Türkiye faize teslim!
Faize teslim oldu!
Necati DOĞRU

Aylık faiz:
Yüzde 6’ydı.
Yüzde 8’e yükseldi.
Gecelik faiz:
Yüzde 4’tü.
Yüzde 6.50’ye çıktı.
Tezgah altı faizi:
Yüzde 9.30’du.
Yüzde 9.50’ye çıktı.
Rantiye faiz:
100 bin TL’ye bankalar bir ay önce 419 TL faiz veriyordu, şimdi 593 TL veriyorlar.
* * *
Taksim’de Gezi Parkı’nda 5-10 genç çadır kurup “kesmeyin bu ağaçları” dedikleri için ağır biçimde gazlanarak, palayla kovalanarak, polis tabancasıyla kurşunlanarak perişan edildiği günlerde Başbakan, “Faiz lobisinin kışkırtması, bizi iktidardan indirmek istiyorlar. Çünkü faiz lobisinin hortumlarını kestik” diye özetleyeceğim TV konuşmaları yapıyordu.
Ne olacak şimdi?
Aylık faiz daha da…
Gecelik faiz daha da…
Tezgah altı faiz daha da…
Rantiye faiz daha da…
Zıplayacak, fırlayacak.
Çünkü fren tutmuyor.
Merkez Bankası, iç piyasada dolara fren tutturabilmek için kasalarındaki döviz rezervlerini hızla piyasalara boca etmekte.
Eriyor rezervler.
Yine de yükseliyor dolar.
Dolarla birlikte benzin.
Benzinle birlikte doğalgaz.
Doğalgazla birlikte ekmek.
Ekmekle birlikte iflaslar.
İflaslarla birlikte işsizlik…
Sanki çok az işsiz vardı.
* * *
Üstün başarılarla aydınlık ufaklara koşmakta olan ve Başbakan’ın “Türkiye’nin büyümesini kıskanıyorlar” dediği ve bakanların da “Avrupa gelsin bizden biraz ders öğrensin” diye övündüğü “Türkiye ekonomik büyüme modeli” gelip gelip sonunda neden “faiz lobisine” teslim bayrağı çekti?
Elde 4 mal vardı.
İkisi iyiydi.
İkisi berbat.
Hep iyi mal vitrine kondu.
Kötü mal zemine saklandı.
Bakın, görün, bize güvenin, gururlanın; “hortumları kestik… Ekonomiyi ne kadar iyi yönetiyoruz” diye Türk halkına yalan-dolan pompalandı.
İyi 2 kalem:
1-Bütçe açığının milli gelire oranı; yüzde 40’ın altında gidiyordu. Bu da Avrupa Birliği ölçülerine göre iyi göstergeydi.
2- Devlet borçlarının milli gelire oranı; yüzde 2 civarında tutuluyordu. Bu da AB ölçülerine göre gerçekten başarıydı.
* * *
Fakat elde 2 berbat gösterge daha vardı. Halk zaten bu tip teknik konuşmalardan fazla anlamıyor, anlayanlar da “Her ay yabancılardan Türkiye’ye 5 milyar dolar taze para gelmezse Türkiye’de ışıklı günler karanlığa döner” diye uyarıyor fakat onlar da bir yere kadar söyleyip sıkılıyordu. Halk yediğine, içtiğine, gezdiğine bakıyordu.
Başbakan 5’inci uçağını aldı.
Başbakanlık konutunu 3’e çıkardı.
Dış borç yükseliyor.
Cari açık artıyordu.
Yabancı parası yemek keyif veriyordu. Berbat 2 kalem şuydu:
1-Cari açığın milli gelire oranı; yüzde 6 civarındaydı. Bu da Avrupa Birliği ölçülerine göre berbattı.
2- Ülke borçlarının (kamu ve özel sektörün dış borçları toplamı) milli gelire oranı; yüzde 50’yi geçiyordu. Bu da AB ölçülerine göre berbattı.
* * *
10 yıl işte böyle geçti.
Rüzgar gibi aktı geçti.
İki berbat mal gizlendi.
İki iyi mal vitrinde tutuldu.
Sürekli gizleyip gözden kaçırdıkları “o iki berbat gösterge” sayesinde vitrine “o iki iyi göstergeyi” koyabildikleri ortaya çıktı.
Türkiye faize teslim!
Dış para gelsin diye; aylık faiz, gecelik faiz, tezgah altı faiz ve rantiye faiz hep birlikte yükseliyor. Hocaları rahmetli Necmettin Erbakan, “Rantiyeci ve faizci bunlar… leblebici dükkanı bile idare edemezler” diyerek mezarında dönmüştür.