Yok olan yarınlarınızı bir görebilseniz!
Bunlar iyi günler!
Cevher KANTARCI

Divan Oteli’nin, Gezi’de yaralananlara kapısını açmasından “bir ay” sonra falan!
Başbakanın hesap sorulacağını açıklamasından, “bir ay” sonra!
En çok vergi verdiğinin açıklandığı gün!
Defterlerine el kondu!
Kaçak olup olmadığının anlaşılması için, akaryakıt numuneleri alındı!
İyi de, bu Tüpraş denilen şirket, on yıldır Koç Grubu’nda!
Nasıl oluyor da, on yıl bekledikten sonra Gezi’nin hemen ardından basılıyor!
Yoksa daha önce çok namusluydular da, Gezi’den sonra mı sapıtıp hem vergi hem de akaryakıt kaçırmaya başladılar!
Peki kaçak akaryakıt bulunabilir mi?
Rafinerilerde işlenen petrol ürünlerine, bir madde ilave edilirmiş ki, tahlilde nerede üretildiği anlaşılsın!
Eğer o an o maddenin konulmadığı üründen numune alınmışsa, kaçak ilan edilmesi mümkün olabilir!
Hani Silivri kasetlerinde daha icat edilmemiş bilgisayar programlarının bulunması, henüz kızağa konmamış savaş gemilerinin darbede Meclis’i topa tutacak olması, Bursa’da Garaj dönercisinin bulunduğu limanda demirli savaş gemileri personelinin sağlık sorunlarını çözen Bursa Deniz Hastanesi’ndeki denizci tabip albay gibi!
Uzan Grubu gazete ve televizyonlarının en hızlı muhalefeti yaptığı günlerdi..
Bir gün bir arkadaşım aradı:
“Beyefendi, Uzanlar için düğmeye basılması konusunda, dünkü toplantıda talimat verdi! İşte şimdi bittiniz!” dedi!
Çok geçmeden operasyonlar başladı ve sonuç malum!
Uzan’ı, Koç’u, Boyner’i seversiniz veya nefret edersiniz, mesele o değil!
Sistem böyle çalışıyor!
Önemli olan, beyefendinin sevip sevmemesi!
Sevmiyorsa, işine gelmiyorsanız, “ötekiyseniz” boyun eğmiyorsanız, namuslu da namussuz da olsanız, sonuç aynı!
Devlet bir yerde vergi kaçağı bulma “umudundaysa”, armudun sapı üzümün çöpü bile yasa dışıdır!
Anormal bir ceza yiyebilirsiniz!
Tüpraş için düğmeye basıldığı gün, demokratik yasalar için de düğmeye basılmıştı!
“İleri Demokrasi” yasaları!
Koç’tan önce, Gezi’yi destekleyen reklam firmaları da, çeşitli şekillerde boylarının ölçüsünü aldılar!
Belki siz bu satırları okurken, “Çapulcu” Boyner’e de, vergi memurları geçerken uğrayıverir!
Sonra sıra diğerlerine gelir!
Beyefendi, çok büyük oynamaya başladı ve bunlar iyi günler!
Bugünlerde yasal davranılıp, muhasebe defterleri denetim altına alınıyor, ürün numunelerinde kaçak aranıyor!
Bana sorarsanız, kısa süre sonra bunlara da gerek kalmayacak!
Beyefendi emir verecek ve hedeftekinin işi bitirilecek!
Sekiz yıllık işsizliğimden önce, işadamlarını çok uyardım!
Sekiz yıllık işsizliğim sırasında tesadüfen katıldığım bir toplantıda, Kıbrıs nedeniyle aleyhinde yazdığım eski TÜSİAD başkanlarından biri beni görünce, yüzüme ayakkabısının altına yapışan köpek bokuna bakar gibi tiksinerek bakmıştı!
O zaman işleri tıkırındaydı, “ileri demokrasiden” memnundu!
Şimdi onu da, çok zor günler bekliyor!
Ne o zaman onlardan bir avantamız vardı, ne de şimdi!
Biz sadece uyarı vazifemizi yaptık!
Şimdi ise sadece üzülebiliyoruz!