'Devlet açıklamazsa katilleri ben açıklarım'!
Abdullah Cömert’in armutlu mahallesinde katledilmesinin üzerinden aylar geçmesine rağmen halen faillerin ortaya çıkmaması hem ailesini, hem de mahalle halkını tedirgin etmektedir. Mahalle taksim olaylarının başlamasından bu yana tedirginlik içinde yaşamaktadır. Mahalleye gelen eli sopalı sivil kişilerin ise polis olduğunu iddia etmekler. Bu polislerin insanlara özellikle eylem yapan gençlere orantısız güç kullandığının altını çiziyorlar...'Devlet katilleri açıklamaz ise ben açıklarım'!
Abdullah Cömert’in abisi Zafer Cömert ile Taksim olayları, Abdullah Cömert’in vurulması, Suriye sorunu ve eylemlerin nereye gittiğini konuştuk.
Zafer Cömert ve ailesi her gün Abdullah Cömert’in vurulduğu yere gidip, çiçekleri suluyor ve dua ediyorlar. Yine Zafer Cömertler taksim direnişi eylemlerinde en önde yerlerini alıyorlar. Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert ise “Abdullah öldü başkası ölmesin” temennisinde bulunuyor.
Abdullah Cömert’in evinde Atatürk resmi ve Türk bayrağı her zaman asılı durmaktadır. Cömert’in şehit düşmesinden bu yana televizyon açılmamış.
Duvarda ise Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz ve diğer şehitlerin resimleri yan, yana duruyorlar. Yine Abdullah Cömert’in vurulduğu sokağa adı verilmiş. Armutla mahallesi duvarına büyük boy Abdullah Cömret’in resmi yapılmıştır. Cömert’in vurulduğu yerde mumlarlar arkadaşları tarafından her gün yakılıyor. Sokak her gün yüzlerce insan tarafından ziyaret edilmektedir.
'DEVLET BİZİM YASAL HAKLARIMIZI ÇİĞNEMİŞTİR'
CÖMERT:Burada 48 gündür bir direniş yaşanmaktadır. Abdullah Cömert başta olmak üzeri gezi şehitleri hükümet aleyhtarı gösteriler sürmektedir. Bu konuda düşünceleriniz nelerdir?
Bu gezi olayları neden başladı, 48 gündür neden devam ediyor? Bu protestolar daha ne kadar devam edecek, sürekli sorduğumuz sorular ve ben kendi nacizane düşüncelerimi şöyle açıklamak istiyorum; Kimsenin değinmediği ve konuşmadığı bir konuyu söylemek istiyorum. Toplum ve devlet arasında bir anlaşma vardır. Bu anlaşmaya anayasa denir. Biz hepimiz bunun içinde ne yazıldığını biliyoruz. Burada halkın ve devletin ödevleri yazılmıştır. Halk olarak bizim ödevimiz, vergi vermek, askerlik yapmak, biz bu ödevleri yerine getiririz.
Devletin görevleri ise halkın güvenliğini sağlamak, halkın (şu an bize verilmeyen) yürüyüş hakkını sağlamak, eğer devlet bize uyguladığı şiddet ve engellemelerle anayasal hakkımızı çiğnerse, bize şiddet uygulayıp, öldürürse, biz de anayasaya uymama hakkımızı kullanırız. Bu nedir, bu sivil itatsızlık, her gün gösteri yapmaktır. Şiddete başvurmadan demokratik hakkımızı kullanmak istiyoruz. Burada bir polis şiddeti var, engellemeler var, devletin bu olayların daha kötü yerlere varmadan devletin ödevlerini yapmasını talep ediyorum. Bizim yürüme hakkımızı, yasal haklarımızı kullanmamızı sağlamalı, kardeşim dahil diğer şehitlerin faillerinin bulup, adalete teslim etmesidir.
'BURADA DİRENEN HALKTIR'
CÖMERT :Dün gecede burada gösteriler ve çatışmalar yaşandı. Bu çatışma ve gösteriler nereye kadar devam edecek, bunun sonucu nereye varacaktır?
Ben bu gösterilerin neden yapıldığını biraz açayım ve anlatayım. Bu gösteriler sadece Abdullah Cömert kardeşim için yapılmıyor. Ali İsmail veya şehitlerimiz için yapılmıyor. İnanın bu gösteriler haberlerde izlediğimiz 14 yaşında tecavüze uğrayan, kardeşlerimiz için yapılıyor. Hırsızlar için yapılmaktadır. Talan edilmiş ülkemiz için de yapılmaktadır. Bu sadece şehidimiz var katillerini bulun olayı değildir. Bu halkın uyanışı ve herkesin bir isteği ve talebi ortaya çıkmıştır. Bu talan, bu tecavüz bitsin diyorlar. AKP Hükümetinin şu an sürdürdüğü, yozlaştırma, ötekileştirme, bitsin, emperyalizme hizmet etme bitsin diye yapılmaktadır. Bu gösteriler hükümetin emperyalizme hizmet etmekten vazgeçer, bizi ötekileşmekten vazgeçer o zaman bu gösteriler kendiliğinden durur. Halen emperyalizme hizmet ve bizim malımızı yabancılara satmaya devam ederse, katilleri, tecavüzcüleri bırakmaya devam ederse, bu yürüyüş ve gösteriler devam eder.
Bakın bayrak satan işçi kardeşim 7 yıl ile yargılanmak isteniyor. Yine gösteri yapan kardeşlerime pala ile saldıran insanın yurt dışına kaçmasına izin veriyor ve cezasız bırakıyor. Bunlar bitmediği sürece bu gösteri ve yürüyüşler devam edecektir.
Bu eylemlerde halk nerededir, sorunuza ise bu eylemler halkın sokağında, halkın içinde yapılmaktadır. Bize süt atan, bizi gazdan korumak için bez atan, ilk ve gerekli müdahaleleri yapan halktır. Barikat için atılan kanepeleri, çamaşır makinelerini, televizyonları herkes gördü. Halk eylemlerin içinde ve ben polisin uyguladığı şiddete konuyu çekmek istiyorum. Evlerin içine gaz bombaları atılıyor. Evlerin içine su sıkılıyor. Bir ev polisin attığı gaz fişeği ile yandı.
Amaç nedir? Halkı zor durumda bırakarak, göstericilere tepki göstermesini sağlamaya yönelik uygulamalardır. Halkın şunu söylemesini bekliyorlar. “sizin yüzünüzden gaz sıkılıyor, su sıkılıyor, sizin yüzünüzden uyuyamıyoruz.” Gibi tepkilerin olmasını bekliyor. Şimdi benim halam, teyzem ordadır. Zaten aşağı inen bu saydığım halktır. Bu halk nasıl bir tepki verecektir? Halk kendi çocuğuna tepki gösterir mi? Onun için halk nerede derseniz ben halk tam içinde derim. Bu gösterileri halk yapmaktadır. Marjinal grup, provokatör yoktur. Siz böyle düşünürseniz, halkı karşınıza almış olursunuz. Çünkü, en büyük provokatör halk olmuş olur. Eylemler daha kalabalık olarak devam edecektir. Halkın tepkisi, polisin ve hükümetin bu yanlış politikalarına karşı olduğunu belirteyim.
'DEVLET KATİLLERİ AÇIKLASIN YOKSA BEN AÇIKLARIM'
Daha yeni adli tıp raporu yayınlandı. Siz bu raporu okudunuz. Rapor hakkında ne düşünüyorsunuz?
CÖMERT : İstanbul’dan beklenen tıp raporu geldi. Bu raporun analiz ve sonuçları geldi. Benim kardeşime ateşli silaha rastlanmadı. Daha önce de açıklandığı gibi kafasının arkasında yarım ay şeklinde, olan darbeden dolayı hayatını kayıp etti. Bu da zaten görgü tanıklarının ifadelerinde belirtilmişti. Gaz kapsülü çarpması sonucu yani polis hedef gözeterek başından vurduğu kesinleşmiş oldu. Polis bildiğiniz gibi hedef gözeterek kardeşimi katletti. Adli tıp raporu da şu an bunu destekliyor. Ama tam açıklanması yapılmadı. Nedene ise bütün dosya istendi, Bütün dosya ise görgü tanıkları, kamara kayıtları, dahil hepsi incelendikten sonra, gerçek ölüm nedeni açıklanacaktır. Ama şu an elimize ulaşan analiz sonuçları bu şekildedir.
Başbakan’ın üzerine basa, basa söylediği “bunlar alkolük, bunlar ayyaş, içkici” göndermesine kardeşimin kan tahlillerine bakılabilinir. Kardeşimin kanı tertemizdir. Kardeşimin kanında ne alkol, ne uyuşturucuya rastlanmıştır. Sadece internet de feyzbokta belirtilen “ağrı kesici ile ayaktayım” demişti. Orada ağrı kesici ilaçlara ilişkin bir madde vardır. Kardeşimin kanında hiçbir şey yoktur. Kardeşim işçi, halkın yanında yer almış ve en demokratik hakkını kullanırken katledilmiştir. Elinde ne silah, ne sopa vardı. Akrep denilen polis aracından kendisine ateş edilmiştir.
Adli tıp raporu soruşturma dosyasını inceledim. O gün görevli olan araçların plakaları yazılmış, içinde görevli, yani ateş etme yetkisi bulunan polislerin ismi şu an elimde bulunmaktadır. Ben daha öncede açıklama yaptım. Eğer adalete teslim edilmez, bu kişi tutuklanmaz ise isim açıklamak zorunda kalacağım. Şu an elimde üç isim var. Bu üç isimden biri katildir. Tekrar ediyorum, bu üç kişiden biri katil ve bunlar adalete teslim edilmez ise ben açıklarım.
AKP’nin Türkiye-Suriye politikaları yüzenden kriz yaratılmış ve Hatay son derece bir çıkmaza sokulmuştur. AKP’nin bu politikalarına ve buruda yaratılmak istenen mezhep çatışmaları konusunda ne söyleyeceksiniz?
'POLİS ŞİDDETİ SAVAŞA HAYIR MİTİNGLERİ İLE BAŞLADI'
CÖMERT: Şunu söylemek istiyorum. Polis şiddeti ne zaman başladı. Hatay’ın savaşa hayır mitingleri ile başladı. Hatay halkı biz Suriye ile savaş istemiyoruz. Miting ve gösterileri yaptı. Polis bu miting ve gösterilerde de hem gaz, hem jopu hunharca kullanmıştır. İnsanlara şiddet uygulayarak susturmaya çalıştı. Hatay Suriye ile sınırdır. Suriye bizim için çok önemli ve kardeş ülkedir. İnsan kardeşi ile savaşır mı? AKP Hükümeti yine emperyalist güçlerin politikası doğrultusunda Suriye’ye savaş açmıştır. Hepimiz aynı gemideyiz. Burada mezhep sorulmaz. Burada bu ayıptır. Ekonomik olarak bu yüzden çok büyük bir vurgun yemiştir. Mezhep çatışması yaratılmaya çalışındı. Ama şunu gözetemediler. Hatay medeniyetler şehridir. Hatay hoşgörü şehridir. Onun için başaramadılar. Hepimiz burada alevisi, sünnisi, hıristiyanı ve yahudisi kardeş gibi yaşıyoruz. Aynı havayı soluyoruz. Aynı suyu içip, aynı sofralardan yemek yiyiyoruz.
Polis istediği kadar Armutlu çıkışını sınır kabul etsin, bizi Sünni kardeşlerimize saldıracak toplum olarak göstermeye çalışsınlar, bu kışkırtmalardan sonuç alamayacaklardır. Çünkü bir herkesle kardeşiz.
Ulusal