Sıra sıra dizilmiş ölüler...
Sonu Mısır olur!
Necati DOĞRU

Göstere göstere geldi.
Mısır Ordusu zalim oldu.
Kendi halkını öldürüyor.
Mısır Ordusu, dış düşmanı durdurmak, yok etmek için değil kendi halkını bastırmak, sindirmek, korkutmak için planlanmış, ABD’den nakit para yardımıyla beslenen bir silahlı güçtü.
Görev günü geldi.
Üstleri beyaz kefen bezleriyle örtülü sıra sıra dizilmiş ölüler, alnından, gözünden, gömleğinden kırmızı kanlar akarak can havliyle kaçışanlar… Darbe yapmış Mısır Ordusu, “Benim seçtiğim lideri silahla indirmeyin diye kendini ifade etmek için meydanlarda toplananlara” kanlı kurşunlar yağdırmakta…
* * *
Mısırlı Müslüman asker.
Müslüman kardeşini vuruyor.
Halk ikiye bölündü.
Bir bölümü “Müslüman Kardeşler”i vuran Orduyu alkışlıyor, bir bölümü “İslamı getirip siyasetin içine sokarak Mısır’ın bu kanlı günlere gelişini hazırlayan Mursi’yi” arkalıyor.
İç savaş patladı.
Mısır aydınlığa çıkacaktı.
Mısır zifire gömüldü.
Şimdi Türkiye’de “Mısır’ın bu kanlı durumuna” bakıp; kendine “ithal edilmiş mağduriyet” çıkartarak; iftar sofralarından yandaşlarına mektup yazanlar var.
* * *
Yüksek sesle bağırıyorlar.
Neredesin Avrupa!
Neredesin Amerika!
Gezi sırasında bizi azarladın.
Mısır’a dilsiz şeytan oldun.
ABD’nin, AB’nin Ortadoğu’ya, İslam ülkelerine ve Müslümanlara; hep kendi çıkarları ekseninden baktığını birdenbire unutup “ithal mağduriyetten” parsa toplamaya çalışmak; “Mısır Gerçeğini” Türk halkından gizlemek değilse nedir?
Mısır, kanlı sona geldi.
Acaba niçin geldi?
Önce “Mübarek adlı diktatörden kurtulmak için dini siyasete taşıyan Mursi adlı diktatöre” sarıldı. Aynı meydan, bir yıl sonra bu kez “dinci diktatörü darbeyle indirip hapse koyan orduya” sarıldı.
Tahrir Meydanı yılan oldu.
Yılda bir deri değiştiriyor.
Adviye Meydanı kaplumbağa.
Ölüyor, deri değiştirmiyor.
Bunun bir açıklaması olmalı.
* * *
Dinci diktatör Mursi’yi ordunun elinden kurtarmaya çalışan Mısırlı Müslüman insanların, “Allah bizi İslam ile şereflendirdi, bu bize yeter… İslamı siyasete ve devlet işlerine; Mısır’ın partilerine, Mısır’ın Meclisi’ne, Mısır’ın mahkemelerine, Mısır’ın üniversitelerine sokmayalım” demeleri gerekirdi.
Mısır halkı bölünmemeliydi.
Hepsi birlik olmalıydı.
Tevfik Fikret gibi bağırmalıydı.
Vicdanı hür.
İrfanı hür.
Fikri hür.
Vatandaşlarız.
Bizi Kur’an esiri yapmayın.
Allah’a ve kitabına özgürce inanalım. Devletin yönetimini kutsal kitap Kur’an’ın içine sokup; Mısırlıların tüm hayatını kutsal metinlere göre yönetmeye kalkmayın diyebilselerdi… Mısır kanlı iç savaşa girmezdi. Mısır’ı kutsal kitaba sığdırmak isteyenler; “ülkeyi bugün
yaşanan katliama…” taşıdılar. Tevfik Fikret, okumayanın sonu Mısır olur.
***
Bugün Genel Müdürü’nü veren…(!)
Bilenler anlatıyor. Garanti Bankası çok ileri ve kusursuz bir altyapı kurdu. Yüksek kârlılığı bu altyapıdan geliyor ve yapının harcında Genel Müdür Ergun Özen’in de büyük emeği var. Ergun Özen, Gezi Parkı olayları sırasında bankadan mevduat kaçmasın diye “Ben de çapulcuyum” diyerek direnişçilere destek verdi. Bu tavrı Başbakan’ın hışmını çekti ve 6 hafta gibi çok uzun bir zorunlu tatile çıkartıldı. Bugün Genel Müdürü’nü veren…(!) Cümlenin sonunu siz doldurun.