AKP’nin vahşete döşediği yollar…
Suriye’den Reyhaniye’ye uzanan vahşette AKP’nin döşediği yollar…
Dünya, aylardır Suriye’de ÖSO askerlerinin dünya sahnesine korku salmak adına kaydettiği videoların şok görüntülerini izliyor. Bu video kayıtlarının arka sahnesinde ABD’nin emperyalist rejisörleri kan kin nefret hislerini Ortadoğu halklarının üzerinde mastürbe ederken ABD kontrolündeki radikal İslamcıları ise bitmeyen bu vahşet nefret filminin figüranları olarak kullanıyorlar. İnsana varlığının hiçliğini dikte ettirecek kadar vahşet ve kin kurguları içeren videoların farklı kişiliklerde farklı duygulanımlar oluşturduğu bir gerçek.
Bu video kayıtlarının birisi henüz uluslararası medyaya düştü. Bu şiddet sahnelerini Britanya kökenli insan hakları takipçileri arşivlerinin arasına katmışlar. Temmuz ayı sonlarında Şam yakınlarında 150 Suriye askerinin katlediliş şekli insanın kanını donduracak öğeler içermekte. Bu askerler üstelik teslim alındıktan sonra duvara dayanarak katledilmiş. Yerlerden kan gölleri, gökte infazın savurduğu toz bulutunu izlerken adeta şiddetin kokusunu burnunuzda hissediyorsunuz…
Bu izlemcilerin sözcüsü katillerin Nusra cephesi ve Ansar al-Khalafa al-Islamiye tugayından olup bu yapıların ikisi de El-Kaideye bağlı Sunni yapılar olduğunu vurguluyor.. Bu katliam asiler tarafından gerçekleştirilmiş en büyük kitlesel katliam olup katliamın uygulanış şekli Esad’ın gittikçe güçlenen insani imajının haklılığını uluslar arası arenada bir kez daha belgeliyor.
Bu katliam da 19 Mart’ta asilerin kimyasal silah kullandıkları Khan al-Assal kasabasında gerçekleştirildi. Tamamına yakını Şia İslam olan bu kasaba ikinci kez insanlık tarihine geçecek utanç görüntülerine mekan oldu. Bu görüntülerin kaydından kısa süre önce asi grubun lideri olan Ahmed al-Jabra’nın, John Kerry’e Amerikan askeri yardımının artırılmasını talep eden görüntüleri ise çok taze. ABD ile samimiyetin derecesi, ABD’nin Suriye’de kontrolsüz şiddeti provoke etmede ne kadar katalizör olduğunu gösteriyor. BM’de Rusya temsilcisi Vitaly I Churkin ise bölgede olası asilerin hakimiyetinin sonuçlarını “korku filmi” olarak tanımlıyor.
11 Mayıs’da gerçekleşen Reyhanlı katliamının Nisan 25 ten itibaren el-Kaide grupları tarafından yapılan hazırlıklar neticesinde gerçekleştirildiği Jandarma İstihbaratından alınan belgelerle ispatlanmıştı. Bu belgeler Reyhanlı saldırısını El-Kaide ile bağlantısını aleni olarak göstermesine rağmen Recep Tayyip Erdoğan İsrail’in kendine dikte ettirdiği argümanı kullanarak, olayı Suriye istihbaratıyla ilişkilendirme gayretine girmiş, argüman desteksiz kalınca da sanki Reyhaniye olayı hiç olmamışçasına iktidarın kurmayları üç maymun figürlerine sarılmıştı.
Suriye’den Reyhaniye’ye uzanan yolları sadece ABD’nin Ortadoğu’daki talepleri neticesine bağlamak AKP liderinin kimliğini yok saymaktır. Zira bu zat bir dönem kendini Ortadoğu’da tek lider olma hezeyanına kaptırmış, güya taşıdığı misyonu ABD’ye onaylatmak için olmadık icraatlarda bulunmuştu. İşte bu zatın sanrısal değişimleri Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasını raydan çıkararak Ortadoğu bataklığına çekmişti. Binlerce yıldır mezhep kavgalarına katliamlarına mekan olmuş Ortadoğu bataklığı bu zatın sayrı icraatlarını sevmiş olacak ki eline Reyhanlı bombasını tutuşturmuştu. Bir apartman büyüklüğünde bir çukurun yuttuğu 52 Türk insanının bedeni sayrı düşünceleri daha da beslemiş olacak ki AKP hükümeti Türk milletinden toplana vergilerle BM’in dahi kabul ettiği binlerce psikopatı, caniyi, tecavüzcüyü bünyesinde beslemeye devam etmekte…
AKP hükümeti şunu bilmelidir. İnsanlık tarihinin en bulaşıcı hastalıkları vahşet, kin ve zulümdür. Bu kavramları bünyesinde barındırmasına rağmen bu kavramların çukurunda yutulmayan bir lider ve ekibi şimdiye kadar tanımlanmamıştır…
Gülümser HEPER
İlk Kurşun