “eşitlik” ilkesi?

İşin daha kötü yanı bütün bu aksaklıkların üstüne üstlük, son seçimlerde bir de ABD yapımı, SEÇSİS denilen bir bilgisayar teknolojisi getirildi. Bu seçim değerlendirme programı, ABD’nin 2004 seçimlerinde kullanılmış ve çok büyük hileler yapılmıştı. Şaibeli seçim sonuçları günlerce tartışılmıştı.

Her türlü dış müdahaleye açık olan bu sistem yeryüzünde artık kullanılmamaktadır. Yunanistan’da ise muhalefetin itirazı üzerine kaldırılmıştır…

22 Temmuz 2007 seçimlerinde AKP, SEÇSİS yöntemi ile yüzde 47 oy aldı. Yani bu sonuca göre her iki vatandaştan biri AKP’ye oy vermişti. Oysa sokaktaki vatandaşa soruyorduk, üç kişiden ikisi “vermedik” diyordu. Halkın nabzını tutan başka gazeteciler de aynı sonuca varmıştı.

O yıllarda uzmanlar SEÇSİS’de “Oy kaydırılması” olduğunu saptadılar. Öteki partilerden AKP’ye oy yüklenmişti. Sorun AKP yandaşı YSK’ya taşındı, ama sonuç alınamadı. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu kararlarına kişiler ve kurumlar itiraz edemezlerdi. Konu örtbas edildi.
 
İşin daha da kötü yanı nüfus sayımının bilgisayar ortama aktarılmasıyla sayılarla da oynanmaya başlandı. Örneğin, 1960 yılında 28 milyon olan nüfusumuz her yıl 1 milyon artarak 2000 yılında 68 milyona yükselmiş, 2000 yılından, 2007 yılına dek bu artışta bir aksama belirmiş, artış yılda 400 binlerde kalarak, toplan nüfusta 6 milyon eksilme olmuştu… 2007’den sonra nüfus, her yıl yine 1 milyon artmıştı…

Şimdiye dek bu eksilmeyi hiçbir kurum, hiçbir şahıs açıklayamadı, kimse de açıklanması için sormadı, çaba göstermedi.

1980’lerden sonra oluşturulan bu yeni seçim sistemi ile Turgut Özal, (ANAP) 1983 seçimlerinde yüzde 45,1 oy alarak, 212 milletvekili çıkarmıştı. 1987 seçimlerinde ise 36,3 oy aldı ama 292 milletvekili çıkardı. Çünkü seçim sistemi ile oynanmıştı.


Yine o yıllarda da kimse bu konuyu araştırmadı, üzerine gitmedi. 

12 Eylül Evren – ABD darbesinden bu yana halkın iradesi meclise yansımamaktadır. Seçim sistemi egemenlerin elinde çocuk oyuncağına dönmüştür. Oysa bakın, bu sistemden önce, 27 Mayıs Devrimiyle gelen demokratik ortamda, 1965 seçimlerinde partiler, Büyük millet Meclisinde nasıl temsil edilmişlerdi?

Adalet Partisi yüzde 52,9 oy almıştı, çıkardığı milletvekili sayısı 240 idi, meclisteki temsil yüzdesi 53,3; CHP’nin oyu yüzde 28,7, çıkardığı milletvekili sayısı 134, mecliste temsil oranı 29,8. Türkiye İşçi Partisi yüzde 3 oyla, mecliste 15 milletvekili kazanmıştı. Temsil oranı yüzde 3,1’di.

Gerçekler, gün gibi ortada…

ŞİMDİ SORUYORUZ MUHALEFETE, “Bu ucube demokrasi ve seçim sistemi hakkında niçin hiç konuşmuyorsunuz? Bu ucube demokrasi ve seçim sistemi hakkında söyleyecek hiç sözünüz yok mu? Niçin değiştirmek ya da kaldırmak için bir girişimde bulunmuyorsunuz? Niçin bu alanda hiçbir çaba sarf etmiyorsunuz?

Çok mu memnun kaldınız AKP iktidarından ve muhalefet rolü oynamaktan?

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..