'Tayyip'in, “İç savaşa davet”idir'
“Bu ülkenin en önemli sorunlarından biri bizzat Başbakan’ın kendisidir. Mübarek Ramazan ayında, birliğe, dayanışmaya ve ortak akıla çağrı yapması gerekirken, kamu imkânlarıyla beslenmişlerin katkılarıyla hazırlanan sofralarda arzı endam etmekte, kin ve nefret saçmaktadır”
Milleti birbirine kırdıracak

Başbakan’ın “Tencere-tava çalanları yargıya taşıyın” sözleri tepkiye yol açtı. Muhalefet milletvekilleri, “Halkımız ihbar ve ispiyonculuğa özendirilip birbirine düşürülüyor” dedi
Gezi parkı eylemlerine karşı “Yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyorum” diyen başbakan Recep Tayyip Erdoğan şimdi de tencere tava eylemi yapanlar karşı komşularının dava açması çağrısı yaptı. Ancak bu çağrı muhalefet partilerinin tepkisine yol açtı. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Başbakan Erdoğan’ın bu çağrı ile “halkı halka kırdırma” politikası izlediğini söyledi. Nazlıaka, “Başbakan halkı birbirine düşürerek, kendi hukuku haline dönüştürdüğü yargı sistemini de kullanarak demokrasiyi bastırmaya çalışıyor” dedi.
Erdoğan’ın çağrısına siyasilerin tepkileri özetle şöyle:
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka: “Demokratik hakkını kullanarak tencere-tava çalan insanları kendi yargısıyla dizginlemeye çalışıyor. Bunun için de kendi halkım dediği kısmı araç olarak kullanıyor. Halk artık siyasetin nesnesi değil öznesi olmuştur. Başbakan halkı kendi istediği gibi yönlendiremeyeceğini anlamalıdır. Halk kendi yorumunu ve analizini yapmıştır. Kutuplaştırarak ülkeyi yönetmeye çalışan Başbakan konuşma üslubunu ve bu dilini devam ettiriyor. Halkı halka kırdırmaya çalışıyor.
Şimdi de elinde tencere-tavası olanlar olmayanlar diye kutuplaştırma yapmaya çalışıyor. Başbakan’ın göremediği şey şudur: Gezi Parkı olaylarında çok farklı görüşlerden ve çok farklı hayat tarzlarından olan insanlar bir araya geldi ve hükümetin dayatmacı tarzına, diktatoryal tarzına karşı isyan etti.”
“İspiyonculuk yaptırarak milleti birbirine düşürmek istiyor”
MHP Bursa Milletvekili Necati Özensoy:
“Türk milletinin milli değerlerinde, ahlaki değerlerinde ispiyonculuk iyi bir davranış değil. Aleni bir şekilde işlenen suça şahitlik yapmak ise ayrı bir konu. İspiyonculuk yaptırarak milleti birbirine düşürmek istiyor. Her zaman söylediği gibi yüzde 50 ayrımı yapıyor. Başbakan yine bölme ve kamplara ayırmakla ilgili yanlışlar yapıyor. Başbakan olayların başladığı günden beri, hatta iktidara geldiği günden beri, bu anlayışına aynı kararlılıkla devam ediyor. Tehlikeli bir söylem. Tasvip edilecek sözler değil. Başbakan’a danışmanları mı söyletiyor, yoksa kendisine ilham mı geliyor da söylüyor bilemiyorum, ama yapılmaması gerekir”
Mahkemeye gidin
Başbakan Erdoğan, Kastamonu Havaalanı’nın açılışı sırasında yaptığı konuşmada, tencere tava kullanılarak hükümete yönelik protestolara değindi ve şu çağrıda bulundu:
“Komşuyu rahatsız etmek suçtur, ben söylemiyorum yasalar söylüyor. Onun için bu tencere tavacıları da sizler yargıya taşıyacaksınız. Çünkü bu milletin huzurunu kimse bozamaz. Her şeyi devletten beklemeyin, müracaatınızı yapıp siz şikayet edeceksiniz. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok”
İnce: Bu sözler iç savaş daveti
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “tencere tava çalanları çekinmeden sizler yargıya taşıyacaksınız” sözünü, “İç savaşa davet” olarak niteleyerek, “Kendisi, halkına düşman, kinin ve nefretinin esiri olmuş bir kişilik olarak ortalıkta gezinmektedir. Kendisine gürültü çıkarmaktan ceza verilmelidir” dedi.
İnce, yaptığı yazılı açıklamada Başbakan’ın Kastamonu’da yaptığı konuşmayı eleştirerek,
“Bu ülkenin en önemli sorunlarından biri bizzat Başbakan’ın kendisidir. Mübarek Ramazan ayında, birliğe, dayanışmaya ve ortak akıla çağrı yapması gerekirken, kamu imkânlarıyla beslenmişlerin katkılarıyla hazırlanan sofralarda arzı endam etmekte, kin ve nefret saçmaktadır” dedi.
Başbakan’ın, Gezi Parkı eylemlerine destek amacıyla tencere tava çalarak protestolara katılanların, komşuları tarafından yargıya verilmesi çağrısında bulunduğunu belirten İnce, şöyle dedi:
“Görülüyor ki aklı tutulmuş, kin ve nefretle zincirlenmiş olduğundan söylediğinin nelere yol açacağını, ne tür sonuçlar doğuracağını anlamaktan uzaktır. Aynı apartmanı ömürleri boyunca paylaşacak insanları birbirine düşman edecek olan bu sözler, inancım tamdır ki halkımız tarafından ciddiye alınmayacaktır. Bu çağrı ’yüzde 50 yi zor tutuyorum’söyleminin, zihniyetinin daha inceltilmiş bir versiyonudur ve iç savaşa davettir.”
Yeniçağ