AKP'nin baskı ve korku salma taktikleri
İngiliz dergisi The Economist, dünkü sayısında Ümraniye Davası’nda alınan kararları değerlendirdi. Dergi, yazısında, “Kimileri de bu davada, ABD’de yaşayan Fethullah Gülen ve ona bağlı hareketin parmağı olduğunu düşünüyor” derken ordunun peşini hiç bırakmadığı Gülen hareketinin AKP iktidarında canlandığını vurguladı...'Silivri kararları' intikam çağrıştırdı

Haftalık yayınlanan İngiliz dergisi The Economist, dünkü sayısında Ümraniye Davası’nda alınan kararları değerlendirdi. Dergi, yazısında
“Türk demokrasisi için ileriye doğru atılmış, geri dönülmez bir adım olacaktı. Ancak 5 yıl süren ve aralarında ordu mensupları ve onların işbirlikçisi olduğu iddia edilen 275 sanığın darbe komplosu kurmakla suçlandıkları Ergenekon Davası’nda 5 Ağustos’ta verilen ağır cezalar, pek çok kişinin, aksi yöne gidildiği inancını pekiştirdi” ifadelerine yer verdi.
BBC Türkçe’nin yansıttığı habere göre Dergi “Saygı gören eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve diğer 18 sanığa, ılımlı İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’ni devirmek için komplo kurmaktan ömür boyu hapis cezası verildi” derken aralarında avukatların, gazetecilerin ve akademisyenlerin de bulunduğu diğer sanıklardan 21’inin beraat ettiğine dikkat çekti. Ümraniye Davası’nın, ordudaki generallerin, AKP’nin itibarını düşürmek için bir “kirli işler” birimi kurduğu savına dayandığını yazan Economist, hazırlandığı iddia edilen komplo çerçevesinde camilerin bombalanmasının ve Hıristiyanların öldürülmesinin planlandığının iddia edildiğini aktardı.
“Tarih affetmeyecek”
“Generalleri saf dışı bırakma Erdoğan’ın bugüne kadar elde ettiği en büyük başarı” diyen Economist, verilen cezaların, gelecekte benzer planlar yapacak kişilere de açık bir mesaj verdiğini belirtti. Ancak, bu dava için özel inşa edilen duruşma salonunda yapılan yargılamanın, başından beri tartışma yarattığını vurgulayan dergi, “2007’de ordu tarafından devrilmek istendiği iddia edilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bile dava ve yargı süreci konusunda bazı endişeler” dile getirdiğini hatırlattı.
Dergi yazısını, “Bu endişeler, hükümetin Kürtlerle siyasî bir çözüm arayışına destek veren Başbuğ’un 2012’de tutuklanmasıyla arttı” şeklinde sürdürürken “Erdoğan da yakın zamanda ‘Başbuğ’a terör örgütü üyesi diyenleri tarih affetmeyecektir’ dedi. Savunma avukatlarının uzun süredir, müvekkilleri aleyhindeki kanıtların ya uydurma ya da tahrif edilmiş olduğunu söylediğini aktaran Economist, davayı izleyen Batılı diplomatların da, “davanın geçerliliğine gölge düşürmeye yetecek kadar çok açık olduğu” görüşüne katıldığını belirtti.
Erdoğan temizlik istiyor
The Economist, “Kimileri de bu davada, ABD’de yaşayan Fethullah Gülen ve ona bağlı hareketin parmağı olduğunu düşünüyor” derken ordunun peşini hiç bırakmadığı Gülen hareketinin AKP iktidarında canlandığını vurguladı. Dergi, “Gülen hareketinin polis güçlerine ve yargı kadrolarına o kadar büyük sayılarla sızdığı söyleniyor ki, bunu kendisine bir tehdit olarak gören Erdoğan, bu kadroları temizlemek istiyor” saptamasında bulundu.
Baskı ve korku salma taktikleri
Ümraniye Davası’nda verilen cezaları değerlendirirken, gezi protestolarına da değinen İngiliz Economist dergisi, “Bunu hiç umursamayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Yahudileri kastederek, bir faiz lobisinin ve onların piyonlarının, Türkiye’yi zayıflatmak ve AKP’yi devirmek için bu protestoları planladığını söylemeye devam ediyor” diyerek şunları kaydetti: “Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Koç Holding, İstanbul’daki otellerinin kapılarını polis vahşetinden kaçan protestoculara açtığı için hedef alınırken Erdoğan, Divan Oteli’nin suçlulara yardım ve yataklık ettiğini söyledi.
24 Temmuz’da polis destekli vergi müfettişleri, aralarında Tüpraş’ın da bulunduğu, Koç Holding’e ait şirketlerin merkezlerine baskınlar düzenledi. Baskın haberinin ardından, Koç’un İstanbul Borsası’ndaki hisselerinin fiyatları dibe vurdu. Şirketin bir gündeki kaybının 1.8 milyar lira olduğu söyleniyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu teftişlerin rutin çalışmalar olduğunu söyledi. Ancak İstanbul merkezli büyük bir işadamı, ’Bunlar, baskı ve korku salma taktikleri. Rutin olan asıl bu’diyor.”
Yeniçağ