Deliğe süpürülme vaktin hacı...


ELİ SOPALI, ELİ PALALI

EŞKIYALARINLA UZATMALARI 

OYNUYORSUN AKP…

.

Ali ERALP

SivriSinekCaz

Deliğe süpürülme vaktin geldi hacı.

Geçiyor bile…

Yaktın, yıktın, sattın savdın…

Türk’ü, Atatürk’ü, Cumhuriyeti, ulusal bayramları, ulusal değerleri yok etmek için elinden geleni ardına koymadın.

Yüzlerce komutanını tutsak edip, orduyu dağıttın. Yargıyı, emniyeti teslim aldın. Önemli makamlara, karar verme kurumlarına yandaşlarını atadın.

Yedi başlı ejderha gibi, su başlarını tuttun.

Yurtseverleri mahkûm etmek için, kurgu filmlerini aratmayan 25 kuruşluk düzmece CD’leri kanıt diye gösterdin. Tümü de çürütüldü… Duymadın. Görmedin. Bakmadın.

Üç maymunları oynadın.

Çünkü senin için, demokrasi ve insan hakları, zamanı geldiğinde inilecek bir tramvaydı… 

Zaten ustan, yoldaşın Müslüman Kardeşler lideri Seyyid Kutup da senden çok önceleri, “Demokrasi, Allah’ın nizamının gasp edilmesidir” diyerek görüşlerini belirtmişti.

Demokrasi tramvayından inmenin zamanı geldiğine inandın ve indin.

Kurduğun korku imparatorluğu, faşist düzen sayesinde medya da seninle birlikte görmedi, duymadı, konuşmadı. Konuşanları da vergi memurlarınla, yargınla, emniyet güçlerinle susturdun… Sindirdin. Dikensiz gül bahçesine çevirdin Türkiye’yi.

Yedi bin yıllık Türk kültürüne, Türk geleneğine ve göreneğine, Türk’e savaş açıp Alevi’yi Sünni’ye, Kürt’ü Türk’e düşman etmeye çabaladın. Tüm düzenini, siyasal yapılanmayı ırk, din, inanç farklılıkları temelinde kurmaya çalıştın…

“Ben varım, benim dediğim olur, her şeyi en iyi ben bilirim, ben ne yaparsan güzel yaparım” dedin.


Ailelerin çocuk sayısını bile belirlemeye kalktın; içtiğine, yediğine, adım atmasına karıştın.
Tüm eleştirilere, tüm isyanlara sırtını döndün.

Bu güzel vatanın yıllarını çaldın hacı. Işığını, güneşini çaldın. Tüm ülkeyi Karanlıklara gömdün.

Dile kolay. Tam 11 yıl geçti aradan. Tam 11 yıl.

Ama unuttuğun bir şey vardı. Atatürk’ü tarihten, yüreklerden, beyinlerden silmek o kadar kolay bir iş değildi. Tüm dünya kabullenmişti çünkü onu. Heykellerini dikmişlerdi meydanlarına…

Bir zamanlar geçmişte, değiştirmek için çalıştığımız, uğruna şehitler verdiğimiz, hapis yattığımız, işkencelerine katlandığımız o bozuk düzenleri bile arar olduk sayende… Bir uzak hayal dünyası gibi geliyor o dönemler şimdi bize…

Dile kolay. Tam 11 yıl bu ülke sahte dinciler tarafında uyutuldu. Makarnayla, pirinçle, şekerle avutuldu.

Dünün okullu çocuğu büyüdü, gelişti, günümüzün delikanlısı oldu. Atatürk genci oldu.

Şimdi alanlara çıkıyor. Haksızlığa, hukuksuzluğa, keyfi yönetime, talana karşı geliyor.

Diploma törenlerine katılıyor. Protesto sesleri, isyan haykırışları arasında diplomasını alıyor, kep fırlatıyor.

Ve yürüyüşlerde, mitinglerde, meydanlarda, ablaları, anaları, babaları, sevgilileri, arkadaşları ile saf tutuyor.

Gazına, çivili sopana, basınçlı suyuna, bombana, mermine göğsünü siper ediyor. Tıpkı 10. Yıl marşında söylendiği gibi:
“Türk’üz Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri…”

Eli sopalı, eli palalı eşkıyalarınla uzatmaları oynuyorsun artık hacı.

Demokrasi dedin, eşitlik, kardeşlik dedin, AB dedin, hepsinden önemlisi din dedin. Halkı uyuttun.

Cuma ve bayram namazlarını hiç kaçırmadın. Cami kapısında bile politika yaptın. Siyasal İslamcılık oynadın. Güzel şarkılar söyledin. Şiirler okudun. Kasımpaşalı gibi yürüdün… “Beraber yürüdük biz bu yollarda” dedin. Ama sadece yandaşların, yalakaların geldi peşinden…

Efeler gibi yürüdün yürümesine de ama şimdi senin eli sopalı, eli palalı eşkıyaların savunmasız kadınlara, kızlara saldırıyor. Sırtına uçarak, judo tekmeleri atıyor ve o teşekkür ettiğin polisin de otobüslerde türbanlı bayanları tokatlıyor.

Dağ başı mı burası?

Patagonya mı?

Yoksa Muz Cumhuriyet mi? Patagonya’da bile yaşanmaz böyle olaylar…

Nerede görülmüştür, en doğal, en yasal hakkını kullanarak, parklarda toplanmak isteyen halka tonlarca basınçlı su sıkmak, gaz bombası atmak, üstüne üstlük bir de eli sopalı, eli palalı eşkıyaları üzerine salmak…
Kabadayılık, külhanbeylik kitabında var mıdır bunun yeri?

“Benim başörtülü bacılarıma saldırdılar” diyorsun. Bu, palalı, tekmeli saldırıya uğrayan bayanlar senin bacın değil mi? Otobüsteki türbanlı kadın senin bacın; bacından da öte vatandaşın değil mi?

Olaydan sonra bu konuda neden tek sözcük söylemedin? Sadece AKP’ye oy veren bayanlar mı senin Bacın?

O oyların nasıl alındığını, sandıktan sonra nasıl hileler, hurdalar yapıldığını ise artık çocuklar bile biliyor…


Daha geçenlerde iki yöneticin partiye sahte üye yazmaktan mahkûm oldu. Çöplüklerden, mezarlıklardan toplanan oy pusulaları ise işin cabası. Elektronik hilelere ise hiç girmiyoruz, çünkü o ayrı bir yazı konusu…  

İşin özet şu:
Eli sopalı, eli palalı eşkıyalarınla uzatmaları oynuyorsun artık AKP.

Şimdi sana hayal gibi, rüya gibi geliyor belki de… Ama mutlaka deliğe süpürüleceksin… Hem de bir daha çıkmamak üzere.

Kaçış yok bundan…

Kadıköy’de alanları dolduran direnişçileri görmedin mi? Onlar oradan, buradan toplama, bindirilmiş kıtalar da değil…

Üstelik… 
İlk Kurşun


➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..