“Kul hakkı yeme” projesi!
Kul hakkı yiyelim” projesi heyecanla karşılık buldu!
Necati DOĞRU

Türkiye’ye geldi.
Heyecanla karşılandı.
Önce Ankara’da Meclis binasına gitti. Meclis personeli örgütlenmişti. Sarıldılar elini öpmek, koluna, omzuna, bedenine dokunmak için birbirini eziyorlardı.
Onu kulislere götürdüler.
Meclis mekanlarını gösterdiler.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek‘i ziyaret ettirdiler. Meclis Başkanı, Yusuf İslam’ın ellerine sarıldı. O da Meclis Başkanı’na “kul hakkı yeme projesini” anlattı.
* * *
Anlattıkça açıldı.
Muhabbet katlandı.
Sonra Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ‘ın odasına aldılar. Bekir Bozdağ, “Türkiye’de kul hakkının biriktiği büyük kasayı” açacak anahtarlardan biriydi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Bekir Bozdağ’a bağlıydı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi halkın vergilerinden toplanmış paralarla 11 bakanlığın bütçesinden daha fazla parayı her yıl harcıyordu. 2013 yılında 4 milyar 604 milyon TL ile Diyanet İşleri Bütçesi; İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı bütçeleri toplamından daha fazlaydı.
* * *
Ye, yut, harca bitmez.
Çünkü her yıl aynı para enflasyondan fazla artırılarak harcansın diye Diyanet İşleri’ne veriliyordu. Kul hakkı yiyebilmenin en kolay yollarından biri Diyanet İşleri Başkanlığı’na yanaşmaktı.
Yusuf İslam, haberliydi.
Kasayı kimler açar?
Yusuf bunu biliyordu.
Yusuf İslam’ı Başbakanlık Merkez Binası’nda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın odasına buyur ettiler.
Eller kavuştu.
Gözler birleşti.
Gönüller kaynaştı.
Başbakan ile sakalına nur yağmış Yusuf birlikte cuma namazına gittiler. Yusuf İslam; “çocuk yapma önerinizi ikiye katladım, 6 çocuğum var” diye söze muhabbet ve kalbi sevgiyle girdi; “Kul hakkı yeme projesinin ince detaylarını” İngilizce anlattı.
Türkçeye çevirdiler.
Başbakan, huşu içindeydi.
* * *
Dünyayı soymuş, Müslümanlar arasına nifak sokmuş, şimdi de dünyanın en zengin ülkelerinden İngiltere’nin üniversite şehri Cambiridge’de 50 milyon TL’ye (25 milyon dolardan fazla) mal olacak bir büyük cami yaptırılacaktı. Cami’nin yanına bir de morg (artık ne içinse) yerleşecekti. Yusuf İslam, işte bu cami ve morg için Diyanet İşleri Bütçesi’nden 50 milyon TL’yi istiyordu. Cambiridge, İslam şehri değil.
Müslüman cemaat de yok.
Cemaatsiz cami yapılıyor.
Cemaatsiz camiyi yapma parası, orada ibadet edecek olanlar değil de, Türk halkından toplanan vergilerden karşılanırsa bu “kul hakkı yemeye” girmez mi? Yusuf İslam ile Başbakan; “Allah’ın her 100 emir ve yasağından 75’inin (hemen, hemen dörtte üçü) kul hakkıyla ilgili olduğunu” bilmezler mi?
Yusuf, dönme Müslüman.
Bilmiyor diyelim.
Başbakan da akıl etmiyor.
* * *
Allah’ın kesin emir ve yasağına rağmen mübarek ramazan günü Yusuf İslam’ın Ankara’ya getirdiği “Kul Hakkı Yiyelim Projesi” heyecanlı karşılık buldu.
Bütün yandaş gazeteler!
Bütün yağcı TV’ler!
Yusuf İslam’ın Türk halkının vergileriyle cami yapma dinci cambazlığını Başbakan’a dalkavukluk haberine çevirdiler.
Din yiyicilik aleti oldu.
Allah, bunları görüyordur.