İşin içinde Tayyip'in oğlu da var
Darphane işçileri 8 Temmuz’dan bu yana grevde. İlk bakışta tuhaf görünen bu durumun nedeni ise grev sayesinde AKP’ye yakın bazı firmalara büyük avantalar yaratılması...Darphanede skandal;
'İşçiyi greve zorlayıp vurgunu vurdular'
Temmuz’da Darphane’de greve giden Basın-İş’ten çarpıcı iddia. Basın-İş yetkilileri, hükümetin bazı firmalara rant sağlamak üzere işçileri “greve çıkmaya zorladığını” söyledi.
Darphane işçileri 8 Temmuz’dan bu yana grevde. Grev kararı alan Türk-İş’e bağlı Basın-İş Sendikası yetkilileri, hükümetin sendikayı greve çıkmaya adeta zorladığını söylüyor. İlk bakışta tuhaf görünen bu durumun nedeni ise grev sayesinde AKP’ye yakın bazı firmalara büyük avantalar yaratılması. İddiaya göre Darphane’de grevin başladığı gün üç firmaya tonlarca altın verildi. Bu firmalar grevle birlikte altın fiyatları artmaya başlayınca milyonlarca lira rant elde etti.
İŞÇİLERİ GREVE ZORLADILAR
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nde Basın-İş Sendikası’nda örgütlü 257 işçi çalışıyor. 8 Şubat’ta başlayan toplu sözleşme görüşmeleri 44 madde içermekteydi. Görüşmelerin ilk oturumunun yapıldığı tarihten greve çıkılan 8 Temmuz’a kadar geçen 5 ayda, bu 44 maddeden yalnızca 7’si üzerinde uzlaşılabildi. Oysa Basın-İş Sendikası 26 maddede değişiklik yapılmasını dahi teklif etmemişti.
Görüşmelerde en büyük tıkanma, işçilerin zam talepleriyle ilgili maddede yaşandı. Sendika, bin 561 TL olan net ücretin 2 bin TL’ye çıkartılmasını istedi. Zira bin 561 TL’lik ücret, Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası’na (Kamu-İş) bağlı işyerlerindeki ortalama ücretin de, Türk-İş’in açıkladığı (dört kişilik aile için 3 bin 12 TL) yoksulluk sınırının da altında.
Basın-İş yetkilileri, grev kararı almadan önce uzlaşmazlığı masada çözmek üzere defalarca Kamu-İş’le temasa geçmesine, Hazine Müsteşarı’yla ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’yla görüşmesine rağmen, iktidarın tutumu nedeniyle bir anlaşmaya varılamadığını kaydediyor. Yetkililerin hiçbirinin somut bir yaklaşım geliştirmediğini belirten Basın-İş, sendikanın görüşmek üzere yaptığı tekliflerin de görmezden gelindiğini, hatta grev kararından önce Basın-İş İstanbul Şube Başkanı’nın fabrikaya alınmadığını belirtiyor.
VURGUNU 3 FİRMA VURDU
18 Haziran’da Darphane’ye yüksek miktarda altın siparişi geldiğini belirten Basın-İş Genel Sekreteri Savaş Nigar, 16 Temmuz’da piyasaya sürüldüğü açıklanan 4 ton 43 kilo altının grevden önce işlendiğini belirtiyor. Darphane’nin bu miktarda altını işlemesi yaklaşık 3 hafta alıyor. Nigar’ın iddiasına göre, grevle birlikte yükselen altın fiyatlarına müdahale etmek amacıyla 16 Temmuz’da piyasaya sürüldüğü söylenen 4 ton 43 kilo altının 3 tonu, aslında greve çıkıldığı 8-9 Temmuz’da üç firmaya verildi. Altın fiyatındaki artışın bu bir hafta içerisinde 27 lirayı bulduğunu belirten Nigar, bu üç firmanın milyonlarca liralık vurgun vurduğuna işaret etti.
İddiaya göre bu üç firma Tayyip Erdoğan’in oğlu Bilal Erdoğan ve gelini Sema Erdoğan’ın da ortak olduğu Atasay Kuyumculuk, Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Özcan Halaç’ın sahibi olduğu İstanbul Altın Rafinerisi ve Nadir Metal.
‘ALTINI BİZ BASALIM’ TEKLİFİ
Darphane, dökümhanede çalışan bütün işçilerin grevde olması nedeniyle Cumhuriyet altını üretemiyor. Darphane’nin elinde halen 150 ile 750 kilo arasında Cumhuriyet altını, 12,5 ton işlenmemiş külçe altın mevcut. Külçe altının sikkeye dönüştürülememesi nedeniyle külçe altın fiyatları da artmaya devam ediyor.
Basın-İş yetkililerinin dile getirdiği bir diğer önemli iddia da, bu süreçte adı geçen firmalardan birinin Darphane’ye “altını bize verin, biz basalım” teklifi götürmüş olması. Aslında bu teklifle bir şirket, devlete ait para basma yetkisini talep etmiş oluyor.
‘ÇAĞLAYAN BİR ŞEYLER BİLİYORDU’
Savaş Nigar, greve çıkmadan bir buçuk ay önce Çalışma Bakanı Zafer Çağlayan’la Meclis’te görüşerek, “Gelin bu grev sürecine müdahil olun, bu işi greve çıkmadan masada çözelim” dediklerini aktarıyor ve şöyle devam ediyor: “Ertesi gün Bakan bize danışmanları aracılığıyla haber gönderdi ve Darphane’deki sıkıntıların çözümü için hiçbir şey yapamayacağını söyledi. Demek ki, Çalışma Bakanı bir şeyler biliyordu. Bu 8-9 günde çok büyük bir haksız kazanç elde edildi. Dünyada altın düşerken Türkiye’de yükseldi.”
“Biz greve zorlandık” diyen Nigar, Darphane’nin grevle birlikte yükselmeye başlayan altın fiyatlarına müdahale etmek için neden 8-9 gün beklediğinin ve neden her zaman yaptığı gibi piyasaya 500 kilo ya da 1 tonluk arzlarla müdahale etmediğinin sorgulanması gerektiğini sözlerine ekledi.
GÜNDEME GELEN İSİMLER TANIDIK
Darphane grevi üzerinden vurgun yaptığı iddia edilen kimi firmalar, AKP’ye yakınlığıyla biliniyor. Atagold’un sahibi Cihan Kamer, Başbakan Erdoğan’ın oğlu ve geliniyle iş ortağı.
Söz konusu iddiada adı geçen firmalar “yabancı değil”. Daha önce çeşitli nedenlerle gündeme gelen kimi firmaların sahipleri, AKP’ye ve Cemaat’e yakın isimler.
Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer’in ismi, Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve gelini Sema Erdoğan ile ortaklığının ortaya çıkmasıyla gündeme gelmişti. Atagold firmasındaki ortaklığın ortaya çıkmasının ardından, Başbakan Erdoğan’ın yakın arkadaşı olan Kamer’in adı medyada “AKP’nin ‘altın’ adamı” olarak anılmaya başlandı. Kamer, en çok “kişiye özel yasa” tartışmalarıyla gündeme geldi.
PIRLANTADA KDV KALKTI, KAMER ŞİRKET KURDU
Kamer’in adı, pırlanta satışlarında KDV’nin kaldırılmasına dair çok tartışılan düzenlemeyle ilgili olarak da gündeme gelmişti. Atasay Kıymetli Madenler Anonim Şirketi adlı firma, söz konusu yasanın 31 Temmuz 2004’te Resmi Gazete’de yayınlanmasından kısa süre sonra kurulmuş ve bu durum daha sonra basına yansımıştı.
Enerji ve denizcilik sektörlerinde de faaliyet gösteren Kamer, 2005 yılında, Rusya’dan doğalgaz ithal edecek firmaların belirlendiği ihaleye dair tartışmaların da merkezine oturmuştu. Gazprom’dan “ön yeterlilik izni” alınmasını şart koşan yasa değişikliğinden 5 ay sonra, ihaleye aralarında Kamer’in dolaylı ortağı olduğu Enelko’nun da bulunduğu 4 firmanın katılabildiği ortaya çıkmıştı.
CEMAATE YAKINLIĞIYLA BİLİNİYOR
Darphane’yle ilgili iddialarda adı geçen bir diğer firma, İstanbul Altın Rafinerisi, İstanbul Altın Borsası, Hazine Müsteşarlığı, Vakıf Yatırım ve Şeker Bank gibi kurumların ortaklığıyla 1996 yılında kuruldu ancak faaliyet gösteremedi. 2002 yılında Cemaat’e yakınlığıyla bilinen Ömer ve Özcan Halaç kardeşlerin yüzde 99 hissesini satın aldığı firma, kamu ve özel ortak girişimi olarak anılıyor. Firmanın 5 yönetim kurulu üyesinin ikisini devlet, birini Vakıfbank atıyor.
Bir dönem İstanbul Altın Borsası Uzlaşma Kurulu Başkanı olarak da görev yapan Ömer Halaç, Cemaat’in eğitim kurumlarına destek vermesiyle biliniyordu. 2008 yılında yaşamını yitiren Halaç hakkında bizzat Fethullah Gülen taziye mesajı yayınlamıştı.
soL